İba1. Çiy, nem.2. İncelik, nezaket.
İbadetAllah’ın buyruklarını yerine getirme, tapınma.
İbadullahAllah'ın kulları, insanlar.
İbat1. Kullar, insanlar. 2. İbadet edenler.
İbik1. Köşe, kenar, uç. 2. Tavuk, kuş vb. hayvanların gagası.
İbrahimİnananların, halkların babası.
İçaçanİç açan, gönlü rahatlatan, beğenilen.
İçimbikeHoş, güzel kadın.
İclâl1. Büyüklük, ululuk. 2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram.
İçliKolay duygulanan, duygulu, hassas.
İçtenYürekten, candan, samimi.
İdi1. Güç, kuvvet.2. Sahip.
İdikutKutlu, saadetli, yüksek rütbeli.
İdil1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
İdris1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. Kur’an-ı Kerim’de adı geçen, ilk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılan İdris Peygamberin adı.
İfakatHastalıktan kalkma, iyileşme, kurtulma, onma.
İffet1. Temizlik. 2. Namus.
İğdemirMarangozlukta ağaç delmek için kullanılan çelik araç.
İhlâs1. Temiz, doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, içtenlik, bağlılık.
İhsan1. İyilik etme, iyilik. 2. Bağış, bağışlama. 3. Bağışlanan şey.
İhvan1. Sadık, candan dostlar. 2. Bir tarikata mensup kişiler.
İkbal1. Baht açıklığı. 2. Arzu, istek.
İklim1. Bir ülke veya bölgenin ortalama hava koşullarıyla beliren durumu. 2. Ülke, diyar. 3. Çevre, ortam.
İkram1. Saygı gösterme. 2. Ağırlama. 3. Bir şeyi armağan olarak verme.
İkrami1. İkram ile ilgili, saygı ve ağırlamayla ilgili. 2. İkramı seven.
İlYurt, ülke, devlet, halk.
İlalÜlke al, fethet anlamında kullanılan bir ad.
İlalanÜlke alan, ülke fetheden.
İlarslanÜlkenin en güçlü insanı.
İlaydınÜlkenini aydın ve mutlu kimsesi.
İlbarsÜlkenini en güçlü kimsesi.
İlbaşBir ülkenin başı, hükümdar.
İlbasanBir ülke üzerine yürüyen, o ülkeyi fetheden.
İlbeyMemleketin, ülkenin hükümdarı.
İlbikeÜlkenin hanımefendisi.
İlbilgeÜlkenin en bilge kişisi.
İlboğaÜlkenini en güçlü kimsesi.
İlbozanÜlkenin altını üstüne getiren kimse.
İlbozduÜlkenin altını üstüne getirdi anlamında kullanılan bir ad.
İlcanMemleketin sevimlisi.
İldemYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan kimse.
İldemerYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan kimse.
İldemirÜlkenin güçlü kimsesi.
İldenYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan.
İldeşAynı ülkeden olanların her biri.
İlerginÜlkenini olgun kimsesi.
İleri1. Benzerlerini geride bırakmış. 2. Henüz gelmemiş zaman, gelecek.
İlgiİki şey arasındaki herhangi bir bağlılık, ilişki.
İlginayGarip, yabancı, gurbette yaşayan güzel kimse.
İlginçİlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çeken.
İlham1. İçe, gönle doğma, esin. 2. İçe, gönle doğan şey. 3. Allah’ın Peygamberlerin yüreğine doğdurduğu Tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler.
İlhamiİçe, gönle doğan duygularla, düşüncelerle, esinle ilgili.
İlhan1. Hükümdar, imparator. 2. Eskiden Moğol İmparatorlarına verilen san.
İligEski Türklerde hükümdar.
İlim1. Bilme, biliş, bir şeyin doğrusunu bilme. 2. Bilim.
İlimdarBilim sahibi, bilgili kimse.
İlkanÖncelikle an, hatırla anlamında kullanılan bir ad.
İlkayAyın hilal durumu, yeni ay.
İlkbaharYılın ılık mevsimi, bahar.
İlkbalİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlkcanİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlke1. Temel düşünce, temel kanı. 2. Temel bilgi. 3. Davranış kuralı.
İlkehanKendine göre ilkeleri olan hükümdar.
İlkerİlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İlkgülİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkiİlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İlkimİlk doğan çocuklara verilen adlardan biri.
İlkinİlk doğan çocuklara verilen adlardan biri.
İlkizİkiz doğan çocuklarda ikinci doğanın adı.
İlkışıkİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlknazİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlknurİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkselİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksenİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksevİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksoyİlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İlkünİlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İlkünsalİlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İlkutÜlkenin kutlusu, mutlusu, uğurlusu.
İlkutayÜlkenin mutlusu olan kimse.
İlkutluÜlkenin kutlusu, saygın kimsesi.
İlmenBir ülke halkından olan kimse, yurttaş.
İlmiyeDinî bilimlerle uğraşan kimseler topluluğu.
İlparsÜlkenin en güçlü kimsesi.
İlsavaşÜlkenini savaşçı kimsesi.
İlsavunÜlkeni düşmanlardan koru, savun anlamında kullanılan bir ad.
İlşenÜlkenin mutlu ve şen insanı.
İlsevÜlkeni sev anlamında kullanılan bir ad.
İlsuÜlkenin su gibi sar ve temiz insanı.
İltanÜlkenin beğenilen insanı.
İltaşÜlkenin sert, güçlü insanı.
İltayÜlkenin benzersiz insanı.
İltekinÜlkenin tek ve eşsiz insanı.
İltemizÜlkenin temiz ve dürüst insanı.
İlterYurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.
İlterişDevleti, ülkeyi derleyip toplayan, birleştiren.
İltutmuşÜlkeyi idare altında yöneten kimse.
İltüzeÜlkeninin adaletini sağlayan kimse.
İltüzünÜlkenin yumuşak huylu, saygın kimsesi.
İlvan1. Gösteriş, çalım. 2. Süs.
İlyas1. Kutsal kitaplarda adı geçen, yağmurlara hükmeden İsrail Peygamberi. 2. Mersin ağacı.
İmam1. En önde bulunan, önder. 2. Namazda kendisine uyulan kimse. 3. Müslümanlıkta mezhep kuran kimse. 4. Halife olan kimse.
İmamettinDinin öncüsü, önderi.
İman1. İnanma, inanç. 2. İslam dinini kabul etme.
İmbatDenizden esen serin rüzgâr.
İmdat1. Tehlikede veya güç durumda olana yapılan yardım. 2. Yardım için gelen kuvvet.
İme1. Çukur, kuytu yer. 2. Bir tür dağ keçisi veya geyik. 3. İlaç, çare, şifa, deva.
İmeceBirçok kimsenin el birliğiyle, bir kişinin veya topluluğun işini yapması.
İmerÇok zengin, varlıklı.
İmgeZihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
İmre1. Âşık, tutkun. 2. Kardeş. 3. Arkadaş.
İmrenGörülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği.
İnakGerçek dost, arkadaş, sırdaş.
İnalKendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnalbeyKendisine inanılan, güvenilen bey.
İnalcıkKendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnalkutKendisine inanılan, güvenilen kutlu kimse.
İnaltekinKendisine inanılan, güvenilen kimse.
İnanBir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
İnanç1. Bir düşünceye gönülden bağlılık. 2. Allah’a, bir dine inanma, iman. 3. Güven ve inanma duygusu.
İnançlıİnancı olan, imanlı.
İnanözÖzünde inanç olan, iman eden.
İnceDüşünce, duygu veya davranış bakımından, sevgi ve saygı uyandıran, nazik.
İncebayNazik, kibar kimse.
İncesuSu gibi saf ve temiz olan nazik kimse.
İnciİstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İncidenİnci gibi güzel, zarif, değerli.
İncifemİnci gibi güzel ağızlı.
İnciferİnci gibi parlak, güzel.
İncigülİnci gibi güzel olan.
İncilâ1. Parlaklık, ışık. 2. Parlama, aydınlanma. 3. Görünme, ortaya çıkma.
İncinurİnci gibi parlak olan.
İnciselİnci gibi güzel olan.
İnciserBaş inci, en güzel inci.
İnkılâp1. Bir durumdan başka bir duruma dönme, dönüşüm. 2. Devrim.
İnönüTürkiye Cumhuriyetinin ikinci Cumhurbaşkanı, Kurtuluş Savaşı kahramanı, kumandan ve devlet adamı İsmet Paşanın soyadı.
İnsafAcımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet.
İparYüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtırak çiçekleri.
İpek1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.
İpekelNazik, zafir, kibar kimse.
İpektenTeni ipek gibi yumuşak olan.
İrem1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe.3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
İrfan1. Bilme, anlama. 2. Kültür, ekin. 3. Tasavvufta evrenin sırlarını bilme gücü.
