MacideŞan ve şeref sahibi kimse.
MağfiretAllah’ın, kullarının günahlarını bağışlaması.
MahbubeSevilen, sevilmiş, sevgili.
MahferAy aydınlığı, ay ışığı.
MahireHünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse.
MahizarAyın çok olduğu gece.
MahınevYeni ay, ayça, hilal.
MahmudeÖvülmüş, övülmeye değer.
Mahmure1. Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Uyku basmış göz, baygın göz.
MahperiAy gibi, peri kadar güzel.
MahpeykerAy yüzlü, güzel.
MahruAy yüzlü, yüzü ay gibi olan güzel.
MahsureKuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş.
MahtenAy gibi beyaz, ışıklı, parlak teni olan.
MahterYeni ay, ayça, hilal.
Maide1. Yemek, ziyafet. 2. Üzerinde yemek bulunan sofra.3. Kur’an-ı Kerim'in bir suresinin adı.
Makbule1. Kabul olunmuş, alınmış. 2. Beğenilen, hoş karşılanan.
MaklûbeTers çevrilmiş, devrilmiş.
MaksudeUlaşılması istenen şey, istek, emel.
MaksumeTaksim edilmiş, bölünmüş.
Maksure1. Kısaltılmış. 2. Alıkonulmuş. 3. Bir şeye ayrılmış.
MalikeBir şeye sahip, bir şeyi olan.
ManolyaÇok iri, beyaz çiçekler açan, yaprakları almaşık, parlak yeşil renkte süs bitkisi.
MansureAllah’ın yardımıyla üstün gelen, galip gelen.
MarifetBeceriklilik, el uzluğu.
MartıMartıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı.
Marufe1. Herkesçe bilinen, tanınmış, belli. 2. Ünlü.
MarziyeHoşa giden, beğenilen.
MaşukaSevilen, sevilmiş kimse.
Masume1. Günahsız, suçsuz. 2. Küçük çocuk. 3. Temiz, saf.
MavişMavi gözlü, sarışın kız.
MaviselSel gibi coşkun, coşkulu olan.
Maya1. Asıl, öz, kendi, yaradılış. 2. İktidar, güç. 3. Bilgi. 4. Para, mal. 5. Dişi deve. 6. Uzun hava, türkü.
Mazlume1. Sessiz, sakin, yumuşak kimse. 2. Zulüm görmüş kimse.
Mebruke1. Kutlanacak kimse, tebriğe layık kadın.2. Kutlu.
MebrureHayırlı, beğenilmiş, makbul.
Mebuse1. Gönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili.
Mecide1. Büyük, ulu. 2. Şan ve şeref sahibi.
Medar1. Dayanak, yardımcı. 2. Neden, sebep, vasıta.
MedihaÖvülen, beğenilen kadın.
Medine1. Kent, şehir. 2. Hicaz’da Hz. Muhammed’in türbesinin bulunduğu şehir.
Mefharet1. Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey.
Meftune1. Gönül vermiş, tutkun. 2. Hayran olmuş, şaşırmış.
Mehabet1. Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı. 2. Büyüklük, ululuk, yücelik.
Mehcure1. Bırakılmış, unutulmuş. 2. Uzaklaşmış, ayrılmış.
MehdiyeDoğru yolu bulan, hidayete eren.
MehlikaAy parçası, çok güzel kadın.
MehpareAy parçası, çok güzel kadın.
Mehtap1. Ay ışığı. 2. Dolunay.
MehveşAy gibi güzel kadın.
MelâhatGüzellik, yüz güzelliği.
Melek1.Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık.2. Terbiyeli, uysal kimse.
MeleknazTerbiyeli, uysal, nazlı kadın.
MeleknurTerbiyeli, uysal, güzel kadın.
MelekşahTerbiyeli, uysal, güzel kadın.
MelihaGüzel, şirin, sevimli.
Melike1. Kadın hükümdar.2. Padişah karısı.
