Bebek İsimleri

Hepsi | A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z
799 sonuç bulundu.
S
Saadet
Mutluluk, bahtiyarlık.
Saadettin
1. Dinin mutluluğu.2. Dini uğurlu, kutlu kılan.
Saba
(saba:)
Sabah
Gündüzün ilk saatleri, günün başlangıcı.
Sabahat
Güzellik, yüz güzelliği.
Sabahattin
Dinin güzelliği.
Sabahnur
Sabah ışığı, sabah aydınlığı.
Sabar
1. Döven, vuran. 2. Bir Türk boyu.
Sabbar
Çok sabırlı.
Sabih
Güzel, şirin.
Sabiha
Güzel, şirin, hoş.
Sabir
(sa:bir)
Sabire
Dayanan, sabreden.
Sabit
1. Değişmeyen, kımıldamayan. 2. Kanıtlanmış, anlaşılmış.
Sabite
1. Değişmeyen, kımıldamayan. 2. Kanıtlanmış, anlaşılmış.
Sabiye
Küçük kız, kız çocuğu.
Sabıka
Parlak, ışıklı.
Sabır
Katlanma, dayanma,ses çıkarmadan bekleme, tahammül etme.
Sabri
Sabırlı, sabreden.
Sabrinnisa
Kadınların sabırlısı.
Sabriye
Sabırlı, dayanıklı.
Sabur
1. Çok sabırlı. 2. Tanrı adlarındandır.
Sabutay
bk. Subutay
Sacide
Secde eden, alnını yere koyan.
Sacit
Secde eden, alnını yere koyan.
Saçı
1. Düğün armağanı. 2. Gelinin başına saçılan şeker, arpa, para gibi şeyler.
Sada
(sada:)
Sadak
1. Ok koymaya yarayan meşin torba. 2. Sabah yeli.
Sadakat
Dostluk, içten bağlılık, doğruluk, vefalılık.
Sadberk
1. Yüz yapraklı, katmerli. 2. Katmerli bir gül türü.
Sadedil
Temiz yürekli.
Sadegül
Bir gül kadar sade, temiz ve güzel olan.
Sadettin
bk. Saadettin
Sadhezar
1. Yüz bin. 2. Çok fazla.
Sadi
Mutlul, uğurlu.
Sadice
Karışık olmayan, düz, yalın, saf.
Sadir
Sadır olan, ortaya çıkan.
Sadiye
Mutlu, uğurlu.
Sadık
İçten bağlı, doğru, gerçek dost.
Sadıka
İçten bağlı, doğru, gerçek dost.
Sadrettin
Dinin başı, önderi.
Sadri
Göğüsle ilgili, göğse ait.
Sadriye
1. Göğüsle ilgili, göğse ait. 2. Çocuğun anasıyla olan bağı.
Sadullah
Tanrının kutlu, talihli kıldığı kimse.
Sadun
Mübarek, kutlu, uğurlu.
Safa
(safa:)
Safder
Saf yaran kimse.
Safer
Temiz yürekli, dürüst kimse.
Saffet
Saflık, temizlik, arılık.
Safi
Katıksız, saf, arı.
Safinaz
Çok nazlı, çok naz eden.
Safinur
Çok nurlu, çok aydınlık, temiz kimse.
Safir
Mavi renkli, değerli bir korindon türü, gök yakut.
Safire
1. İnce, güzel ses. 2. Islık.
Safiye
Katkısız, duru, arı.
Safiyet
Saflık, temizlik, masumluk.
Safiyüddin
Dini temiz, dini pak olan kimse.
Safıgül
Gül gibi, katıksız, saf, duru, temiz.
Safter
bk. Safder
Sağan
Hızlı uçan, uzun dar kanatlı küçük kuş.
Sağanak
Şiddetli ve kısa süreli yağmur.
Sağanalp
Herkese yararlı olan yiğit.
Sağbilge
Hekim, doktor.
Sağbudun
İyi, temiz, sıcakkanlı halk.
Sağcan
Sağlıklı kimse.
Sağdıç
1. Düğünde gelin veya güveye kılavuzluk eden kimse. 2. Dost, arkadaş.
Sağın
1. Serap. 2. Yanlışı, eksiği olmayan.
Sağınç
Emel, istek, amaç, düşünce.
Sağıt
Silah.
Sağlam
1. Sağlıklı. 2. Güvenilirlik. 3. Gerçek, inanılır.
Sağlamer
1. Sağlıklı kimse.2. Güvenilir kimse.
Sağlar
Sağ ve sağlıklı olanlar.
Sağlık
1. Hasta olmama durumu, esenlik. 2. Güvenilir, inanılır olma durumu.
Sağman
1. Sağlıklı kimse. 2. Eksiksiz, kusursuz, güvenilir kimse.
Sağun
Saygın, kutsal.
Sahabi
Hz. Muhammed'i görmüş, birlikte bulunmuş kimse.
Sahavet
Cömertlik, el açıklığı.
Sahba
1. Al, kızıl. 2. Şarap, özellikle kırmızı şarap.
Sahibe
1. İye, sahip. 2. Koruyan, gözeten. 3. Bir iş yapmış olan. 4. Herhangi bir niteliği olan.
Sahil
(sa:hil)
Sahip
1. İye, sahip. 2. Koruyan gözeten. 3. Bir iş yapmış olan. 4. Herhangi bir niteliği olan.
Sahir
1. Geceleri uyumayan, uykusuz.2. Büyücü
Sahire
1. Geceleri uyumayan, uykusuz. 2. Büyücü, büyüleyici güzel.
Sahra
Kır, ova, çöl.
Sahure
Sahur vakti doğan kız çocuklarına verilen bir ad.
Saibe
1. Yanlışlık yapmayan, yanlışsız, doğru. 2. Amaca, hedefe uygun. 3. Amaca ulaşan.
Saide
1. Mutlu, uğurlu. 2. İbadet etmiş, Allah’a karşı görevlerini yapmış kimse.
Saika
1. Sevk eden, götüren. 2. Neden, sebep. 3. Yıldırım.
Saim
Oruç tutan, oruçlu.
Saime
Oruç tutan, oruçlu kadın.
Saip
1. Yanlışlık yapmayan, yanlışsız, doğru. 2. Amaca, hedefe uygun. 3. Amaca ulaşan.
Sair
Seyreden, hareket eden, yürüyen.
Saire
Seyreden, hareket eden, yürüyen.
Sait
1. Kutlu, uğurlu. 2. İbadet etmiş, Tanrıya karşı görevini yapmış kimse.
Sak
Bilgili, akıllı, zeki, uyanık.
