AbacaAbla veya anneye benzeyen.
Abacan“Canım anneciğim, sevgili anneciğim ” anlamında kullanılan bir ad.
Abaza1. Kuzeybatı Kafkasya’da yaşayan bir halk.2. Bu halka mensup olan kimse.
AbgülSu gibi berrak ve duru olan gül.
Abher1. Nergis çiçeği. 2. Yasemin. 3. Dolu kap.
Abide1. Anıt. 2. Önemi ve değeri çok olan yapıt.3. İbadet eden, tapan kul.
Abiye1. Güzel, zarif, ince. 2. Yüzünü örtü ile örten utangaç kadın.
AbıhayatHayat suyu, içene sonsuz yaşam sağlayan efsanevi su.
Abıru1. Yüz suyu. 2. Irz, namus, şeref, haysiyet.
Abruy1. Yüz suyu. 2. Irz, namus, şeref, haysiyet.
AçaAnne, anne yerinde olan yaşlı kadın.
AçalyaFundagillerden, güzel, renkli, kokusuz çiçekler açan bir bitki.
AcarbegümGüzel yüzlü hanımefendi, sevimli hanımefendi.
AcarbükeGüzel yüzlü hanım, sevimli hanım.
AcarhatunGüzel yüzlü hatun, sevimli hatun.
Açılay“Ay gibi doğ, ay gibi açıl” anlamında kullanılan bir ad.
AcunbegümDünyanın hanımefendisi.
AcungüneşDünyanın güneşi, dünyayı aydınlatan şey.
AcunışıkDünyanın ışığı, dünyayı aydınlatan ışık.
Adalet1. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe. 2. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme.
Adeviyeİyilikseverlik, yardımseverlik.
Adile1. Doğruluktan ayrılmayan kimse. 2. Adaletli. 3. Hakka uygun, haklı.
AdniyeCennete gitmeye hak kazanmış, cennetlik bayan.
Afet1. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın. 2. Bela, felaket.
Afi1. Silen. 2. Silinmiş. 3. Affeden, bağışlayan. 4. Affedilmiş, bağışlanmış. 5. Yalvaran.
AfifeNamuslu, iffetli, temiz, dürüst.
AfiyetSağlıklı, sıhhatli olma, hastalıktan uzak olma durumu.
Afra1. Ayak değmemiş ak toprak.2. Pembeye çalar beyazrenk.
AğahanımZengin hanım, malı mülkü bol olan hanım.
AğahatunZengin hanım, varlıklı hanım.
AğanbegümGöğe doğru yükselen, yüce hanımefendi.
AğanbükeGöğe doğru yükselen hanım, göğe doğru yükselen güzel.
AğbegümAkça, pakça hanımefendi.
Ağbet1.Akça pakça yüz. 2. Akça pakça yüzlü.
AğbilekAkça pakça bilekli, beyaz bilekli.
Ağkız1. Akça pakça kız. 2. Temiz, iffetli kız.
Ahenk1. Uyum. 2. Uyuşma, anlaşma.3. Çalgılı eğlence
Ahu1. Ceylan, karaca. 2. Güzel, ince, zarif kadın. 3. Parlak, güzel bakışlı. 4. Güzellerin gözü.
AişeRahat yaşam süren, bolluk içinde yaşayan.
Ajda1. Filiz, sürgün. 2. Çentik çentik olan şey.
Ak1. Kar, süt gibi şeylerin rengi, beyaz. 2. Temiz, namuslu. 3. Sıkıntısız, rahat.
AkbacıTemiz ve namuslu bacı.
AkçagülBeyazımsı gül gibi olan kadın.
AkdolunAk ve kaybol" anlamlarında iki fiilin emir biçiminden oluşan bir ad.
AkhanımDürüst, güvenilir kadın.
AkibeArkadan gelen, izleyen, takip eden.
AkideBir şeye inanarak bağlanış, inanç, din inancı.
Akifeİbadet eden, ibadetle uğraşan kadın.
Akile1. Akıllı, zeki, anlayışlı. 2. Ergenlik yaşına varmış olan kimse.
AkkadınNamuslu, dürüst kadın.
AkkarKar gibi beyaz olan.
AkkızTemiz, dürüst, güvenilir kız.
AkkorIşık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.
AkkutluUğurlu, kutsal, mutlu olan dürüst kimse.
