ÇabaHerhangi bir işi yapmak için harcanan güç, zorlu, sürekli çalışma.
Çadır1. Çadır.2. Kadınların baş örtüsü.
Çağ1. Dönem, mevsim, zaman. 2. Yaş. 3. Yüzyıl, asır. 4. Çağlayan.
Çağa1. Bebek, çocuk. 2. Küçük kuş yavrusu.
ÇağaçanYeni bir dönem başlatan kimse.
ÇağakanÇağ değiştiren kimse.
Çağan1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
Çağatay1. Yavru at, tay.2. Cengiz Hanın oğlu.
ÇağayÇağın parlak ve aydın bireyi.
ÇağbayÇağın zengini olan kimse.
Çağdaş1. Aynı çağda yaşayan. 2. Bulunulan çağın koşullarına uygun olan. 3. Yaşıt.
Çağıl1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla.
ÇağıltıSuyun akarken, taşlara, kayalara çarparak çıkardığı ses.
Çağır1. Şıra. 2. Çakır. 3. Dar yol, küçük yol.
ÇağkanCanlı, dinamik, çalışkan kimse.
Çağla1. Badem, kayısı, erik gibi çekirdekli yemişlerin ham durumu. 2. "Coşkulu ol" anlamında kullanılan bir ad.
Çağlak1. Şelale, çağlayan. 2. Yırtıcı kuş, çaylak.
ÇağlanBir ırmağın denize kavuştuğu yer.
Çağlar1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.
ÇağlasınCoşsun, çağlasın anlamında kullanılan bir ad.
ÇağlayanKüçük bir akarsuyun çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer.
ÇağlayangilÇağlayan ailesine mensup olan kimse.
ÇağlayantürkÇağlayan Türk.
Çağlı1. Kuvvetli. 2. Namuslu.
ÇağnurÇağın ışık saçan bireyi.
Çağrı1. Birini çağırma, davet. 2. Doğan, çakır kuşu. 3. Rütbe, unvan, san.
Çağrıbey1. Çağıran bey.2. Selçuklu Devleti´nin kurucularından Horasan Meliki.
ÇağrınurAydınlığa, ışığa davet eden kimse.
ÇağverenYeni bir çağ açan kimse.
ÇakanParıldayan, ışık veren.
Çakar1. Kıvılcım. 2. Şimşek. 3. Yaman, görmüş geçirmiş kimse.
ÇakılKüçük veya orta boyda taş parçası.
Çakım1. Şimşek, kıvılcım 2. Yığın.
Çakın1. Şimşek, kıvılcım. 2. Mavi gözlü.
Çakır1. Mavimsi, mavi benekli, gri göz rengi. 2. Bir doğan cinsi. 3. Gönül, iç, can.
ÇakırbeyYiğit, cesur, gözü pek bey.
ÇakırerCesur, yiğit kimse.
Çakmak1. Taşa vurulup kıvılcım çıkaran çelik parçası. 2. Tutuşturma aygıtı.
ÇakmanAmacına erişen, ulaşan kimse
Çakmur1. Yarı uykulu bakış. 2. Sert taş 3. Pinti.
ÇalganYatağı taşlık olan ve gürültüyle akan su.
ÇalıkbeySağlığı yerinde olmayan bey.
ÇalıkuşuSerçegillerden, başı koyu kırmızı, çalılık yerleri seven, ötücü bir kuş.
Çalım1. Gösterişli tavır, kurulma. 2. Kılıcın keskin tarafı. 3. İlgi. 4. Vuruş.
Çalın1. Ateş çakmağı. 2. Çiy, kırağı.
Çalış1. Çelme, güreş. 2. Çarpışma, cenk, savaş.
ÇalışkanÇok çalışan, çalışmayı seven.
ÇalkaraDoğan türünden bir kuş.
Çaltı1. Diken, çalı. 2. Küçük ve dikenli orman. 3. Akasya. 4. Engel. 5. Kuytu yer. 6. Hızlı, çevik.
Çamİğne yapraklı, kozalaklı, reçineli ağaç.
ÇambelGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇamerGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇamokGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇandarlıOsmanlı İmparatorluğu zamanında sadrazamlar ve kazaskerler yetiştirmiş büyük bir ailenin adı.
Çangal1. Dallı budaklı, eğri ağaç. 2. Çok zayıf. 3. Dere dibi.
Çapan1. Ceket. 2. Engelli, tehlikeli. 3. Düğün yemeği yapan aşçı. 4. Alkış, el çırpma.
Çapaner1. Saldıran, atılan, hücum eden kimse.2. Koşan, hızlı hareket eden kimse.
