Erkek Bebek İsimleri Sözlüğü

Gösterişli, heybetli.

Cana yakın, olgun, güvenilir kimse.

1. Yürekli kimse.2. Bir girişimde kendine güvenebilecek durumda olan kimse.3. Güçlü kuvvetli, korkusuz kimse.

Kaplan.

Kaplan gibi şah.

bk. Bahadır

bk. Bağdaş

Yakın arkadaş, dost.

1. Göğüs. 2. Ok yayı ve dağda orta bölüm.

Bağışlanan şey, yardım.

Bağışı seven hükümdar.

1. Ar. Güzellik, zariflik. 2. Ar. Parıltı. 3. Far. Kıymet, değer, paha.

Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse.

Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren hükümdar.

Bahailik yanlısı kimse.

Dinin güzelliği.

Deniz.

1. Denizle ilgili olan.2. Bir tür deniz ördeği.

1. Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim.

1. Bahtla, kaderle ilgili olan.2. Bazı divan şairlerinin ortak mahlası.

Mutlu.

Ay gibi aydınlık saçan.

1. Sürekli.2. Bir şeyden artan miktar.3. Öteki.

Doğada serbest ve birleşik olarak bulunan kızıl renkli, kolay işlenir bir maden.

Bakır gibi işe yarayan hükümdar.

bk. Bahşı

Yavru, çocuk.

1. İri, büyük.2. Şişman, gürbüz kimse.2. Atmaca, doğan vb. yırtıcı bir kuş.

Yüce bey.

bk. Balaban

Eski bir Türk kağanı.

Prens, şehzade çocuğu.

Türk çocuğu.

Ağaç, asma filizi, sürgün.

Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş.

Bal-bay.

Bal gibi tatlı olan bey.

Bal gibi sevimli ve tatlı olan.

Bal gibi tatlı ve sevimli olan yiğit.

Tatlı dilli, cana yakın kimse.

Bal gibi tatlı ve cana yakın hükümdar.

bk. Balıbey.

1. Büyük kardeş. 2. Sevgi gösterilen kimse. 3. Veli, ermiş.

Ermiş kimse.

Değer verilen olgun bey.

Balım, tatlım, güzelim anlamında kullanılan bir ad.

1. Şimşek. 2. Parıltı, parlayış.

1. Sık ormanla kaplı dağ. 2. Yığın, küme. 3. Sazlık, bataklık.

1. Parıltı, ışık. 2. Güzel, parlak, süslü kimse.3. Şimşek.

1. Parıltı, ışıltı, ışık. 2. Şimşek.

Şimşek.

Bal gibi tatlı ve sevimli yiğit.

Bal gibi tatlısın" anlamında kullanılan bir ad.

Küçük balta.

1. Dağlardan inen suların dağ eteğinde oluşturduğu bataklık. 2. Uç taraflarından bağlanmış ot demeti.

1. Haykırış, bağırış. 2. Gök gürültüsü. 3. Yankı.

Tüylü, kıllı çuha, kebe.

1. Varan, ulaşan.2. Yüce, ulu.

Hedefine ulaşan yiğit.

Amacını elde eden bilge.

Hedefine ulaşan sel gibi olan.

1. Ezelî, öncesiz, öncesi olmayan. 2. Yeni ay, ay başı.

Büyük Türk denizcisi, Barbaros Hayrettin Paşa'ya. (1467-1546) Avrupalılar tarafından verilen ve "Kızıl sakal" anlamına gelen bir ad.

Hepsi, tamamı.

bk. Balçak

Bir tür ipekli kumaş.

Işıklı, parıltılı, parlak, parlayan.

Açık, gözle görülür, belirgin.

1. Varlık, servet, zenginlik. 2. İktidar.

1. Bütün, hep. 2. Güç, kuvvet. 3. Göğüs.

1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.

Barıştan yana olan kimse.

Çöllerde rüzgârın esme yönüne dikey doğrultuda oluşan, ay biçimindeki küçük kum kitlesi.

1. Yolculuk eden, yolcu, gezgin.2. Kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoymadığı yolcu.

Kahraman, savaşçı.

Varlık, zenginlik.

Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan.

bk. Barsbey

Yiğit, cesur bey.

1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.

1. Fazla, üstün, baskın. 2. Arka.

En büyük ağa.

Sağlam, dayanıklı.

En yükseğe çık, yüksel anlamında kullanılan bir ad.

Bir işi istenilen biçimde bitir anlamında kullanılan bir ad.