Saka
1. Evlere çeşmeden su taşıyan kimse. 2. Serçegillerden, başında ve boynunda kırmızı, sarı tüyler bulunan, güzel öttüğü için kafeste beslenen küçük bir kuş.
Saki
1. Su veren, su dağıtan. 2. Kadehle içki sunan.
Sakibe
1. Döken, dökücü. 2. Dökülen.
Sakin
1. Durgun, dingin. 2. Sessiz, kendi hâlinde.
Sakine
1. Durgun, dingin. 2. Sessiz, kendi hâlinde.
Sakın
İhtiyatlı, temkinli ol, kendini koru anlamında kullanılan bir ad.
Sakıp
1. Parlak, ışıklı. 2. Delen, delik açan.
Sakman
1. Uyanık, akıllı kimse. 2. Sessiz, sakin kimse.
Sal
1. Bir tür ilkel ırmak veya deniz taşıtı. 2. Boy. 3. Yel, rüzgâr. 4. Büyük sarp kaya. 5. Kıyı, kenar.
Sala
Sırayla ekimde, köyce ekime ayrılan yer.
Salâh
1. Düzelme, iyileşme, iyilik. 2. Barış. 3. Dine olan bağlılık.
Salâhattin
bk. Selâhattin
Salâhi
İyilikle, barışla ilgili.
Salan
1. Otlak, mera. 2. Dinlendirilen tarla, toprak.
Salâr
Başkumandan, başbuğ, önder.
Salcan
bk. Selcan
Saldam
Ciddilik, ağırbaşlılık.
Salgur
Saldıran, saldırgan.
Salih
1. Elverişli, iyi, uygun, yakışır. 2. Yetkisi, hakkı olan. 3. Dinin buyruklarına uygun harekette bulunan.
Saliha
1. Elverişli, iyi, uygun, yakışır. 2. Yetkisi ve hakkı olan. 3. Dinin buyruklarına uygun harekette bulunan.
Salim
1. Sağ, salim, sağlıklı. 2. Eksiksiz, kusursuz. 3. Korkusuz, emin.
Salime
1. Sağ, sağlam. 2. Eksiksiz, kusursuz. 3. Korkusuz, emin.
Salis
Üçüncü.
Salise
Üçüncü.
Salık
1. Haber, bilgi. 2. Tavsiye.
Salıkbey
Tavsiye edilen bey.
Salıkbike
Tavsiye edilen, beğenilen kadın.
Salınbike
Salınan, nazlanan kadın.
Salkım
1. Üzüm gibi birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş. 2. Üzerinde kısa saplı dallar bulunan çiçek topluluğu. 3. Akasya.
Salkın
1. Güneşsiz, serin. 2. Soğuk rüzgâr.
Salman
Başıboş, serbest, özgür.
Saltan
1. Tek, yalnız. 2. Temiz, saf. 3. Yalnız başına giden.
Saltanat
Sultanlık, hükümdarlık.
Saltı
Gezgin, yolculuk eden.
Saltık
1. Kendi başına var olan, bağımsız, koşulsuz, mutlak. 2. Salıverilmiş, bırakılmış, azat edilmiş, özgür.
Saltuk
bk. Saltık
Saltukalp
Özgür yiğit.
Salur
1. Kılıç. 2. Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi.
Salurbay
Eli kılıç tutan bey.
Samahat
bk. Semahat
Sâmân
1. Zenginlik. 2. Rahat, dinçlik. 3. Düzen.
Samanursema:nur)
Samet
1. Çok yüksek, ulu. 2. Kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan anlamında Tanrı adı.
Sami
Yüksek, yüce.
Samih
Cömert, eli açık.
Samiha
Cömert, eli açık.
Samim
Öz, asıl, iç, gönül.
Samime
Öz, asıl, iç, gönül.
Samimi
İçten, candan, gönülden.
Samin
Sekizinci.
Samir
Meyve veren, meyveli.
Samire
Meyveli, meyve veren.
Samiye
Yüksek, yüce.
Samur
Değerli kürkü olan bir sansar türü.
Samuray
Samur ve ay.
Samurtay
Samur ve tay.
San
1. Dilek, istek, arzu. 2. Şöhret, ün. 3. Nişan, alamet, iz.
Sanaç
Dağarcık.
Sanak
1. Kısa zaman, az süre. 2. Fikirsiz, düşüncesiz.
Sanal
Adın duyulsun, ün kazan anlamında kullanılan bir ad.
Sanalp
Ünlü, meşhur yiğit.
Sanat
1. Bir duygunun, tasarının, güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. 2. Ustalık, hüner, beceri. 3. Yetenek.
Sanavber
bk. Sanevber
Sanay
Ay gibi güzel, ayı anımsatacak kadar güzel.
Sanbay
Ünlü, tanınmış, ün yapmış kimse.
Sanberk
Gücüyle, kuvvetiyle tanınan kimse.
Sancak
Alay bayrağı.
Sancaktar
Sancak taşıyan veya muhafaza eden kimse.
Sancar
1. Kısa kama. 2. Saplayan, batıran, yenen.
Sancarhan
Yenen, üstün gelen hükümdar.
Sanduç
Bülbül.
Sanem
1. Put 2. Güzel kadın.
Sanemnur
Put gibi güzel ve parlak kadın.
Saner
Ünlü, tanınmış kimse.
Sanevber
1. Çam fıstığı ağacı veya kozalağı. 2. Sevgilinin boyu posu.
Sani
1. Yapan, işleyen, meydana getiren. 2. Yaradan. 3. İkinci.4. Tanrı adlarındandır.
Sania
1. Yapan, işleyen, meydana getiren. 2. Sanat eseri yaratan.
Sanih
Zihin ve düşüncede oluşup çıkan, fikre doğan.
Saniha
Çok düşünmeden doğan iyi ve güzel düşünce veya bu düşünceleri doğuran zekâ.
Saniye
1. İkinci. 2. Dakikanın altmışta biri.
Sanlı
Ünlü, tanınmış kimse.
Sannur
Nurlu, ışıklı, güzel olmasıyla tanınan.
Sanşın
Erkek, yiğit.
Sanver
Ünlendir, meşhur et, tanıt anlamında kullanılan bir ad.
Sar
Sevindiren, sevinç veren.
Sara
Halis, katkısız, temiz.
Saraç
Koşum ve eyer takımları yapan, satan, işleyen veya süsleyen kimse.
Saral
Çevresini kuşat anlamında kullanılan bir söz.
Saran
1. Kuşatan, çeviren. 2. Hasis, cimri.
Sarbek
Sarışın bey.
Sare
1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.
Sargan
1. Çorak yerlerde biten bir ot. 2. Bir tür balık.