İrfaniİrfanla, bilgi ve kültürle ilgili.
İrfaniyeİrfanla, bilgi ve kültürle ilgili.
İrfatYardım etme, bir şey verme.
İrgünSabahın erken saatleri.
İris1. Mitolojide geçen, Tanrıların elçisi ve gökkuşağının simgesi olarak bilinen kızın adı. 2. Çiçek adı. 3. Gözün bir tabakası.
İrşatDoğru yolu gösterme, uyarma.
İrtek1. Şafak vaktinde doğan. 2. Masal, efsane.
İsa1. Allah’ın yarlıgaması, mağfireti. 2. Dört büyük Peygamberden Hristiyanlığın kurucusu, doğumu Türkiye’de ve Batı’da takvim başlangıcı sayılan peygamber.
İsabet1. Rast gelme, yerini bulma. 2. Doğru bir fikir söyleme.
İşcanÇalışkan, becerikli, iş bilen.
İsenEsen, esenlikte olan.
İsenbikeEsenlikte olan kadın.
İsenkutluğEsenlikte ve uğurlu olan.
İsfendiyarİran Mitolojisinde adı geçen hükümdarın adı.
İşgüdenİş yapan, çalışan.
İşgüderİş yapan, çalışan.
İshak1. Gülen. 2. Kutsal kitaplarda adı geçen İbrani peygamberi.
İskender1. Padişah.2. M.Ö. 356-323 arasında yaşayan, Yunanistan, İran, Anadolu, Suriye ve Hindistan’ı ele geçirmiş olan büyük kumandan.
İskit1. Milattan önce Orta Asya’dan Güney Rusya’ya göç ederek burada imparatorluk kuran kavim. 2. Koşuda dördüncü gelen at.
İşkurBir iş edin anlamında kullanılan bir ad.
İslâm1. Hz. Muhammed´in yaydığı din, Müslümanlık. 2. Müslüman dininden olan kimse, Müslüman.
İslim1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buhar.
İslimî1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buharlı.
İsmail1. Tanrı'yı işiten.2. Kutsal kitaplarda adı geçen, İbrahim Peygamberin oğlu olan İbrani peygamberi.
İşmenİş yapmayı seven, çalışkan kimse.
İsmet1. Masumluk, günahsızlık, temizlik. 2. Haramdan çekinme, namus.
İsmicanAdı da kendi gibi sevimli olan.
İsmigülAdı da kendi gibi güzel olan.
İsmihanAdı hükümdar adı gibi olan.
İsminazAdı gibi kendi de nazlı olan.
İsminurAdı da kendi gibi güzel olan.
İsrafilİslam inanışında dört melekten, kıyamet kopacağını üfleyeceği boru ile bildirecek olan melek.
İşsevenİş yapmayı seven kimse.
İşseverİş yapmayı seven kimse.
İstemihanGöktürk Devletinin kurucusu Bumin Kağan'ın kardeşi olan Türk hakanı.
İstikbal1. Gelecek zaman, gelecek.2. Karşılama.
İstiklâlBağımsızlık, özgürlük.
İsvanSacda pişen ekmeği çevirmeye yarayan araç.
İşvekârİşveli, nazlı, edalı.
İtibar1. Saygı gösterme, önem verme. 2. Onur, şeref.
İyicilİyilik etmeyi seven, iyiliksever.
İyidoğanDoğumu uğur getiren.
İyimser1. Her olayı umutla karşılayan ve her şeyin sonunu iyi gören. 2. İyiliksever kimse.
İyiolİyi ol, iyi davran anlamında kullanılan bir ad.
İyisanİyi adla anılan, iyi tanınan kimse.
İyisoyTemiz ve iyi tanınmış soydan gelen kimse.
İyiyürekBaşkaları için hep iyilik düşünen, iyiliksever kimse.
İzboğaGüçlü, kuvvetli bir iz bırakan kimse.
İzbudakSoyu iyi bir iz bırakmış olan kimse.
İzbudunTarihe geçen millet.
İzbulSoyunu, sopunu araştır anlamında kullanılan bir ad.
İzelİz bırakan bir ele sahip olan kimse.
İzgü1. İyi, güzel.2. Akıllı, adaletli.
İzgülGül gibi güzel etki yapan.
İzgünGüneş gibi parlak bir iz bırakan.
İzzet1. Değer, kıymet. 2. Yücelik, ululuk. 3. Güç, kuvvet. 4. Saygı, ikram.
İzzettinDinin değeri, gücü ve ululuğu.