Pak1. Temiz, arı. 2. Saf, katışıksız. 3. Kutsal, mübarek.
PakalınDürüst, doğru, iyi tanınmış kimse.
Pakbaz1. İçten bağlı, vefalı. 2. Aziz.
Pakelİyi işler yapan, doğru kimse.
PakerTemiz, dürüst, iyi kimse.
Pakize1. Temiz, lekesiz. 2. Halis, saf.
PakkanTemiz soydan gelen kimse.
PakmanTemiz, dürüst, soylu kimse.
PaksanTemiz, doğru, namuslu tanınmış kimse.
PaksuSu gibi temiz ve saf olan kimse.
PaksütTemiz süt emmiş, soyu temiz kimse.
PamirOrta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşki eden sıra dağların adı.
Pamuk1. Koza biçimindeki meyvesi, üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi. 2. Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş, ince, yumuşak tellerin adı. 3. Yumuşak huylu, ince kişi.
Papatyaİlkbaharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı kömeçli bir kır çiçeği.
ParlaIşık saç, ışılda, ün kazan, tanın anlamlarında kullanılan bir ad.
Parlak1. Parlayan, ışıldayan. 2. Temiz. 3. Çok başarılı.
ParlanurNur gibi parla, ışık saç anlamında kullanılan bir ad.
ParlarIşık saçan, ışıldayan, aydınlık veren.
Payan1. Son, nihayet. 2. Uç, kenar.
Paye1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3. İkizlerin bir yıldızı, Cevza burcu.
Payende1. Duran, sürekli, daimî. 2. Destek, dayanak.
Payidar1. Saygın, rütbeli. 2. Kalıcı.
Pek1. Sert, katı. 2. Sağlam, dayanıklı. 3. Hızlı.
PekayÇok parlak, çok güzel.
PekbalÇok tatlı, çok sevimli.
PekdeğerÇok değerli, çok kıymetli.
PekkanSağlam, temiz soydan gelen.
PekşenŞen, neşeli, mutlu kimse.
PelinBileşikgillerden, yapraklarında acı, ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
PelitÇınar, meşe vb. ağaçların meyvesi.
PembeBeyaz ile kırmızının karışmasından oluşan açık renk.
Perçem1. Kâkül. 2. Yele. 3. Mızrak, bayrak gibi şeylerin başlarına konan püskül.
Peri1. Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel dişi varlık. 2. Çok güzel, çok alımlı kadın.
PericanPeri gibi güzel olan.
PeriçehrePeri yüzlü, peri kadar güzel.
Peride1. Uçmuş. 2. Soluk, solmuş.
Perihan1. Büyücü, perileri davet eden. 2. Periler hükümdarı.
PerinişanPeri gibi, periye benzeyen.
PerinurNur yüzlü, peri kadar güzel.
PeriruPeri yüzlü, çok güzel.
PeriveşPeri gibi, çok güzel.
Perizat1. Peri çocuğu. 2. Güzel, çok güzel.
Perize1. Kırmızı altın. 2. Ateşte pişirilen ekmek.
PervaneGeceleri ışık çevresinde döner küçük kelebek.
PerverBüyüten, yetiştiren, besleyen, koruyan, eğiten.
PervinÜlker yıldızı, Süreyya.
Perviz1. Üstün, galip. 2. Güzellik. 3. Cilve.
Pesen1. Kırağı, çiy. 2. Sis. 3. İnce ince yağan kar, çisenti.
Pesent1. Beğenen, beğenmiş. 2. Beğenme, seçme.
Petek1. Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı bal mumu yuvacıklar. 2. Arı kovanı. 3. Topraktan, çamurdan yapılan tahıl ambarı.
PiranYaşlılar, ulu erenler, ermişler.
PiruzeMavi renkli, değerli bir süs taşı, firuze.
PınarYerden kaynayarak çıkan su, kaynak.
Pırıl1. Çok parlak, çok ışıklı.2. Çok temiz 3. Eksiksiz.
PırıltıPırıldayan şeyin çıkardığı ışık.
PırlantaDeğerli bir tür elmas.
PıtırcaKoyu pembe renkli bir bahar çiçeği.
Pıtrak1. Dikenli tohumu insanların giysilerine, hayvanların tüylerine yapışan bir ot. 2. Ağaç dallarında kuruyup dikenleşen küçük budaklar.
Polat1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Poyraz1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
PrensesHükümdar ailesinden olan kadın.
Pullu1. Pulla işlenmiş, pulla süslenmiş. 2. Süslü, bezenmiş.
Pürçek1. Şakaklardan sarkan saç, zülüf. 2. Ağaç ve bitkilerin saçak gibi ince kökleri. 3. Oya, püskül, saçak.
Püren1. Kimi ağaçlarda, yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. 2. Çalılık ve sık otlu yerler. 3. Sarı, kırmızı çiçek açan ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir tür ot. 4. Meşe ağacı filizi.
PürferÇok parlak, aydınlık.
PürşenNeşe dolu, hayat dolu.