Sargın
1. Candan, içten, yürekten. 2. Çekici, cazibeli. 3. Kapalı, puslu hava. 4. İstekli, hevesli.
Sargınal
Yürekten, candan al anlamında kullanılan bir ad.
Sargut
İhsan, bağış, ödül.
Sarim
Keskin, kesici.
Sarıalp
Sarışın yiğit.
Sarıbay
Sarışın kimse.
Sarıca
1. Sarıyı andıran, sarıya yakın. 2. Yaban arısı.
Sarıcabay
Sarışın kimse.
Sarıçam
Bir çam çeşidi.
Sarıçiçek
Sarı renkli çiçek.
Sarıer
Sarışın kimse.
Sarıgül
Sarı renkli gül.
Sarıgüzel
Sarışın güzel.
Sarıhan
Sarışın hükümdar.
Sarıkaya
Güçlü, kuvvetli sarışın kimse.
Sarıkız
Sarışın kız.
Sarıtaş
Güçlü, kuvvetli sarışın kimse.
Sarkan
Kovan.
Sarmaşık
Koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan tırmanıcı bir bitki.
Sarp
1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.
Sarper
Sert, güçlü erkek.
Sarphan
Güçlü, kuvvetli hükümdar.
Sarpkan
Sert, güçlü soydan gelen.
Sarpkın
Güçlü, kuvvetli kimse.
Sarpkoç
Güçlü, kuvvetli kimse.
Sart
Ticaretle uğraşan, tüccar.
Sartık
Azat olunmuş, salıverilmiş, özgür.
Saru
Sarışın.
Saruca
bk. Sarıca
Saruhan
bk. Sarıhan
Sarvan
Deve süren, deveci.
Satı
Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.
Satıa
Yükselen, yükselip ortaya çıkan.
Satıbey
Kendisini adamış bey.
Satıgül
Kendisini adamış güzel.
Satıhanım
Kendisini adamış hanım.
Satılmış
Uzun ömürlü olması için doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.
Satu
bk. Satı
Satuk
bk. Satılmış
Satukbuğra
bk. Satılmış
Satvet
Ezici kuvvet, zorluluk.
Sav
1. Söz, haber, dedikodu. 2. İleri sürülerek savunulan düşünce. 3. Sağlam. 4. Şöhret, ün.
Sava
1. Haber. 2. Müjde.
Savacı
1. Haberci. 2. Müjde getiren. 3. Peygamber.
Savak
1. Geçimsiz, aksi, ters kimse.2. Aptal, şaşkın. 3. Silah kabı. 4. Arklardaki küçük bentler.
Savaş
1. Silahlı çatışma. 2. Uğraşma, kavga, mücadele.
Savaşan
Savaşçı kimse.
Savaşer
Savaşçı kimse.
Savaşkan
İyi savaşan kimse.
Savat
Gümüş üstüne yapılan çizgiler, süsler.
Saver
Sağlam, zinde, güçlü erkek.
Savgat
Hediye, armağan, bahşiş, ihsan.
Savlet
Şiddetli saldırı, hücum.
Savni
Koruma, gözetme ile ilgili.
Savniye
Koruma, gözetme ile ilgili.
Savran
1. Deveci, devecibaşı. 2. Altın benzeri. 3. Merdiven.
Savtekin
Ünlü hükümdar.
Savtunç
Sözünde duran kimse.
Savtur
Sağlıklı kal, hoşça kal anlamında kullanılan bir ad.
Savun
1. "Karşı koy, kendini koru, müdafaa et" anlamında kullanılan bir ad. 2. Şölen, ziyafet.
Say
1. Düz, tabaka biçiminde, ince yassı taş. 2. İri, büyük kaya. 3. Arkadaş 4. Su kaynağı. 5. Elçi.
Saya
1. Kundura yüzü. 2. Ağıl, ahır.3. Anadolu’da çeşitli giysilerin ortak adı.
Sayan
Sayar, saygılı, hürmet eden.
Sayar
Saygılı, hürmet eden.
Saybay
Sayılan, hürmet edilen bey.
Saydam
1. İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan nesne. 2. Parlak, ışıklı.
Saygı
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı dolayısıyla bir kimseye karşı dikkatli özenli, ölçülü davranmaya neden olan sevgi duygusu.
Saygılı
Saygı duyan, saygı gösteren.
Saygın
Saygı gören, sayılan, hatırlı.
Saygül
Hatırı sayılan, değer verilen güzel.
Saygun
bk. Saygın
Sayhan
Sayılan, değer verilen hükümdar.
Sayıl
Saygı gör, sözün dinlensin değerin artsın anlamında kullanılan bir ad.
Sayılbay
Değerli, saygın kimse.
Sayılgan
Sayılan, saygı duyulan kimse.
Sayım
Saygı gösteren, değer veren.
Sayın
1. Kendisine saygı gösterilen, seçkin, değerli. 2. Saygı belirtisi olarak konuşma ve yazışmalarda kişi adlarının önüne getirilen san.
Sayınberk
Saygıdeğer güçlü, kuvvetli kimse.
Sayınbey
Değerli, saygın bey.
Sayıner
Değerli, saygı duyulan kimse.
Saykal
Her zaman değer ver, saygı göster anlamında kullanılan bir ad.
Saykut
Uğurlu, kutlu, saygıdeğer kimse.
Saylam
Sayılan, seçkin kimse.
Saylan
Uçurum, yar.
Saylav
1. Seçim, seçme. 2. Seçilmiş. 3. Milletvekili.
Saylu
Değerli, saygıdeğer kimse.
Sayman
Hesap işleriyle uğraşan kimse.
Saymaner
bk. Sayman
Saynur
Parlak, güzel olarak kabul et anlamında kullanılan bir ad.
Sayraç
Öten, cıvıldayan, şakıyan.
Sayrak
Öten, cıvıldayan, şakıyan.
Sayran
Öten, cıvıldayan, şakıyan.
Sayrı
Hasta.
Sayru
bk. Sayrı
Sayvan
1. Gölge yapan siper, şemsiye. 2. Üzüm kurutmak için yapılan çardak.
Sayyat
Avcı.
Sazak
1. Kuvvetli ve soğuk esen yel. 2. Soğuk yelle birlikte yağan hafif kar. 3. Bataklık, sazlık. 4. Küçük pınar, kaynak.
Seba
Yedi sayısı.
Sebahat
bk. Sabahat
Sebahattin
bk. Sabahattin
Sebat
1. Yerinde durma, kımıldamama. 2. Sözünden, kararından vazgeçmeme.
Sebati
1. Sebatlık, sözünde, kararında durma. 2. Sebatlı, sözünde duran.
Sebih
Yüzme, yüzüş.