Çapar1. Sarışın, mavi gözlü, çilli, insan. 2. Kula renkli hayvan. 3. Çiçek bozuğu yüz. 4. Huysuz, ters adam. 5. Cesur.
Çapkan1. Saldıran, atılan, hücum eden. 2. Koşan, hızlı hareket eden.
Çav1. Ün, şöhret, şan. 2. İz, eser. 3. Güneşin buluttan sıyrılmış durumu. 4. Yüksek ses.
Çavaş1. Güneş. 2. Güneşli yer, güney.
ÇavdarBuğdaygillerden, birçok türü bulunan, yıllık, boylu bir bitki.
Çavuş1. Orduda onbaşıdan sonra gelen, görevi manga komutanlığı olan erbaş. 2. Kılavuz.
ÇaydamYatağa doldurulan veya yağmurluk yapılan ince keçe.
ÇaydamarÇay gibi akıp giden.
ÇayhanAdı çay olan hükümdar.
Çaykara1. Çay kıyılarında çıkan kaynak, pınar. 2. Kumsal, nehir yatağı.
Çaylak1. Irmağın geçit yeri, geçit. 2. Sözünde durmayan kimse. 3. Yırtıcılardan uzun kanatlı, çengel gagalı, küçük kuşları avlayan bir kuş.
Çaylan1. Çay ve ırmağın geçit yeri. 2. Kumsal, kumlu yer. 3. Çakıllı yer.
Çaynak1. Tırnak, pençe. 2. Eli kolu tutmayan, sakat.
Çeber1. El işlerinde usta, dikkatli, becerikli kimse. 2. Açıkgöz, cesur.
Çeçen1. Kafkasya'nın kuzeydoğusunda yaşayan bir halkın adı. 2. Akıllı. 3. Söz ustası, hatip. 4. Yakışıklı.
Çekik1. Tarla kuşu. 2. Çekilmiş olan.
Çekim1. Güzel ve muntazam görünüş. 2. Güç, takat. 3. Çam yaprağı. 4. Çam kozalağı.
Çekin1. Meşe ağaçlarında olan iri bir çeşit meyve. 2. Bağ çubuklarının açılmak üzere bulunan gözlerini bitten korumak için kullanılan ökse.
Çelebi1. Görgülü, terbiyeli, olgun kimse. 2. Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen san. 3. Kayınbirader.
Çelem1. Yiğit. 2. Şalgam.
Çelen1. Yakışıklı delikanlı. 2. Tepelerin kar tutmayan kuytu yeri. 3. Açıkgöz, becerikli, kurnaz. 4. Evlerin dışında bulunan saçak. 5. Akıllı.
Çelenk1. Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka. 2. Uzun kuş tüyü. 3. Gümüş veya altın taç.
Çelik1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü, kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.
ÇelikbaşGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikbilekGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikelGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikerGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikhanGüçlü, kuvvetli hükümdar.
ÇelikizGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikkanGüçlü soydan gelen kimse.
ÇelikkanatGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikkayaGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikkolGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇeliközGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇeliksuGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇeliktanGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇeliktaşGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇeliktenÇelik gibi güçlü, sağlam, dayanıklı kimse.
ÇeliktürkGüçlü, kuvvetli Türk.
ÇelikyayGüçlü, kuvvetli kimse.
ÇelikyürekCesur, soğukkanlı kimse.
Çelim1. Güç, kuvvet. 2. Tavır, çalım.
Çeltik1. Kabuğu ayıklanmış pirinç. 2. Dokunaklı söz. 3. Çoban yamağı.
Çepni1. Dağ köylüsü. 2. Oğuzların Üçok koluna bağlı bir Türk Boyu.
ÇerçiKöylerde dolaşarak ufak tefek eşya satan gezgin satıcı.
Çeri1. Asker, ordu. 2. Savaş.
ÇerkezKafkasya'nın yerli boylarından birinin adı ve bu boydan olan kimse.
Çerme1. Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer. 2. Akarsuların topraktan çıkan sızıntısı. 3. Kaynak.
ÇeşminazNazlı, baygın bakışlı göz.
Çetik1. Yünden örülmüş terlik, mes. 2. Çarık. 3. Çocuk ayakkabısı. 4. Çekirge. 5. Fidan.
Çetin1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.
ÇetinalpSert, inatçı yiğit.
ÇetinaySert, inatçı kimse.
ÇetinelSert, inatçı kimse.
ÇetinerSert, inatçı kimse.
ÇetinkayaSert, inatçı kimse.
ÇetinokSert, inatçı kimse.
ÇetinözSert, inatçı kimse.
ÇetinsoySert, inatçı bir soydan gelen kimse.
ÇetinsuSert, inatçı kimse.
ÇetintaşSert, inatçı kimse.