Melis1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu.
MelodiBelli bir kurala göre yaratılan, kulağa hoş gelen ses dizisi.
MeltemYazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı.
MemduhaÖvülmüş, övülecek.
Memnune1. Sevinmiş, sevinçli. 2. Razı olan, kabul eden.
MenekşeMor renkli, güzel kokulu çiçekler açan, çok yıllık otsu bir bitki.
MensureSaçılmış, dağılmış.
Menzure1. Adanmış, söz verilmiş. 2. Adak olarak belirtilmiş.
Mercan1. Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan.2. Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde.3. Açık kırmızı renkte bir balık türü.
MergubeSevilen, beğenilen, aranılan.
Merve1. Çakıl taşı.2. Mekke’de hacıların yedi kez gidip geldikleri kutsal dağın adı.
Meryem1. Peygamber İsa’nın annesi. 2. Dindar kadın.3. İbr. İsyan, ayaklanma.
Merzuka1. Mutlu. 2. Rızkı verilmiş.
MesadetMutluluk, kutluluk.
Meşale1. Ucunda alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan aydınlatmaya yarayan değnek. 2. Herhangi bir konuda ışık tutan kimse, önder.
Meşkûre1. Beğenilmiş, övülmüş. 2. Teşekkür edilmeye değer olan.
MestinazÇok nazlı, naz sarhoşu.
Mesture1. Örtülü, kapalı, gizli. 2. Açık saçık gezmeyen nazlı kadın.
MesudeMutlu, sevinçli, bahtiyar.
MesureRivayet yoluyla öğrenilmiş olan ünlü, önemli haber.
Methiye1. Övgü. 2. Birini veya bir şeyi övmek için yazılmış şiir.
MetineSağlam, dayanıklı, güçlü.
MevaSığınacak yer, yurt, mesken.
Mevcude1. Var olan, bulunan. 2. Hazır olan, hazır bulunan.
MevhibeAllah vergisi, ihsan, bağış.
Mevlide1. Doğma, dünyaya gelme. 2. Doğulan zaman.
Mevlûde1. Yeni doğmuş bebek. 2. Doğulan zaman veya yer.
MevsimYılın, iklim koşulları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri.
Mevzune1. Biçimli, yakışıklı.2. Güzel.
Meyil1. Eğimli, eğiklik. 2. Sevme, tutulma. 3. Gönül akışı.
MeymuneUğurlu, bereketli, kutlu.
MeyransaMihrinisa adının bozulmuş biçimi.
Meyyal1. Çok istekli, düşkün. 2. Eğilen, meyleden.
MezideZiyadeleşmiş, artmış, büyümüş.
MeziyetBir kişiyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik.
MihribanŞefkatli, güler yüzlü, yumuşak huylu, dost.
Mihrinisa1. Kadınlığın güneşi.2. Erdemli, nitelikli kadın.
MihrinurGün ışığı, güneş ışığı.
MihrişahGüneş gibi ışık saçan padişah.
MimozaSarı, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi.
Mina1. Billur, şeffaf.2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Mine1. Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. 2. İnce ve parlak nakış. 3. Çiçekleri başak durumunda, alacalı, mavi veya menekşe renginde, ıtırlı bir bitki.
Minnetİyilik yapana karşı duyulan teşekkür, gönül borcu.
MirayAy gibi ışık saçan bey.
MirnurEtrafına ışık saçan kadın hükümdar.
Misal1. Örnek. 2. Benzer, eş. 3. Rüya, düş. 4. Masal.
MisliMis kokulu, güzel kokan.
MiyaseYarısı değerli taşlarla süslü bir tür taç.
Mısır1. Bir tarım bitkisi ve taneli ürünü. 2. Afrika’da bir ülke.
MısraBir şiiri oluşturan dizelerden her biri.
MuadeletDenklik, eşitlik.
Muallâ1. Yüksek, yüce. 2. Onuru yüksek olan kimse.
