VacibeYapılması gerekli olan.
Vacide1. Meydana getirici, yaratıcı. 2. Varlıklı, zengin.
VacipYapılması gerekli olan.
Vacit1. Meydana getirici, yaratıcı. 2. Varlıklı, zengin.
VafiSözünde duran, sözünün eri.
VahaÇöllerin su bulunan kesimlerinde oluşan bitkili alan.
VahapBağışlayan, ihsan eden.
Vahdet1. Yalnızlık, teklik, birlik. 2. Allah'a yakınlık, Allah'a ulaşma.
VahdettinDinin tekliği, birliği.
VahibeBağışlayan, bağışlayıcı.
VahipHibe eden, bağışlayan.
VahittinDinin tekliği, tek din.
VaizDinsel öğütlerde bulunan kimse.
Vâkıf1. Bir şeyi elde eden, bir işten haberli olan. 2. Duran, ayakta duran.
VakurAğırbaşlı, temkinli.
VaralGit ve al anlamında kullanılan bir ad.
VaraşAnlayış, akıl, zekâ.
VardarYugoslavya ve Yunanistan´da Selânik körfezine dökülen ırmak.
VargınUlaşan, isteğine erişen.
Varlık1. Zenginlik, para, mal mülk. 2. Önemli, yararlı, değerli. 3. Yaşam, hayat. 4. Var olan her şey.
VarolYaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun anlamında kullanılan bir ad.
VasıfVasfeden, bildiren, öven.
VasılErişen, ulaşan, kavuşan.
VasılaErişen, ulaşan, kavuşan.
VassafNiteliklerini bildirerek anlatan veya öven.
Vecahet1. Güzel yüzlülük, gösterişlilik, güzel yüz. 2. Saygınlık.
VecahettinDinin yüceliği, onuru.
VecdetZenginlik, varsıllık.
VecdiCoşkunlukla ilgili, coşkunlukla oluşan.
VechiYüzle ilgili, yüze ait.
VechiyeYüze ait, yüzle ilgili.
VecibeÖdev, boyun borcu, vazife.
Vecihl. Bir kavmin büyüğü, başkanı, şefi. 2. Güzel, hoş.
VecihiGüzellik, hoşlukla ilgili.
Vecit1. Bir şeyin güzelliği karşısında kendini kaybedecek dereceye gelmek, coşkulanmak. 2. Tanrı sevgisinden dolayı duyulan coşkunluk, sevinç.
VedaSevilen birinden veya yerden ayrılma.
VediBaşkasının malını saklamakla görevli kimse.
VediaSaklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan emanet.
VefaiVefalı, sözünde duran.
VefakârSevgisi geçici olmayan, vefalı.
Vefi1. Vefalı, bağlı. 2. Tam, mükemmel, eksiksiz.
Vefia1. Vefalı, bağlı. 2. Tam, mükemmel, eksiksiz.
VefikArkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan.
VefikaArkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan.
VehbiyeTanrı bağışı olan.
VehipBağışlama, bağış, vergi.
VekilBirinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse.
Veli1. Sahip. 2. Ermiş, eren. 3. Bir çocuğun her türlü durumundan sorumlu olan kimse.
VelicanCan sahibi, canlı.
Velide1. Yeni doğmuş çocuk. 2. Köle, kul, cariye.
Velit1. Yeni doğmuş çocuk. 2. Kul, köle. 3. Erkek çocuk.
VeliyüddinDindar, dinine sımsıkı bağlı kimse.
VeliyullahErmiş kimse, Tanrının sevgili kulu.
VenüsMerkür’den sonra Güneş’e en yakın olan gezegen, Çoban Yıldızı.
VeralVer ve al anlamında kullanılan bir ad.
VerdîGüle ait, gül ile ilgili.
VergiBir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik.
VerginVerici, özverili kimse.
VerimOrtaya çıkan, beklenilen, istenilen sonuç.
VerşanÇevreye şan ver, ünlen, ünlü ol anlamında kullanılan bir ad.
VeyisYoksulluk, muhtaçlık.
VicdanKişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.
Vicdani1. Duygu ile, vicdan ile ilgili. 2. Vicdanlı.
Vildan1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler.
VisamDamga, nişan, işaret.
VuralVur ve al anlamında kullanılan bir ad.
VurgunBirine tutkun, âşık.
Vuslat1. Ulaşma, yetişme. 2. Kavuşma, sevgiliye kavuşma.