Sebil
1. Yol, büyük cadde. 2. Su dağıtılan yer. 3. Hayır için parasız dağıtılan su.
Sebile
Allah yolunda olan, hayırlı kadın.
Seblâ
Uzun kirpikli göz.
Sebu
1. Testi. 2. Şarap kabı.
Sebük
1. Hafif, yeğni. 2. Çabuk, hızlı. 3. Ağırbaşlı olmayan. 4. Sevgili, aziz.
Sebükalp
Hızlı, atak yiğit.
Sebüktekin
Hızlı, atak hükümdar.
Secahat
Yumuşak huyluluk.
Seçen
İyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayıran kimse.
Seçgül
Seçkin, seçilmiş güzel.
Seçik
Seçilmiş, seçkin.
Seçil
Benzerlerin arasından seçil, beğenil, üstün ol, sevgi ve saygı gör anlamında kullanılan bir ad.
Seçilay
Seçilmiş, seçkin güzel.
Seçim
Seçme işi.
Seçkin
Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.
Seçkiner
Üstün, seçilmiş, beğenilen kimse.
Seçme
Seçilmiş, üstün.
Seçmeer
Seçilmiş, üstün kişi.
Seçmen
Seçme işini yapan, seçen.
Seçmener
Seçen kimse.
Seda
(seda:)
Sedanur
Ses ve ışık, parıltı
Sedat
1. Doğruluk, hatasızlık. 2. Doğru ve haklı şey.
Sedef
Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, gök kuşağı renkli değerli madde.
Seden
Uyanık, tetikte, gözü açık olan.
Sedit
Doğru, hak.
Sefa
(sefa:)
Sefer
1. Yolculuk. 2. Savaş.
Seferî
1. Yolcu olan. 2. Savaş durumu.
Seğmen
Bayram günlerinde, düğünlerde, törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit.
Seha
(seha:)
Sehavet
bk. Sahavet
Seher
Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı.
Sehergül
Tan vakti açan gül.
Sehernaz
Seher vakti nazlanan kimse.
Sehhar
Büyü gibi bir kuvvetle çeken, büyüleyici.
Sehhare
Çok güzel, büyüleyici kadın.
Sehi
1. Düz, doğru. 2. Fidan gibi boy.
Sehran
Geceleri uyanık duran.
Sekine
1. Sakin olma, dinlenme. 2. Gönül rahatlığı, huzur, erinç. 3. Din görevlerini yerine getirmekten doğan sevinç ve huzur.
Sel
1. Sürekli yağmurlardan ve eriyen karlardan oluşan taşkın su. 2. Etki ve iz bırakan güçlü durum, davranış.
Selâh
bk. Salâh
Selâhattin
Dinine bağlı kimse.
Selâhi
1. Barış, rahatlık. 2. Sonu iyi ve hayırlı çıkma. 3. Esenleme.
Selâm
1. Barış, rahatlık. 2. Sonu iyi ve hayırlı çıkma.
Selâmet
(selâ:met)
Selâmettin
Dinin kurtuluşu.
Selâmi
İyilik, barış ve rahatlıkla ilgili.
Selâmullah
Tanrı’nın selamı.
Selâtin
Sultanlar.
Selay
Coşkulu, hareketli güzel.
Selcan
Coşkulu, taşkın yaradılışlı, hareketli olan kimse.
Selcen
1. Hareketli, coşkulu kimse. 2. İyi huylu ve maharetli.
Selçuk
Güzel konuşma yeteneği olan, uz dilli.
Selçuker
Güzel konuşan kimse.
Selçukkan
Güzel konuşanların soyundan gelen kimse..
Selda
Bir söğüt cinsi.
Seldağ
Dağdan gelen sel gibi coşkulu, hareketli.
Selek
1. Eli açık, cömert. 2. Düzensiz, savruk.
Selekman
Cömert, eli açık kimse.
Selekmen
bk. Selekman
Selen
1. Müjde.2. Varlık, bolluk.
Seler
Sel gibi coşkun, taşkın kimse.
Selgüç
Sel gibi güçlü kimse.
Selhan
Sel gibi coşkun, taşkın hükümdar.
Selim
Sağlam, kusursuz, doğru.
Selime
Sağlam, kusursuz, doğru.
Selin
1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Selışık
Işık seli, aydınlık.
Selışıl
Işık seli, aydınlık.
Selışın
Işın seli, aydınlık.
Selkan
Sel gibi coşkulu soydan gelen kimse.
Selma
1. Barış içinde bulunma, huzur, erinç. 2. Güzel, hoş kadın.
Selman
Barış içinde bulunma, huzur, erinç.
Selmi
Barışla ilgili, barışçıl.
Selmin
Barış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.
Selnur
Işık seli.
Selok
Sel gibi güçlü, ok gibi hızlı olan.
Selva
1. Bıldırcın eti. 2. Tih Çölünde bulundukları sürece İsrailoğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını duyurmaları için gönderildiğine inanılan kuş.
Selvet
Gönül rahatlığı.
Selvi
bk. Servi
Selvican
Selvi gibi uzun boylu olan güzel.
Selvihan
Selvi gibi uzun boylu olan hükümdar.
Selvinaz
Selvi gibi nazlı nazı salınan.
Sema
Gökyüzü.
Semagül
Göüyüzünün gülü.
Semahat
Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik.
Semai
bk. Semavi
Semanur
Gökyüzünün aydınlığı, ışığı.
Semavi
1. Gökle ilgili, göksel. 2. Tanrı'dan gelen, ilahî.
Semen
Yasemin çiçeği.
Semender
1. İran mitolojisine göre ateşten yaratılan ve ateşle yaşayan hayvan. 2. Uzun gövdeli dört bacaklı, kuyruklu kertenkeleye benzeyen bir hayvan.
Semih
Cömert, eli açık.
Semiha
Cömert, eli açık.
Semin
Çok değerli.
Semine
bk. Semin
Semir
1. Arkadaş. 2. Nitelikli. 3. Yamaç, dağ silsilesi.
Semiramis
1. Mitolojide güvercinlerin hayatını kurtardığı kız çocuğunun adı. 2. Doğu mitolojisinde adı geçen, dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi.
Semiray
Nitelikli insan.
Semire
bk. Samire
Semiye
Aynı adı taşıyan, adları aynı olan, adaş.
Semra
Esmer.
Semuh
Çok cömert, eli açık.
Sena
(sena:)
Senai
1. Övgü ile ilgili. 2. Işık, şimşek parıltısı ile ilgili.
Senal
Sen al anlamında kullanılan bir ad.
Senar
Âşık, seven kimse, yâr.