AkmaralDürüst, güvenilir, ceylan gibi güzel kadın.
AknurNur gibi parlak ve beyaz olan.
AkolTerbiyeli, temiz, dürüst ol" anlamında kullanılan bir ad.
AksarıKanarya sarısı renginde olan.
Aksen“Sen aksın, temizsin, doğru ve namuslusun” anlamında kullanılan bir ad.
AksevenBeyazı, dürüstlüğü, doğruluğu seven.
AksevilBiraz hareket et de herkes seni sevsin" anlamında kullanılan bir ad.
AksülünBeyaz renkli sülün.
AksunaAk renkli yaban ördeği.
AlabegümHenüz olgunlaşmamış kadın.
AlabezekLeyleğe benzeyen bir göçmen kuş.
AlageyikGeyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, postu benekli, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen, bir cins geyik
AlagünYazın, güneş bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum.
AlakızHenüz olgunlaşmamış kız.
AlanurÇok renkli parlaklık.
AlapınarHenüz tam olgunlaşmamış genç kız.
AlbeniAlım, çekicilik, cazibe.
AlçinKızıl renkli küçük bir kuş.
AldenizKızıl renkli deniz.
ÂlemtapDünyayı parlatan, aydınlatan.
Alev1.Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerde uzanan ışıklı dili. 2. Sıcaklık.3. Kıvılcım.
AlevnazAşk ateşine düşmüş nazlı güzel.
Alika1. Özgür, hür. 2. Asil, soylu. 3. Güzel, genç kız. 4. Eski.
Alisa1. Asil soydan olan. 2. Güzel.
Alım1. Çekicilik. 2. Kurum, çalım, gurur.
Alımlı1. Göz alıcı, çekici, cazibeli. 2. Kurumlu, çalımlı, gururlu.
Alıncak1. Anlayışlı, duygusal. 2. Alıngan, onurlu. 3. Kurumlu, çalımlı, gururlu.
AllıAl renkli, al renge boyanmış.
AllıkızSağlıklı, al yanaklı kız.
AlmabanuHanımefendi, prenses.
AlpnurYiğit, cesur, yürekli, güzel kadın.
AlsevinAl ve sevin anlamında kullanılan bir ad.
AltınbaşakÜstün nitelikli, değerli kimse.
AltınbikeÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltınçiçekÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltındalÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltıngülÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltınhanımÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltınhatunÜstün nitelikli, değerli kadın.
AltınkızÜstün nitelikli, değerli, güzel kadın.
AltınnurÜstün nitelikli, değerli, güzel kadın.
AltınsaçSarı saçlı kadın.
Amber1. Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde. 2. Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı.
AmileBir işi yapmakla yükümlü olan.
Amire1. Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse. 2. Şenlendiren, bayındırlaştıran kimse.
AmreYaşam süren, yaşayan.
AnabacıAnne ve kız kardeş.
AnahanımAnne olmuş kadın.
AnakadınAnne olmuş kadın.
AnarAnımsar, hatırlar anlamında kullanılan bir ad.
AnargülAnımsayan, hatırlayan güzel kadın.
AnkaMasallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş.
Arife1. Bilen, bilgili.2. Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler.
Arkay1. Yükselen.2. Çeşitli yönlere doğru çıkık bir durumda olan.
ArukızSevimli kız, güzel kız.
ArziyeToprakla ilgili, topraktan yetişen.
Arzu1. İstek, dilek. 2. Heves.
ArzugülGül gibi istenilen, beğenilen.
ArzuhanHükümdarın isteği, dileği.
Arzum“İsteğim, dileğim” anlamında kullanılan bir ad.
AsalbegümGerçek hanımefendi.
Asfer1. Sarı. 2. Uçuk, soluk benizli.
AsimegülGünah ve haramdan sakınan gül yüzlü.
Aşina1. Bildik, tanıdık. 2. Bilinen.
AsılbanuGerçek hanımefendi, gerçek prenses.
Asıma1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
AşkımBenim aşkım, sevdiğim insan, sevgilim anlamında kullanılan bir ad.
Asliye1. Seçkin, özel. 2. Esas, temel.
Aslı1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı.
AslıgülSoyu gül gibi temiz ve güzel olan.
AslınurNurdan gelen, aydınlık, ışıklı, temiz.
AsmaDalları çardak üzerine yayılan bitkilere, genel olarak verilen ad.
AsudeRahat, dingin, huzurlu, sessiz, sakin.
Asya1. Doğu.2. Dünyanın beş kıtasından en büyük ve en kalabalık olanı.
AtagülAtaların anısı olan gül gibi güzel.
ÂtikBerrak, saf, değerli.
Âtike1. Eski. 2. Özgür. 3. Soylu. 4. Güzel, genç kız.
AtimeAkşamın ilk karanlığı, karanlığın başlangıcı.
Atiye1. İhsan, lütuf, bağışlama. 2. Armağan.
Atıfe1. Eğilen, meyleden. 2. Bağlayan. 3. Şefkatli, sevecen.
AtlasYüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş.
AvniyeYardım ve yardımcılıkla ilgili.
AyaKibar hanım, hanımefendi.
AyabaAy gibi parlak ve güzel ana.
AyaçaSevgili hanım, sevgili kibar hanım.
AyanaEy ana! anlamında kullanılan bir ad.
AyanferGözün ışığı, göz nuru, parlaklığı.
AyasunEl uzat anlamında kullanılan bir ad.
AybalaAy gibi parlak ve güzel çocuk.
AybanuAy gibi güzel ve parlak hanımefendi.
AybegümAy gibi güzel hanımefendi.
AybenYüzünde benleri olan güzel.
AybenizAy gibi güzel yüzü olan.
AybikeAy gibi güzel, el değmemiş kız.
AycaAy gibi güzel, ışıklı, parlak.
AycagülAy gibi parlak olan güzel.
AycahanAy gibi parlak olan güzel.
AycennetEy cennet!" anlamında kullanılan bir ad.
AycerenAy gibi güzel ve parlak ceylan.
AyçiçekAy gibi parlak ve çiçek gibi güzel olan.
AyçılAy gibi, aya benzeyen, ay gibi güzel.
AyçulpanHem ay hem de çoban yıldızı gibi parlak ve güzel olan.
AydaDere kıyılarında, çayırlarda yetişen bir bitki.
AydagülAyda ve gül gibi güzel olan.
AydanGüzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel.
AydanarıNamuslu, iffetli, güzel kadın.
AydanurAy gibi güzel ve parlak olan.
AydenkAyın dengi olacak kadar güzel, ay gibi güzel.
AydilGönlü ay gibi temiz olan kimse.
AydilekDileği, isteği dürüstlük olan.
AyduruAy gibi duru, parlak ve lekesiz olan.
AyferimAy ışığım anlamında kullanılan bir ad.
Aygen1. Dost, arkadaş. 2. Sevgili, yâr.
AygökAy gibi güzel, gök gibi parlak olan.
AygölAy gibi güzel, göl gibi durgun olan.
AygönençAy gibi parlak ve huzurlu, rahat olan.
AygülAy gibi parlak, gül gibi güzel olan.
AygülerAy gibi gülümseyen.
AygülhanAy gibi parlak, gül gibi güzel olan.
AygümüşAy gibi parlak, gümüş gibi değerli, beyaz olan.
AygünkızAy gibi güzel, güneş gibi parlak olan kız.
AygürAy gibi parlak ve gür.
AygüzelAy gibi güzel olan.
AyhanımAy gibi güzel olan kadın.
AyhatunAy gibi güzel olan kadın.
AyımAy gibi güzel olan sevgilim!” anlamında kullanılan bir ad.
AyımbetAy yüzlüm, sevgilim anlamında kullanılan bir ad.
AyımşaBenim küçük ayım, güzelim anlamında kullanılan bir ad.
AyışığıAyın ışığı, mehtap.
AyışınıAydan gelen ışın, ayın yaydığı ışın.
AykaşAy gibi hilal kaşlı olan.
AykızAy gibi güzel ve parlak olan kız.
Ayla1. Ayın ve bazı yıldızların dolayındaki ışık çevresi, ay ağılı, hale. 2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.
AylanurAyın çeresindeki ışık gibi parlak olan.
AymaralAy kadar güzel ceylan.
AymelekAy ve melek gibi güzel olan.
AynaIşığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam.
AynagülAyna gibi parlak olan güzel.
AynisaAy gibi güzel olan kadın.
AynıferGöz nuru, gözün ışığı.
AynımahAya benzeyen, ayın benzeri, eşi, ay kadar güzel.
AypareAy parçası, ay gibi güzel.
AyperiAy gibi güzel olan peri.
AypınarAy gibi güzel, pınar gibi saf olan.
AyşeRahat ve huzur içinde yaşayan.
AyşecanRahat ve huzur içinde yaşayan kimse.
AyşeduduHuzur içinde yaşayan kardeş.
AyşegülRahat ve huzur içinde yaşayan gül gibi güzel.
AyşehanRahat ve huzur içinde yaşayan sultan.
AyselAy gibi parlak, ışıklı, güzel.
AysemaAy gibi parlak, gök gibi yüce olan.
AysenSen aysın, ay gibi güzelsin anlamında kullanılan bir ad.
AyşenurRahat ve huzur içinde yaşayan güzel.
AyserParlaklık ver, aydınlık getir anlamında kullanılan bir ad.
AysereAydan daha güzel, daha parlak ve temiz.
AyserenParlaklık, ışık saçan.
AysevenAy gibi güzel ve parlak olanları seven anlamında kullanılan bir ad.
AysevilAy gibi her zaman sevilen, beğenilen biri ol. anlamında kullanılan bir ad.
AysevimAy gibi sevimli olan.
AysimAy gibi güzel, gümüş kadar parlak ve değerli olan.
AysimaÇehresi, yüzü ay gibi parlak, nurlu, ışıklı, kutlu, uğurlu olan.
AysineGönlü ay gibi parlak ve temiz olan.
AyşirinAy gibi şirin ve tatlı olan.
AyşılAy gibi ışıklı, parlak.
AysıluAy kadar temiz, iffetli, nazik olan.
AyşöhretŞöhreti ay gibi parlak, aydınlık ve lekesiz olan.
AysudaSuda yansıyan ay ışığı.
AysultanAy gibi güzel olan sultan.
AysunaAy gibi güzel olan.
AysunayGüzelliğini göster anlamında kullanılan bir ad.
AytenAy gibi beyaz tenli olan.
AyterimAy gibi ince ve nazik olan.
AytözAy gibi parlak cevher.
AytutkunGüzelliğe tutkun olan.
AyülgerAy ve Süreyya yıldızı.
AyverÇevrene ışık saç, yararlı ol anlamında kullanılan bir ad.
Ayyalap1. Duru ay. 2. Ay gibi parlak ve duru.
AyyalınAy gibi temiz ve saf olan.
AyyüzAy gibi parlak yüzlü olan.
AyzıtEski Türklerde güzellik, iffet, doğum tanrıçasının adı.
AyzühreAy ve çoban yıldızı.
AzadeSerbest, hür, kurtulmuş.
Azra1. El değmemiş bakire kız. 2. Delinmemiş inci. 3. Ayak basılmamış kum. 4. Medine’nin diğer bir adı. 5. Hz. Meryem’e verilen ad.
Bacı1. Büyük kız kardeş, abla. 2. Kız kardeş. 3. Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan. 4. Tarikat şeyhlerinin karısı.5. Kadınlara söylenen bir seslenme sözü.
BağlanSev, sevdiğine bağlı kal anlamında kullanılan bir ad.
Bahar1. Kuzey yarım kürede 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim.2. Bu mevsimde açan çiçekler ve yapraklar. 3. Gençlik çağı.
Bâhire1. Işıklı, parlak, güzel. 2. Belli, besbelli, açık.
BahiseSöz eden, bahseden.
BahriyeDenizle ilgili olan.
BahtınurTalihli, şanslı, yazgısı parlak olan.
BahtışenMutlu, neşeli, talihli kimse.
BahtıserTalihli, şanslı, iyi yazgılı olan.
BakinazSürekli nazlanan, çok nazlı.
Bakiye1. Artık, artan, kalan, geri kalan. 2. Kalıntı.
BalcaBal gibi tatlı, sevimli olan.
BaldanBal gibi tatlı, şirin ve güzel olan.
BalkınParıldayan, parlak.
BalkızŞirin, tatlı, hoş kız.
BallıŞirin, güzel, tatlı dilli.
BalşekerBal gibi tatlı olan.
Banu1. Kadın, hatun, hanım. 2. Prenses. 3. