İba1. Çiy, nem.2. İncelik, nezaket.
İçimbikeHoş, güzel kadın.
İclâl1. Büyüklük, ululuk. 2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram.
İdil1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
İfakatHastalıktan kalkma, iyileşme, kurtulma, onma.
İlbikeÜlkenin hanımefendisi.
İldenYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan.
İlginayGarip, yabancı, gurbette yaşayan güzel kimse.
İlkbaharYılın ılık mevsimi, bahar.
İlkbalİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlkcanİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlkgülİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkışıkİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlknazİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlknurİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkselİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksenİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksevİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlmiyeDinî bilimlerle uğraşan kimseler topluluğu.
İlşenÜlkenin mutlu ve şen insanı.
İmbatDenizden esen serin rüzgâr.
İme1. Çukur, kuytu yer. 2. Bir tür dağ keçisi veya geyik. 3. İlaç, çare, şifa, deva.
İmeceBirçok kimsenin el birliğiyle, bir kişinin veya topluluğun işini yapması.
İmgeZihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
İnciİstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İncidenİnci gibi güzel, zarif, değerli.
İncifemİnci gibi güzel ağızlı.
İnciferİnci gibi parlak, güzel.
İncigülİnci gibi güzel olan.
İncilâ1. Parlaklık, ışık. 2. Parlama, aydınlanma. 3. Görünme, ortaya çıkma.
İncinurİnci gibi parlak olan.
İnciselİnci gibi güzel olan.
İnciserBaş inci, en güzel inci.
İnsafAcımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet.
İparYüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtırak çiçekleri.
İpek1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.
İpekelNazik, zafir, kibar kimse.
İpektenTeni ipek gibi yumuşak olan.
İrem1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe.3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
İrfaniyeİrfanla, bilgi ve kültürle ilgili.
İrgünSabahın erken saatleri.
İris1. Mitolojide geçen, Tanrıların elçisi ve gökkuşağının simgesi olarak bilinen kızın adı. 2. Çiçek adı. 3. Gözün bir tabakası.
İsabet1. Rast gelme, yerini bulma. 2. Doğru bir fikir söyleme.
İsenEsen, esenlikte olan.
İsenbikeEsenlikte olan kadın.
İsenkutluğEsenlikte ve uğurlu olan.
IşılayParlayan, ışıldayan ay, ay ışığı.
IşıldarParlak, göz alıcı, ışıldayan.
Işım1. Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. 2. Simşek.
IşınayAy gibi parlak yüzlü kimse.
IşınbikeYüzü ay gibi parlak kadın.
IşınsalEtrafı aydınlat, ışık saç anlamında kullanılan bir ad.
IşıtAydınlat, ışık saç, parlaklık ver anlamında kullanılan bir ad.
İslim1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buhar.
İslimî1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buharlı.
İsmicanAdı da kendi gibi sevimli olan.
İsmigülAdı da kendi gibi güzel olan.
İsmihanAdı hükümdar adı gibi olan.
İsminazAdı gibi kendi de nazlı olan.
İsminurAdı da kendi gibi güzel olan.
İşvekârİşveli, nazlı, edalı.
İtibar1. Saygı gösterme, önem verme. 2. Onur, şeref.
Itır1. Güzel koku. 2. Itır çiçeği.
İzelİz bırakan bir ele sahip olan kimse.
İzgülGül gibi güzel etki yapan.
İzgünGüneş gibi parlak bir iz bırakan.