Başarılı olan.

Yaptığı işleri başarıyla sonuçlandıran kimse.

Sertlik, zorluk bakımından üstün olan.

bk. İlkay

Aydınların önde geleni.

Zenginlerin önde geleni.

Eski Türklerde baş, başkan, komutan.

İleri gelen, saygın kimse.

Önce doğan.

Buyruk altına girmeyen.

Baş ve el.

En önemli kimse.

En önemli, ileri gelen hükümdar.

1. Görüp anlayan. 2. Zeki. 3. Her şeyi görüp anlayan Allah.

Güç, kuvvet.

Cesur, yürekli.

Her zaman önder ol, önderliğin sürsün anlamında kullanılan bir ad.

Üstün gelme, yenme, zafer.

Önemli, saygın kimse.

Önemli, saygın kimse.

En önemli kaynak, ilk kaynak.

1. Kısa süreli beklenmedik saldırı. 2. Üstün.

Türk çadırlarının çevresindeki kanatları örten bölümlerin üst tarafına bağlanan ve 18 cm. kadar eni olan kuşak.

1. En önemli kimse.2. Ural Dağları bölgesinde yaşayan ve Türklerin Kıpçak kolundan olan bir boy.

Kutlu, talihli kimse.

Baş olan, ileri gelen, saygın, önemli kimse.

Ok gibi sivri olan, her işte ön plana çıkan kimse.

Önder ol, lider ol anlamında kullanılan bir ad.

Her şeyin en önemli olanı.

Görme ile ilgili olan.

Soyu asil olan kimse.

Yaşıt, akran, kafadar, benzer.

bk. Başdemir

Önemli, saygın kimse.

Önemli olan tugay.

Türklerin önderi, lideri.

1. Yardım, arka. 2. Yardımcı.

Güneşin battığı yön.

Üstün gelen, gücü yeten, galip olan zengin.

Üstün gelen, gücü yeten, galip olan bey.

Üstün gelen, gücü yeten, galip olan kimse.

bk. Batuhan

bk. Batur

bk. Baturay

Kahraman, yiğit, cesur, bahadır hükümdar.

1. Cesur, kahraman. 2. Pek büyük, iri.

Üstün gelen, gücü yeten, galip.

Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar.

Üstün gelen, gücü yeten, galip olan hükümdar.

Kahraman, yiğit, cesur, bahadır.

Kahraman, yiğit, cesur, bahadır kimse.

Kahraman, yiğit, cesur, bahadır kimse.

Kahraman, yiğit, cesur, bahadır hükümdar.

Ulu, yüce, saygın, soylu kimse.

1. Zengin ve korkusuz kimse.2. Bir tür kaplan.

Zengin, ileri gelen, saygın kimse.

Zengin bey.

Fırtına.

Zengin ve yiğit olan kimse.

Zengin, varlıklı.

Zengin, varlıklı kimse.

Dünyaya zengin olarak gelen, zengin doğan.

1. "Zengindi, varlıklıydı" anlamında kullanılan bir ad.2. İlhanlı Devletinin hükümdarı.

Güçlü, kuvvetli, cesur.

Güçlü, kuvvetli, cesur olan yiğit.

Zengin, varlıklı kimse.

1. Yezit'in babası.2. Çeşitli dönemlerde yaşamış Osmanlı şehzadelerinin ortak adı.

Güçlü ve zengin kimse.

Zengin ve varlıklı hükümdar.

Zengin kimse.

1. Doğru, gerçek (söz). 2. Açık, belli.

bk. Baylan

Gelişip güzelleşmesi, hayat şartlarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan, bakımlı.

Zengin, varlıklı.

Zengin, varlıklı hükümdar.

1. Yabani at. 2. Deniz.

Doktor, hekim.

Zengin bir soydan gelen kimse.

Doğan cinsinden bir kuş türü.

Ay ışığı.

Varlıklı, saygın kimse.

Zengin, varlıklı bir duruma getirir anlamında kullanılan bir ad.

Zengin, varlıklı kul.

Zengin, varlıklı saygın kimse.

Kutlu, talihli kimse.

Zengin. talihli kimse.

1. Ağırbaşlı, uslu, kibar. 2. Şımarık nazlı, yaramaz. 3. Sebatsız, tembel.

Varlıklı, saygın kimse.

Zengin ve varlıklı ol" anlamında kullanılan bir ad.

Bir ulusun, bir topluluğun veya örgütün simgesi olarak kullanılan, belli bir rengi ve biçimi olan, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş.

Bayrağı taşıyan, bayrak taşımakla görevli kimse.

1. Ulusal veya dinsel bakımdan önemi olan, kutlanan gün. 2. Sevinç, neşe.

Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan, kadim.

bk. Bayrı

Eskiden beri yiğit olan kimse.

Eskiden beri varlıklı olan kimse.

Eskiden beri hükümdar olan kimse.

bk. Bayrı

1. Rahat ve dingin. 2. Gürültüsüz, huzurlu.

Zengin ve tanınmış kimse.

Varlıklı soydan gelen kimse.

Bol, bereketli, gür su.

Şahin türünden yırtıcı bir kuş.

1. Kısrak. 2. Bayır, yokuş.

Zengin ve varlıklı olan kimse.

Zengin prens, şehzade.

Zengin ve güçlü kimse.

Zengin ve tok olan kimse.

Zengin ve varlıklı kimse.

Zengin ve adaletli kimse.

Soylu kişi.

bk. Bayık

Yüce, yüksek, ulu zengin kişi.

Zengin yiğit.

1. Değer, fiyat, kıymet. 2. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık.3. Eşit, denk.

1. Eşi ve benzeri olmayan, eşsiz. 2. Yeni, görülmemiş.

Açık, anlaşılır, ilk göze çarpan, ilk akla gelen.

Ayın on dördüncü gecesi, dolunay.

Dolunay gibi güzel olan hükümdar.

1. Süs, bezek, nakış. 2. Resim, heykel, şekil.

Dinin dolunayı.

Dolunayla, ayın on dördü ile ilgili olan.

Büyük, yüce, gösterişli, önemli.

Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, beğenme.

Sevinç.

Şen, güzel yüzlü kimse.

1. Çok güldüren, şakacı. 2. Hayırsever, iyi adam.

1. Zeki, anlayışlı. 2. Tedbirli.

1. İyi huylu kimse.2. Güler yüzlü kimse.

1. Merih yıldızı. 2. Eski İran dininde yolcuları korumakla görevli olduğuna inanılan melek.

Soyu sopu temiz, doğuştan iyi, temiz kimse.

1. Sağlam, sert, katı. 2. Bey. 3. İleri gelen, sözü geçen, saygın, zengin kişi.

Amacına, isteğine kavuşmuş, erişmiş olan kimse.

Atası bey olan kimse.

Cesur, yiğit bey.

Güçlü ve varlıklı olan kimse.

Demir gibi sağlam ve güçlü olan kimse.

Doğru sözlü, mert kimse.

Sağlam, dayanıklı, güçlü kimse.

Güçlü, yiğit kimse.

Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse.

Tanınmış, ünlü, saygın kimse.

1. Akran, eş, yaşıt. 2. Eşit, denk.

Güçlü, değişmez töreleri olan, törelerine bağlıkimse.

Güçlü Türk.

bk. Bileda

1. Hediye, armağan. 2. Alacalı, karışık renkli. 3. Nişan, iz.

1. Dağlık, sarp yer. 2. Sırt, bayır, yamaç, dağ eteği. 3. Yüksek, dağlık yerlerde görülen düzlük. 4. Issız yer.

Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman.

1. Düzgün söz söyleyen. 2. Düzgün, güzel söz.

1. Zihnin belleme ve anımsama yeteneği, gücü. 2. Bellenerek öğrenilen şey. 3. İşaret, iz.

Tanınmış, ünlü kimse.

Yüzünde kırmızı benleri olan kimse.

1. Namlı, ünlü, meşhur. 2. Güzel, iyi.3. Az bulunan.

(bena:n)

Eşsiz, tek olan.

Ticaret limanı, iskele.

Eş, benzer.

Ben yiğitim anlamında kullanılan bir ad.

Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedî.

Sonsuza dek yiğit olarak kalacak olan.

Sonsuza dek varlıklı olarak kalacak olan.

Ölümsüz adı olan.

Soyu sonsuza dek sürecek olan.

Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, abıhayat.

Orhun anıtları.

bk. Bengi

Ben işte oyum anlamında kullanılan bir ad.

Mutluyum, şenim anlamında kullanılan bir ad.

1. Bağ. 2. Zincir. 3. Düğüm. 4. Tutsak, esir.

Bm Türküm anlamında kullanılan mi ad.

Nitelik, görünüş bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan.