ÇetintürkSert, inatçı Türk.
ÇetinyiğitSert, inatçı kimse.
ÇevikKolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
ÇevikcanKolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
ÇevikelKolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
ÇevikerKolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
ÇeviközKolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.
Çevrim1. Sınır. 2. Girdap. 3. Sürekli ve düzenli değişme.
ÇeyizGelin için hazırlanan her tür eşya.
ÇiçekBir bitkinin, üreme organlarını taşıyan, çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
ÇiftçiGeçimini toprağını ekerek sağlayan kimse.
ÇiğdemZambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi.
Çiğil1. Omuz, omuz başı. 2. Bir Türk boyu.
ÇiğlezYakışıklı, ince, uzun boylu.
ÇilekGülgillerden, sapları sürüngen, pembe kırmızı renkte meyvesi olan bir bitki.
Çilen1. Hafif yağan yağmur, çisenti. 2. Suyun derin olmayan yeri.
ÇilerŞarkı söyleyen, şakıyan, öten bülbül.
ÇilhanYüzü çil çil olan hükümdar.
ÇilhanımYüzü çil çin olan kadın.
ÇiltayÜzerinde benekler bulunan tay.
ÇimenKendiliğinden yetişmiş çim.
Çin1. Gerçek, gerçeklik, doğru. 2. Omuz. 3. Üzerinde çok meyve bulunan dal. 4. Soylu, öz, katıksız.
ÇinelDoğru, dürüst, namuslu kimse.
ÇinerDoğru, dürüst, namuslu kimse.
ÇinerkDoğru yolda kullanılan güç.
ÇinuçinÜstün, galip, zafer kazanmış.
Çisen1. Sisli ve kapalı havada ince ince yağan yağmur. 2. Çiy.
Çitlembik1. Mercimekten biraz büyük, buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç. 2. Ufak tefek, esmer ve sevimli.
Çığ1. Dağdan yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesi. 2. Sürü, kafile. 3. Çok, sık, fazla.
Çığa1. Horoz, cennet kuşu gibi kuşların kuyruğundaki tüylerden en gösterişlisi. 2. Yaramaz çocuk. 3. Karışık renkli bir tür kuş.
Çığıl1. Çakıl ve taş yığını. 2. Kalabalık. 3. İri saman.
Çığır1. Çığın kar üzerinde açtığı yol. 2. İz. 3. Taşlı yol, patika. 4. Yenilikçi akım.
Çınak1. Yırtıcı kuş pençesi. 2. Yağmurdan sonra açan hava.
Çınar1. Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse, güçlü kimse.
ÇınayEtrafa gerçekten ışık saçan kimse.
Çıngı1. Kıvılcım. 2. Parça.
Çıray1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.
Çıtak1. Dağlı, dağlarda yaşayan. 2. Köylü. 3. Yabancı, göçmen. 4. Kavgacı, inatçı, huysuz. 5. Açıkgöz, kurnaz. 6. İyi giyinmiş, yakışıklı delikanlı.
Çıtanak1. Bir dalda birkaç meyvenin bulunması. 2. Küçük dal.
Çıvgın1. Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur. 2. Ağacın verdiği yeni sürgün, filiz.
ÇobanKoyun, keçi, inek gibi hayvanları güdüp otlatan kimse.
ÇobanyıldızıVenüs gezegeni.
ÇoğahanKüçük yaşta hükümdar olmuş kimse.
ÇoğanKökü ve dalları sabun gibi köpüren bir bitki, çöven.
Çokan1. Dağın doruğu. 2. Zirveye ulaşan.
Çokay1. Köy zengini, çiftlik sahibi. 2. Eşkıya.
ÇokerGerçekten yiğit olan kimse.
ÇökermişYaşlı, yaşlanmış, ihtiyar kimse.
ÇolakEli veya kolu sakat kimse.
ÇolpanÇoban yıldızı, Zühre, Venüs.
Çopur1. Yüzü, çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan kimse. 2. Bir tür geyik. 3. Benekli antilop.
ÇopuralpYüzü, çiçek hastalığından kalma küçük yara izleri taşıyan yiğit.
Çora1. Bir tür toprak. 2. Her türlü yemek.
ÇorakVerimsiz, bitek olmayan, kıraç toprak.
ÇotukAğaç kütüğü, asma kütüğü.
Çotur1. Kısa boylu, sağlam, güçlü kimse. 2. Yassı, buruşuk. 3. Fundalık.
ÇoturayKısa boylu, sağlam, güçlü kimse.
Çuvaş1. Güneş. 2. Güneşli yer. 3. Açık hava. 4. Çadır. 5. Rusya'da yaşayan bir Türk kavminin adı. 6. Yoksul.