Senay
Sen aysın, ay gibi güzelsin anlamında kullanılan bir ad.
Sencan
Sen can kadar sevilensin anlamında kullanılan bir ad.
Sencer
1. Kale, istihkâm. 2. Büyük Selçuklu hükümdarı.
Senem
bk. Sanem
Sener
Sen ersin, yiğit ve güçlüsün anlamında kullanılan bir ad..
Senger
Siper, istihkâm.
Sengül
Sen gül gibi güzelsin" anlamında kullanılan bir ad.
Sengün
Sen gündüz gibi aydınlık, güneş kadar parlaksın anlamında kullanılan bir ad.
Senî
Yüksek, yüce.
Senih
Süs, bezek.
Seniha
Süs, bezek.
Seniye
Yüksek, yüce.
Sennur
Sen nur gibi güzel ve aydınlıksın anlamında kullanılan bir ad.
Senol
Her zaman değişmeden kal anlamında kullanılan bir ad.
Sera
Saray.
Serad
1. Adı başta olan.2. Ünlü, meşhur.
Seralp
Baş yiğit.
Seran
Işıklı, parlak.
Serap
1. Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanılması, ılgın. 2. Öteki dünya.
Seray
Ay gibi güzel olanların başı, önde geleni.
Serazat
1. Serbest, özgür. 2. Rahat, dertsiz.
Serbay
Önder, lider, başta gelen.
Serbülent
Başı yüksek, yüce.
Sercan
Sevgili, sevilen.
Sercihan
Cihanın başı.
Serdal
İleri gelen, önemli kişi.
Serdar
Askerin başı, kumandan, komutan.
Serdarhan
Komutan olan hükümdar.
Serdengeçti
Fedai, akıncı yiğit.
Serdil
Gönlü yüce olan kimse.
Serdinç
Başı dinç, sakin, rahat, huzurlu.
Seren
1. Seren, yayan, döşeyen.2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
Serener
Seren, yayan, döşeyen kimse.
Serengül
Seren, yayan, döşeyen güzel.
Serfiraz
Başını yukarı kaldıran, yükselten, benzerlerinden üstün olan.
Sergen
1. Raf. 2. Vitrin. 3. Tepelerdeki düzlük yerler. 4. Yorgun, perişan.
Sergin
bk. Sergen
Sergül
Güllerin, güzellerin en güzeli.
Sergün
Güzellerin önde geleni.
Serhan
Baş kağan, baş hükümdar.
Serhas
Seçkin insanların önde geleni.
Serhat
Sınır, hudut.
Serhenk
1. Çavuş. 2. Türk müziğinde çok eski birleşik makam.
Serhun
Asil bir soydan gelen.
Serim
1. Serme işi. 2. Sabırlı. 3. Genellikle öykülerde başlangıç bölümüne verilen ad.
Serimer
Sabırlı kimse.
Serin
1. Hafifçe soğuk. 2. Hoşgörülü, sabırlı.
Seringül
Hoşgörülü, sabırlı güzel.
Serkan
Asil bir soydan gelen kimse.
Serkut
Mutlu, talihli, kutlu insan.
Serma
Soğuk.
Sermelek
Melek kadar güzel ve iyi olanların önde geleni.
Sermet
Sürekli ve sonsuz olma.
Sermin
Güzel, kibar.
Sernaz
Çok nazlı .
Sernevaz
Baş okşayan, sevecen.
Sernur
Işık saçan güzellerin önde geleni.
Serol
Önder ol, baş ol anlamında kullanılan bir ad.
Serpil
İyi geliş, büyü, güzelleş anlamında kullanılan bir ad.
Serpin
Yağmur.
Serra
Genişlik, kolaylık.
Sertaç
Baş tacı, çok sevilen, sayılan kimse.
Sertap
İnatçı, direngen, asi.
Sertel
Katı, sert, acımasız kimse.
Serter
Katı, sert, acımasız kimse.
Sertuğ
Padişahların ve vezirlerin başlarına taktıkları başlıkların ön tarafında bulunan tüy veya püskül biçimindeki süs.
Server
Baş, başkan, reis, ulu.
Servet
Zenginlik, varlık.
Servi
1. Akdeniz bölgesinde çok yetişen, yapraklarını dökmeyen, ince, uzun bir ağaç.2. Uzun boylu.
Servinaz
1. Dalları yana sarkan servi. 2. Uzun boylu sevgili.
Settar
1. Örten. 2. Ayıplan örten, bağışlayan anlamında Tanrı adı.
Seval
Severek al anlamında kullanılan bir ad.
Sevan
Severek hatırla anlamında kullanılan bir ad.
Sevay
Güzel sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevcan
Gönülden sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevda
1. Aşk, sevgi. 2. İstek, heves, arzu. 3. Aşırı sevgiden doğan bir tür hastalık.
Sevdakâr
Sevdalı, âşık.
Sevde
1. Siyahlık, esmerlik.2. Esmer güzeli.
Sevdiye
Türkçe "sevdi" sözüne yanlış olarak Arapça dişillik eki getirilerek elde edilen bir ad.
Seven
Sevgi duyan, sevgi dolu kimse, tutkun, âşık.
Sevenay
Seven güzel.
Sevencan
Gönülden seven kimse.
Sevener
Sevgi duyan kimse.
Sevengül
Sevgi duyan güzel.
Sevengün
Sevgi duyan aydın kimse.
Sever
Sevgi duyar, seven.
Severcan
Yürekten seven kimse.
Sevgen
Seven, sevgi dolu olan.
Sevgi
Bir şeye veya bir kimseye karşı duyulan sevme duygusu.
Sevgican
Gönülden gelen sevgi.
Sevgideğer
Sevilen, değer verilen kimse.
Sevgihan
Sevilen hükümdar.
Sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan, sevilen.
Sevgim
Sevdiğim, sevgilim, sevgi duyduğum anlamında kullanılan bir ad.
Sevginaz
Sevmekte nazlanan kimse.
Sevginur
Sevgisiyle ışık saçan kimse.
Sevgisun
Sevgi, dostluk göster anlamında kullanılan bir ad.
Sevgül
Güzel olanı sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevgün
Aydınlığı, ışık saçmayı sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevgür
Çok seven.
Sevi
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk.
Sevican
Gönülden gelen sevgi.
Seviğ
Sevgide üstün tutulan kimse.
Sevik
1. Dost, arkadaş. 2. Unutkan, saf kimse.
Sevil
Her zaman sevilen, beğenilen biri ol anlamında kullanılan bir ad.
Sevilay
Sevilen güzel.
Sevilcan
Yürekten sevil anlamında kullanılan bir ad.
Sevilen
Sevgi duyulan, beğenilen kimse.