1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.

1. Bolluk, gürlük, ongunluk. 2. Yağmur.

1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.

Berfi(:)n

İm, iz, eser.

bk. Berkin

1. Salim, kurtulmuş. 2. Temiz.

(beri:n)

1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.

Sağlam, güçlü ol anlamında kullanılan bir ad.

İyice hatırla anlamında kullanılan bir ad.

Güçlü, bozulmaz yemin.

Sağlam ve güçlü kimse.

Kamçı.

Eli güçlü olam kimse.

Güçlü, sağlam kişilikli kimse.

Şimşek gibi, parlak.

Sağlam, güçlü, kuvvetli.

Güçlü soydan gelen kimse.

Güçlü, sağlam kişilikli kimse.

bk. Berkman

Ok gibi çevik ve güçlü olan kimse.

Güçlü, dayanıklı ol anlamında kullanılan bir ad.

Özü güçlü kimse.

Güçlü, kuvvetli kimse.

Güçlü tanınan kimse.

Güçlü olarak kabul et anlamında kullanılan bir ad.

Güçlü soydan gelen kimse.

Bol, gür akan su.

Kendini sağlam ve güçlü olarak göster anlamında kullanılan bir ad.

Sabahın parlaklığı.

Özü güçlü, sağlam olan kimse.

Sağlam, güçlü tanınmış kimse.

(berna:)

(berra:n)

Şafak yemişi.

Üstün, yüksek, nitelikli, değerli.

(besa:let)

(beşa:ret)

Dinin müjdesi.

Düz yer, düzlük.

bk. Pesen

İnsan, insanoğlu.

Güler yüzlü, güleç adam.

1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç.

Yazılı olan şey, yazılmış, yapıt.

1. Bir şeyi, bir kimseyi, bir olay veya duyguyu betimleyen söz veya yazı. 2. Herhangi bir şeyin resmi veya heykeli.

bk. Bayezit

bk. Baybars

Çelik gibi güçlü, saygın kimse.

Bey gibi olan kimse.

Sahra, çöl.

1. Beyin gezip dolaştığı dağ.2. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde dağların ortak adı.

Adil, doğru.

Yırtıcı bir kuş.

Sır saklamayan, aklındakini ve yüreğindekini hemen söyleyen.

Beyliğini sürüdür anlamında kullanılan bir ad.

Bey soylu olan kimse.

bk. Baykara

1. Çok nazik, efendi, bey. 2. Hüzünlü.

Bey gibi tanınmış olan.

bk. Baytekin

bk. Baydemir

Törelere göre bey olmuş kimse.

Allah’ın evi, Kâbe.

1. Bey oğlu. 2. Soylu. 3. Nazlı, şımarık yetiştirilmiş.

Doğuştan bey olan, soylu, asilzade.

Cansız.

1. Su gibi ıslatan.2. Islaklık.

Süslü ve işlemeli kılıç kemeri.

Ey ay gibi güzel ve parlak olan, bunu bil! anlamında kullanılan bir ad.

Bil ve başar anlamında kullanılan bir ad.

Ey varlıklı kimse, bunu bil! anlamında kullanılan bir ad.

Tarihte, Atillâ'nın kardeşi. (434-445) yıllarında saltanat süren Hun Hükümdarı.

Güç, kuvvet.

Bilgili, görgülü, anlayışlı.

Seyrek olarak bil" anlamında kullanılan bir ad.

Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.

Bilgili yiğit.

Bilgili, varlıklı kimse.

Bilgili kimse.

Bilgili hükümdar.

Bilgili hükümdar.

Bilgin soydan gelen kimse.

Bilgili kimse.

Bilgili ve kutlu kimse.

Bilgili, çok bilen.

Akıllı, bilgili, bilge, bilgin.

Bilgili kimse.

Bilgili Türk.

Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek.

1. Bilgili kimse, her şeyi bilen, anlayan. 2. Bilmediği hâlde bilir gibi görünen, bilgili geçinen.

Bilgili hükümdar.

Bilimsel bir konuda derin bilgisi olan, âlim.

Bilimsel bir konuda derin bilgisi olan kimse.

bk. Bilgi

Bilgili.

Çok bilgili, çok bilen.

1. Güçlü bir seziş ve görgüden doğan ruh uyanıklığı ve zevk olgunluğu. 2. Akıl, us, hikmet, bilgi.

Bilgili, her şeyi bilen, anlayan, görgülü, kültürlü.

Bilgili.

Bilen, anlayan, bilgili.

Ey aydın kimse, bunu bil! anlamında kullanılan bir ad.

Bil ve say anlamında kullanılan bir ad.

Sen bil anlamında kullanılan bir ad.

Bil ve coşkunluk yap anlamında kullanılan bir ad.

Bunu bil anlamında kullanılan bir ad.

Bilerek yap anlamında kullanılan bir ad.

Bindikten sonra al anlamında kullanılan bir ad.

Hz. Ali'nin oğlu.

Bin yiğit.

Bin ve an " anlamında kullanılan bir ad.

Ata bin" anlamında kullanılan bir ad.

Bin ay " anlamında kullanılan bir ad.

Bin ve başar anlamında kullanılan bir ad.

Çok zengin kimse.

Bin tane dal.

Bin tane erkek anlamında kullanılan bir ad.

Bin tane göl.

Çok parlak.

Güçlü, kuvvetli

Çok nurlu.

Savaşçı, dövüşken.

Çocuğun uzun yaşaması dileğiyle verilen adlardandır.

Bir kez olsun hatırla anlamında kullanılan bir ad.

Ant iç, yemin et anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi tek, eşsiz.

Çok sevimli, cana yakın.

Tek, eşsiz, biricik.

Yardımsever.

1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber. 3. Kuma, ortak.

1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber.

Birleşik, birleşmiş, birlik olmuş.

Seçkin kimse.

Birlikteyiz, beraberiz anlamında kullanılan bir ad.

Aynı soydan olan.

Aynı soydan olan.

Tek olan, benzeri olmayan kimse.

Tek ol, biricik ol anlamına kullanılan bir ad.

Ünlü, tanınmış.

Hareketli, canlı.

Teksin, biriciksin anlamında kullanılan bir ad.

Teksin, eşsizsin anlamında kullanılan bir ad.

Aynı soydan olan kimse.

Sabahın ilk aydınlığı gibi yakışıklı olan.

Kimseye bağımlı olmayan.

Verimli.

1. Son, sonuç. 2. Yapı, kuruluş. 3. Ekinin yerden bitmesi, çimlenme.

1. Damızlık erkek sığır. 2. Bal yapan dişi arı.

1. Boğan.2. Boğaya benzeyen.3. Dede Korkut hikâyelerinde geçen bir kahraman adı. Küçük yaşta bir boğayı öldürdüğü için bu ad verilmiştir.

bk. Boğaç

Kuvvetli, cesur hükümdar.

Güçlü ve kuvvetli kimse.

Güçlü ve kuvvetli kimse.

Güçlü, kuvvetli şehzade.

Güçlü, kuvvetli.

bk. Bahadır

1. Havuz. 2. Gölün derin yeri. 3. Su birikintisi.

bk. Beyrek

1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur, efe. 4. Güreşçi, pehlivan.

bk. Böke

bk. Polat

Canlı, hareketli, neşeli.

Olan, bulunan.

bk. Bolgan

Kanı bol, hareketli, yerinde duramayan.

Askerlikte takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur oluşturan ve öbür birliklerin temeli sayılan birliğin başı.

1. İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. 2. Fr. Doğada bor asidi veya boratlar durumunda bulunan bir element.

Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.

Fırtına gini hükümdar.

Yağmurdan sonra toprağın üstünde oluşan tuzlu beyaz katman.

Bora-kan.

bk. Burak

1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini.

Cesur, çevik yiğit.

Çok zengin, varlıklı.

Fırtına gibi asker.

Sağlam, kuvvetli ve fırtına gibi olan kimse.

Fırtına gibi hızlı olan kimse.

Fırtına gibi olan kimse.

bk. Boray

Kâkül, perçem, pürçek.

Eskiden kullanılan, genellikle hayvan postundan yapılan başlık.

Kanlı, canlı kimse.

Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekondan kurtaran demircinin adı.

1. Kurt. 2. Yiğit, bahadır, cesur.

Güçlü, kuvvetli kimse.

Güçlü, kuvvetli kimse.

Güçlü, kuvvetli bey.

Güçlü, kuvvetli hükümdar.

Güçlü, kuvvetli bir soydan gelem kimse.

1. Bir aşiretin kollarından her biri. 2. Uzunluk.

Eskiden Tuna bölgesinde, Transilvanya’da ve Rusya’da soylulardan olan kimselere verilen unvan.

Özgür, serbest.

Aynı boyda olan.

Uzun boylu olan kimse.

Kibirli, mağrur.

Boyu uzun olan kimse.

Boynu eğri.

bk. Poyraz

Boyun uzasın, uzun boylu ol anlamında kullanılan bir ad.

1. Uzun boylu, yakışıklı delikanlı. 2. Serbest.

1. Toprak rengi. 2. Yiğit. 3. Kin, düşmanlık.

Sürülmemiş tarla.

Boz donlu at.

Başkalarına yararı az olan kimse.

Bağı boz anlamında kullanılan bir ad.

Yiğit delikanlı.

Yiğit delikanlı.

Yiğit ve delikanlı olan zengin kimse.

Yiğit ve cesur olan bey.

Fırtına gibi sert ve kuvvetli olan.

Boza benzeyen.

Tepeleri dumanla kaplı olan dağ.

Demir gibi sağlam ve kuvvetli olan kimse.

Dalgalı deniz.

Bir şahin türü.

Cesur ve yiğit kimse.

Sağlamlık, kuvvetlilik.

Yiğit hükümdar.

Cesur, yiğit, güçlü kimse.

Teni esmer olan yiğit.

Kuvetli, cesur, yürekli kimse.

Ağaçsız ve susuz ova.

Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.

Orta ve Güney Anadolu'nun bazı bölgelerinde bir türkü ezgisi.

24 Oğuz boyundan on ikisine verilen ad. Osmanoğulları bu boydan gelmiştir.

Bozoklardan olan kimse.

Sağlam ve kuvvetli olan kimse.

Bozkır olan yer.

bk. Bozdemir

Yağmur getiren lodos rüzgârı.

Çok cesur ve yürekli olan yiğit.

1. Gizli veya uzak bir köşe, kuytu yer. 2. Irmak kıyılarındaki kumluk, çalılık yerler. 3. Dağ tepesi.

1. İnce ve küçük dal. 2. Ağaç gövdesinde tomurcuk çıkacak yuvarlak boğum.

Halk, kavim, ulus.

Milletini sev anlamında kullanılan bir ad.

Milletin yiğidi.

1. Ağacın budak yeri. 2. Çam ağacının özü.

Su bendi, bent.

bk. Böget

Erkek deve.

1. Erkek deve gibi korkusuz olan hükümdar.2. X. yüzyılın başlarında Orta Asya´daki Yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletini kuran Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen san.

1. Ova ve dere kıyılarındaki çalı ve diken topluluğu. 2. Böğürtlen. 3. Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar. 4. Dönemeç. 5. Sık ağaçlık, orman.

Alçak, aşağı, kısa.

1. Ejderha, büyük yılan. 2. Akılı, bilgili.

Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.

Kaynak, pınar, çeşme.

Yüksek, yüce, ulu.

Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.

1. Bulunan şey, keşif. 2. Anlayış. 3. İlham.

Anlayışlı zengin.

Anlayışlı kimse.

Anlayışlı bey.

Bulunan şey, buluş.

Vicdan.

İlk kez yeni bir şey yaratma, icat.

Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığınlar.

Bulut ve ay.

Bulut gibi her yeri kaplayan bey.

1. Baykuş. 2. Tümen.

bk. Bumin

Yakup Peygamber'in en küçük oğlunun adı.

Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.

Keskin, kesici.

1. Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe veya çok köşeli kale çıkıntısı.2. Zodyak üzerinde yer alan on iki takımyıldıza verilen ortak ad.3. Ökse otu.

Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki.

Kurt yavrusu.

Yüce, ulu, saygın hükümdar.

Geyik, dişi geyik.

1. Pire. 2. Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. 3. Keklik. 4. Bahşiş, armağan.

Kanıt, delil, ispat.

Dinin kanıtı, ispatı.

Volkan, yanardağ.

1. Ay, hilal.2. Gücenmiş, kırılmış kimse.

Kartal.

1. Tadı kekre olan. 2. Alınmış, kırılmış, gücenmiş. 3. Aksak, topal, eğri basan. 4. Kapalı havuz. 5. Hortum, kasırga.

Gücenmiş, kırılmış zengin kimse.

Gücenmiş, kırılmış şehzade.

Eksiksiz, tüm.

1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi iş, sevap.

1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. 2. Egemenlik.

Buyruk veren yiğit.

Buyruk veren ata.

Buyruk veren zengin.

Buyruk veren, emreden.

Buyruk veren hükümdar.