Kız Bebek İsimleri Sözlüğü

1. Temiz, lekesiz. 2. Halis, saf.

Su gibi temiz ve saf olan kimse.

Temiz süt emmiş, soyu temiz kimse.

1. Koza biçimindeki meyvesi, üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi. 2. Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş, ince, yumuşak tellerin adı. 3. Yumuşak huylu, ince kişi.

İlkbaharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı kömeçli bir kır çiçeği.

Işık saç, ışılda, ün kazan, tanın anlamlarında kullanılan bir ad.

1. Parlayan, ışıldayan. 2. Temiz. 3. Çok başarılı.

Nur gibi parla, ışık saç anlamında kullanılan bir ad.

Işık saçan, ışıldayan, aydınlık veren.

1. Son, nihayet. 2. Uç, kenar.

1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3. İkizlerin bir yıldızı, Cevza burcu.

1. Duran, sürekli, daimî. 2. Destek, dayanak.

1. Saygın, rütbeli. 2. Kalıcı.

1. Sert, katı. 2. Sağlam, dayanıklı. 3. Hızlı.

Çok temiz, çok ak.

Çok parlak, çok güzel.

Çok tatlı, çok sevimli.

Çok değerli, çok kıymetli.

Sağlam, temiz soydan gelen.

Özü sağlam kimse.

Şen, neşeli, mutlu kimse.

Çok saf ve temiz.

Bileşikgillerden, yapraklarında acı, ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.

Çınar, meşe vb. ağaçların meyvesi.

Beyaz ile kırmızının karışmasından oluşan açık renk.

Pembe rekli gül.

1. Kâkül. 2. Yele. 3. Mızrak, bayrak gibi şeylerin başlarına konan püskül.

Ülker yıldızı.

1. Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel dişi varlık. 2. Çok güzel, çok alımlı kadın.

Peri gibi güzel olan.

Peri yüzlü, peri kadar güzel.

1. Uçmuş. 2. Soluk, solmuş.

1. Büyücü, perileri davet eden. 2. Periler hükümdarı.

Peri gibi, periye benzeyen.

Nur yüzlü, peri kadar güzel.

Peri yüzlü, çok güzel.

Peri gibi, çok güzel.

1. Peri çocuğu. 2. Güzel, çok güzel.

1. Kırmızı altın. 2. Ateşte pişirilen ekmek.

Bezek, süs.

Uçan, uçucu.

bk. Piruze.

Geceleri ışık çevresinde döner küçük kelebek.

Büyüten, yetiştiren, besleyen, koruyan, eğiten.

Ülker yıldızı, Süreyya.

1. Üstün, galip. 2. Güzellik. 3. Cilve.

1. Kırağı, çiy. 2. Sis. 3. İnce ince yağan kar, çisenti.

1. Beğenen, beğenmiş. 2. Beğenme, seçme.

1. Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı bal mumu yuvacıklar. 2. Arı kovanı. 3. Topraktan, çamurdan yapılan tahıl ambarı.

Yüz, surat.

Yemin, ant.

Yaşlılar, ulu erenler, ermişler.

Süs, ziynet.

Mavi renkli, değerli bir süs taşı, firuze.

Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.

1. Çok parlak, çok ışıklı.2. Çok temiz 3. Eksiksiz.

Pırıldayan şeyin çıkardığı ışık.

Değerli bir tür elmas.

Koyu pembe renkli bir bahar çiçeği.

1. Dikenli tohumu insanların giysilerine, hayvanların tüylerine yapışan bir ot. 2. Ağaç dallarında kuruyup dikenleşen küçük budaklar.

Hükümdar ailesinden olan kadın.

1. Pulla işlenmiş, pulla süslenmiş. 2. Süslü, bezenmiş.

bk. Pınar

1. Şakaklardan sarkan saç, zülüf. 2. Ağaç ve bitkilerin saçak gibi ince kökleri. 3. Oya, püskül, saçak.

1. Kimi ağaçlarda, yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. 2. Çalılık ve sık otlu yerler. 3. Sarı, kırmızı çiçek açan ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir tür ot. 4. Meşe ağacı filizi.

Çok parlak, aydınlık.

Şanlı, şerefli.

Neşe dolu, hayat dolu.

Olgun, yetkin.