Sevilsen
Sevil, beğenil anlamında kullanılan bir ad.
Sevim
1. Sevgi. 2. Bir kimsede bulunan ve o kimseyi başkalarına sevdiren özellik.
Sevimgül
Güzel sevgisi.
Sevin
Sevinç duy, hep neşeli ve sevinçli ol anlamında kullanılan bir ad.
Sevinay
Güzeli sevin anlamında kullanılan bir ad.
Sevinç
İstenilen şeye ulaşmaktan doğan büyük coşku, hoşnutluk duygusu.
Sevindik
Oğlan çocuğu doğduunda konulan bir ad.
Sevkal
Her zaman sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevkan
Sevmeye doy anlamında kullanılan bir ad.
Sevnaz
Nazlanarak sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevnur
Aydınlığı, ışığı sev" anlamında kullanılan bir ad.
Sevsay
Sev ve saygı göster anlamında kullanılan bir ad.
Sevsen
Her zaman sev anlamında kullanılan bir ad.
Sevsevil
Her zaman sev ve sevil anamında kullanılan bir ad.
Sevtap
Tapılacak kadar sevilen kimse.
Sevük
Sevgili, sevilen.
Sevüktekin
Çok sevilen, tek tutulan kimse.
Seyda
İleri gelen, seçkin.
Seydi
Efendiye yaraşır nitelikte olan kimse.
Seyfali
Ulu kılıç.
Seyfettin
Dinin kılıcı, dinin askeri.
Seyfi
1. Kılıçla ilgili, askerliğe ait. 2. Kılıç biçiminde. 3. Asker zümresi.
Seyfiye
1. Kılıçla ilgili, askerliğe ait. 2. Kılıç biçiminde. 3. Asker zümresi.
Seyfullah
Allah'ın kılıcı, askeri.
Seyhan
Irmaklar.
Seyhun
Akarsu.
Seyit
1. Bir topluluğun ileri gelen kişisi. 2. Hz. Muhammed´in soyundan olan kimse.
Seyithan
İleri gelen hükümdar.
Seylân
Akma, akış.
Seylâp
Sel, sel suyu, taşkın.
Seymen
bk. Seğmen
Seyran
Gezme, bakıp seyretme.
Seyyal
Akıcı, akan, akışkan.
Seyyare
1. Gezegen. 2. Kervan, kafile.
Seyyide
Saygın, muhterem kadın.
Seza
Uygun, yaraşır, bir şeye değer.
Sezai
Uygun, yaraşır, münasip.
Sezal
Sezgili kimse.
Sezan
Sezerek an, hatırla anlamında kullanılan bir ad.
Sezay
Güzeli sez, tanı anlamında kullanılan bir ad.
Sezek
Duygulu, hassas, anlayışlı.
Sezel
bk. Sezal
Sezen
Duyan, hisseden, anlayan, sezgili.
Sezer
Duygulu, hisli, anlayışlı.
Sezgen
Sezgili, hisseden, duyan.
Sezgi
Sezme, anlama yeteneği, seziş.
Sezgin
Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Sezginay
Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Sezginbaş
Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı.
Sezi
Sezme yeteneği, sezgi.
Sezim
Sezme yeteneği, sezgi.
Sezin
Sezme, duyma, anlama.
Seziş
Sezme işi, sezme yeteneği.
Sezmen
Sezen, anlayan kimse.
Sibel
l. Buğday başağı. 2. Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.
Sidre
1. Cennetteki son ağaç. 2. İnsanoğlunun bilim ve sanatta ulaşabileceği son nokta.
Sili
1. Temiz, pak.2. İffetli, erdemli.
Sim
l. Gümüş. 2. Gümüş para. 3. Gümüş gibi parlak ve beyaz.
Sima
1. Yüz, çehre, beniz. 2. Kimse, insan, tip.
Simavi
Yüz, çehre, beniz ile ilgili.
Simay
Gümmüş gibi parlak güzel.
Simayişems
Yüzü güneş gibi aydınlık olan.
Simber
Gümüş gibi beyaz göğüslü.
Simden
Gümüşten yapılmış gibi, güzel ve parlak.
Simge
İşaret, sembol.
Simhan
Gümüş gibi parlak olan.
Simin
Gümüşten, gümüş gibi, gümüşe benzeyen, parlak, ışıltılı.
Simruy
Gümüş yüzlü, gümüş gibi parlak, ışıltılı yüzü olan.
Simten
Teni gümüş gibi güzel, parlak olan.
Simüzer
Altın ve gümüş gibi parlak ve değerli olan.
Sina
1. Arap Yarımadasının Mısır ile birleştiği yerde bir üçgen oluşturan yarımada. 2. Bu yarımadada bulunan ve Hz. Musa´ya Tanrı sözlerinin burada geldiğine inanılan dağ.
Sinan
Mızrak, süngü.
Sincan
1. Gülgillerden, Doğu Anadolu Bölgesinde yetişen, kırmızı veya kan kırmızısı renkte çiçekleri olan çok yıllık kokulu bir bitki. 2. Uygur Özerk Bölgesinin Çince'deki adı.
Sine
1. Göğüs. 2. Gönül, yürek. 3. İç, derinlik.
Sinem
Gönlüm, yüreğim, çok sevdiğim anlamında kullanılan bir ad.
Singin
1. Sıkılgan, mahcup 2. Saklanacak yer. 3. Kolayca sindirilebilen.
Sipahi
Osmanlı İmparatorluğu´nda tımar sahibi bir sınıf atlı asker.
Siper
1. Korunulacak, saklanılacak yer. 2. Kuytu yer. 3. Savaşta askerlerin girdiği, hedef olmadan ateş etmek için kazılan hendek.
Siraç
Işık, kandil, mum.
Siracettin
Dinin kandili, dinin verdiği aydınlık, ışık ışıklandıran, aydınlatan.
Sirap
1. Suya kanmış. 2. Taze, körpe.
Siren
Üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı.
Sirer
Tok, doymuş kimse.
Siret
(si:ret)
Sirmen
Gözü ve gönlü doymuş kimse.
Sitare
1. Yıldız. 2. Talih, baht, kader.
Sitti
Hanım, kadın.
Siva
Başka, gayrı, özge.
Siyavuş
Yağız atlı.
Siyret
bk. Siret
Sıba
1. Düz. 2. Kaygan. 3. Kaynak. 4. Parlak. 5. Parlatılmış.
Sıdal
1. Güç, kuvvet, dayanıklılık. 2. Olgunlaşmaya, erginleşmeye başlayan. 3. Öfkeli, sinirli.
Sıdam
Sade, yalın, düz, süssüz.