Muarra1. Çıplak, soyulmuş. 2. Arı, temizlenmiş.
Muattar1. Itırlı, güzel kokulu. 2. Bir tür lale.
Muazzez1. Saygı duyulan, saygı ile karşılanan. 2. Değerli, kıymetli.
MubahatGünah veya sevap olmayan işler.
Mübareke1. Bereketli. 2. Uğurlu, hayırlı, kutlu.
MübeccelSaygı gösterilmiş, yüceltilmiş, ulu.
MüberraTemize çıkmış, aklanmış.
MübeyyenOrtaya çıkarılmış, açıklanmış, açıkça bildirilmiş.
Mübine1. İyiyi ve kötüyü ayıran. 2. Açık, besbelli.
MücellâParlatılmış, parlak, cilalı.
MücessemCisim durumunda olan, cisimlenmiş, somut.
MücevherDeğerli süs eşyası.
MucideYeni bir buluş ortaya koyan, icat eden.
Mucize1. Hayran bırakan, doğaüstü sayılan olay. 2. İnsan aklının alamayacağı olay.
Müeddep1. Eğitilmiş, terbiye edilmiş, uslu. 2. Çok okumuş, bilgili.
Müfide1. Anlatan, ifade eden, anlamlı. 2. Yararlı, faydalı.
Muhabbet1. Sevgi. 2. Dostça konuşma.
MuhaddereKapalı, örtülü, namuslu kadın.
MühibeKorku ve saygı uyandıran.
Muhlise1. Katkısız, halis. 2. İçten, samimi, dost canlısı.
Muhsineİyilikte, bağışta bulunan, ihsan eden.
MuineYardım eden, yardımcı.
Mükâfat1. Ödül. 2. Sevindirici haber.
MükevvenMeydana getirilmiş, yaratılmış.
MukimeOturan, ikamet eden.
MükrimeKonuksever, ikram eden, ağırlayan.
Mülhimeİlham veren, içe doğduran, esinlendiren.
Mümine1. Tanımış, iman etmiş. 2. İslam dinine inanmış, Müslüman.
Mümtaze1. Ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. 2. Seçkin.
MünciyeKurtarıcı, kurtaran, önder.
Münevver1. Aydınlatılmış, ışıklı, parlatılmış. 2. Aydın.
Münibe1. Allah’a yönelen. 2. Güzel yağan, yararlı yağmur. 3. Bahar.
MünifeYüksek, ulu, büyük.
MünimeNimet veren, yedirip içiren.
MünireNurlandıran, ışık veren, parlak.
Munise1. Cana yakın, sevimli. 2. Alışılan, alışmış.
Mürideİsteyen, arzulayan.
MürşideDoğru yolu gösteren, kılavuz.
Mürüvvetİnsanlık, cömertlik, iyilikseverlik.
MusaffaTemizlenmiş, arıtılmış.
Müsemma1. Adlanmış, adlı, ismi olan. 2. Belirli zaman.
MüsevverÇevresine sur, duvar çevrilmiş, korunmuş.
Müşfika1. Sevecen, şefkatli.2. Acıyan.
Musliheİyileştiren, düzelten, ıslah eden.
Müslimeİslam dininde olan, Müslüman.
Müstakime1. Doğru, düz.2. Temiz, namuslu, doğru.
MüstenireIşık saçan, parlak.
MüstesnaBenzerlerinden farklı, üstün, ayrı tutulan.
Mutarra1. Taze. 2. Güzel kokulu. 3. Cilalı, parlak.
MutenaÖzenle, dikkatle seçilmiş.
Mutia1. Boyun eğen, itaat eden. 2. Bağlı, sadık. 3. Rahat.
MuvahhideAllah’ın birliğine inanan.
MüveddetSevgi, muhabbet, dostluk.
MüyesserKolaylıkla olan, kolay yapılan.
MüzehherÇiçekli, çiçek açmış.
MüzeyyenSüslenmiş, bezenmiş, süslü.