Sıdar
Dayanıklı, metin.
Sıddık
Hiç yalan söylemeyen, doğru konuşan, sözünün eri.
Sıddıka
1. Çok doğru, yalan söylemeyen. 2. Hz. Ayşe’nin lakabı. 3. Hz. Meryem’in lakabı.
Sıdıka
bk. Sıddıka
Sıdkı
İçi, yüreği temiz, doğru kimse.
Sıdkıye
İçi, yüreği temiz, doğru kimse.
Sığın
1. Bir tür geyik, karaca. 2. Kuş sürüsü. 3. Şehit düşülen yer. 4. Çok, bol. 5. Saldırı karşısında sinmiş kimse.
Sıla
Doğup büyüdüğü yere gidip ayrı kaldığı yakınlarına kavuşma.
Sılan
Rahat, huzurlu.
Sılgın
1. Kırık dökük. 2. Dağınık. 3. Sıkıntılı, kederli. 4. Çekingen, gözü korkmuş.
Sıngın
Ürkek, çekinen.
Sıral
Sır olarak al, sır olarak sakla anlamında kullanılan bir ad.
Sıralp
Sır saklayan yiğit.
Sırat
1. Yol. 2. Cehennemin üzerinde kurulmuş olduğuna inanılan dar ve geçilmesi güç köprü.
Sırga
Küpe.
Sırma
1. Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel. 2. Sarı ve güzel saç.
Sırmahan
Sarı ve güzel saçlı güzel.
Sırriye
Sır saklamasını bilen kimse.
Sırrı
Sır saklamasını bilen kimse.
Sıtkı
bk. Sıdkı
Sıtkıye
bk. Sıdkıye
Sıylı
Sevimli.
Sıylıhan
Sevimli, cana yakın hükümdar.
Sıylıkız
Sevimli, hoş kız.
Söğüt
Sulak yerlerde yetişen bir ağaç.
Sökmen
1. Yiğitlere verilen san. 2. Selçuklulara bağlı Hasankeyf Artuklu Beyliği'nin kurucusunun adı.
Sökmener
Yiğit kimse.
Sökmensü
Yiğit asker, yiğit subay.
Sökmensüer
Yiğit asker.
Solmaz
Her zaman taze, körpe ve genç olan.
Som
1. İçi dolu olan, kaplama olmayan. 2. Katışıksız.
Somay
Ay gibi kusursuz, eksiksiz olan güzel.
Somel
Doğru, katışıksız, güçlü eli olan kimse.
Somer
Doğru, güçlü kimse.
Somnur
Aydınlık, nurlu.
Sonad
Son çocuğa konulan bir ad.
Sonalp
Sonuncu, son doğan yiğit.
Sonat
Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik yapıtı.
Sonay
Son çocuk.
Sonbahar
Kıştan önceki mevsim, güz.
Sonbay
Sonuncu, son doğan kimse.
Sondal
Son doğan çocuk.
Sonel
Son doğan çocuk.
Soner
Son doğan erkek çocuk.
Songül
Son doğan kız çocuk.
Songun
1. Sonuncu, son olan. 2. Eğilim, yetenek.
Songur
1. Şahin. 2. Ağır, hantal.
Songurhan
Şahin gibi güçlü olan hükümdar.
Songurkan
Şahin gibi güçlü soydan gelen.
Sönmez
Parlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı.
Sönmezalp
Parlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı olan yiğit.
Sönmezay
Parlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı olan kimse.
Sönmezer
Parlaklığını, ışığını hiç yitirmez, her zaman canlı olan kimse.
Sonnur
Son doğan kız çocuk.
Sonol
Artık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
Sonsen
Artık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
Sonsuz
Sonu olmayan, sürecek olan, ebedî.
Sontaç
Artık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
Sonten
Artık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
Sonuç
1. Bir olayın oluşturduğu başka bir olay veya durum. 2. Öz, özet.
Sonver
Son olması istenen çocuklara verilen bir ad.
Soral
Sorup al anlamında kullanılan bir ad.
Sorguç
1. Kimi kuşların başlarında bulunan uzun tüylere verilen ad. 2. Tuğ. 3. Soru soran, sorgulayan.
Sorgun
1. Bir tür söğüt ağacı. 2. Sıkı, sert. 3. Çok uzun ve güzel saç.
Sorkun
1. Yüksek dağların sırt ve etekleri. 2. Dağlarda yetişen yabani söğüt.
Soyak
Soyu temiz, soylu.
Soyalp
Yiğit soydan gelen kimse.
Soydan
Soylu bir aileden gelen, soylu.
Soydaner
Soylu kimse.
Soydaş
Aynı soydan olan kimse.
Soydinç
Dinç ve güçlü soydan gelen kimse.
Soydinçer
Dinç bir soydan gelen kimse.
Soyer
Soylu kimse.
Soygüven
Tanınmış soydan gelen kimse.
Soyhan
Han soyundan gelen kimse.
Soykal
Her zaman soylu kal anlamında kullanılan bir ad..
Soykan
Asil, soylu kimse.
Soykök
Asil, soylu kimse.
Soykurt
Kurt gibi güçlü soydan gelen kimse.
Soykut
Uğurlu, kutlu soydan gelen kimse.
Soylu
İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen kimse.
Soylubay
İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen kimse.
Soylubey
İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen bey.
Soyluer
İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen kimse.
Soyöz
Özü soylu olan.
Soysal
Soyun genişlesin, yayılsın anlamında kullanılan bir ad.
Soysaldı
Soyu genişledi, tanındı anlamında kullanılan bir ad.
Soysaltürk
Soyu geniş olan Türk.
Soysan
Tanınmış soydan olan kimse.
Soyselçuk
Güzel konuşma yeteneği olan, uz dilli bir soydan gelen kimse.
Soytekin
Hükümdar soyundan gelen kimse.
Soyuer
Yiğit soydan gelen kimse.
Soyugür
Geniş, kalabalık soydan gelen kimse.
Soyupak
Soyu temiz, soylu kimse.
Soyurgal
İhsan, bağış, hediye, armağan.
Sözal
Söz iste, konuş anlamında kullanılan bir ad.
Sözen
Güzel konuşan, söylev veren, hatip.
Sözer
Sözünde duran kimse.
Sözmen
Güzel, etkili konuşan kimse.
Sözüsöz
Sözünde duran.
Su
Canlıların yaşamında önemli bir yeri olan, rengi, tadı, kokusu olmayan sıvı.
Sualp
Denizci yiğit.
Suat
Mutlu.
Suavi
Herkesin işine koşan, yardım eden.
Suay
Su gibi saf ve temiz kimse.
Sübaş
bk. Sübaşı
Subaşı
1. Bir şehirde suyu dağıtımına ve şehrin su işlerine bakan kimse. 2. Çiftlik kâhyası.
Subay
Silahlı kuvvetlerde asteğmenden orgeneral veya oramirale kadar rütbedeki asker.
Subegi
Askerin başı, komutan.
Subhi
bk. Suphi
Subhiye
bk. Suphiye
Sübitay
bk. Subutay
Subutay
Tarihte Cengiz Hanın ünlü Moğol generalinin adı.
Suca
Uzun, düzgün boy.
Sudan
Su gibi güzel, berrak olan.
Südaş
Silah arkadaşı.
Sude
1. Sürülmüş.2. Boyanmış, sürmeli.
Sudi
Yararlı, faydalı, kazançlı.
Sudiye
Yararlı, faydalı, kazançlı.
Süeda
Kutlu, uğurlu insanlar.
Süel
Eli güçlü olan kimse.
Süer
Yiğit, güçlü kimse.
Süerdem
Erdemli asker.
Süerden
Temiz, dürüst asker.
Süeren
Güçlü, kuvvetli yiğit.
Süergin
Olgun asker.
Süerkan
Soylu kandan gelen asker.
Süersan
Yiğitliğiyle ünlü asker.
Süha
Büyükayı yıldız kümesinden en küçük yıldız.
Suhan
bk. Sühan
Sühandan
Güzel, iyi konuşan.
Süheyl
Güney yarımküresinde yer alan parlak yıldız.
Süheylâ
Yumuşak huylu, sakin kadın.
Suheyp
Arkadaş, dost.
Suka
Çarşı adamı, esnaf.
Sükan
Yiğit, güçlü bir soydan gelen kimse.
Sukat
Armağan.
Sükûn
1. Erinç, huzur, rahat. 2. Durgunluk, dinginlik.
Sukuşu
Su kıyılarında yaşayan bir tür kuş.
Sükût
Sessizlik, sakinlik.
Sükûti
Susmayı seven, az konuşan kimse.
Sulbiye
Birinin soyundan gelme.
Sülemiş
Düşmana karşı asker gönderen, savaş yapan.
Süleyman
1. Huzur, sükûn.2. Kur’an-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerden biri.
Sulhi
Barışa özgü, barışla ilgili, barış.
Sulhiye
Barışa özgü, barışla ilgili, barış.
Sultan
1. Padişah, hükümdar. 2. Hükümdar ailesinden olan kadınlara verilen ad. 3. Sevilen, beğenilen, baş tacı edilen.
Sülü
Süleyman adının bozulmuş biçimi.
Sülün
1. Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş.2. Uzun boylu, endamlı.
Sülünay
Uzun boylu, endamlı güzel.
Sülünbike
Uzun boylu, endamlı kadın.
Sümbül
Zambakgillerden, soğanla üretilen, 15-20 cm yükseklikte, çiçekleri kuvvetli kokulu ve türlü renkli, çok yıllık bir süs bitkisi.
Sümbülveş
Sümbüle benzeyen, sümbül gibi güzel.
Sumer
bk. Sümer
Sümerkan
Sümer soyundan gelen kimse.
Sümeyra
bk. Sümeyre
Sümeyre
1. Meyve çağlası. 2. Kıvrılmış yaprak.
Sumru
Bir şeyin yüksek yeri, tepesi, üst tarafı.
Sun
1. Yapma, yapış. 2. İş, yapıt. 3. Gün, etki. 4. T. Sunmak eyleminin emir biçimi.
Suna
1. Bir tür yaban ördeği, erkek ördek. 2. Boylu, güzel, yakışıklı.
Sunal
Sunma, sunuş ile ilgili.
Sunalp
Güçlü, etkili yiğit.
Sunar
Saygılı bir biçimde verir, takdim eder anlamında kullanılan bir ad.
Sunay
Ay gibi parlak olan, parıltı veren.
Sünbüle
1. Başak. 2. Başak burcu. 3. Türk müziğinde bir makam.
Sündüs
Parlak renkli, çiçekli altın veya gümüş telle işlemeli, nakışlı dokunmuş ipek kumaş.
Sunel
El sun, ilgilen, yardım et anlamında kullanılan bir ad.
Suner
Sunan, sunucu.
Sungu
Armağan, bağış, ihsan.
Sungun
Armağan, bağış, ihsan.
Sungur
1. Soğukkanlı, sakin kimse. 2. Akdoğan.
Sunguralp
Soğukkanlı ve doğan gibi güçlü yiğit.
Sungurbay
Doğan kuşu gibi güçlü kimse.
Sungurtekin
Soğukkanlı ve doğan gibi güçlü hükümdar.
Süngütay
Süngü takmış, savaşmaya hazır kimse.
Sünter
Kırmızı renkli, çavdara benzer bir tür sert buğday.
Sunu
1. Armağan, hediye. 2. Sunulan, takdim edilen şey. 3. Geline verilen armağan.
Sunullah
Tanrı'nın gücü, kudreti.
Süphan
Doğu Anadolu´da Van Gölü´nün kuzey kıyısındaki sönmüş volkanik dağ.
Suphi
Sabah vaktiyle, şafak ile ilgili.
Suphiye
Sabah vaktiyle, şafak ile ilgili.
Süreyya
(süreyya:)
Sürmeli
1. Gözleri sürme çekilmiş gibi güzel olan kimse. 2. Bir tür buğday.
Sürsoy
Soyun sürsün, genişlesin anlamında kullanılan bir ad.
Süruri
Sevinen, neşelenen.
Süsen
Çiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi.
Süslü
Süslenmiş, bezenmiş, süsleri olan, güzel.
Suudi
1. Kutsal yıldızlarla ilgili. 2. Yükselme ile ilgili.
Suut
1. Kutsal sayılan yıldızlar. 2. Yukarı çıkma, yükselme.
Süvari
1. Atlı. 2. Gemi kaptanı.
Süveyda
Kalbin ortasında var olduğuna inanılan siyah benek.
Süveyde
bk. Süveyda
Süyek
Kemik.
Suyurgal
bk. Soyurgal
Suyurgamış
1. Lütufta, ihsanda bulunan, bağış yapan kimse. 2. Acıyan, merhamet eden.
Suyurgan
1. Bağışta, ihsanda bulunan. 2. Merhametli.
Suzan
1. Yakan, yakıcı. 2. Ateşli, coşkulu.
Süzen
Topluca yapılan av.
Suzi
Yanan, tutuşan.
Suzidil
Gönül ateşi, gönül sıcaklığı.
Süzülay
Nazlan, süzül, nazlı nazlı salın anlamında kullanılan bir ad.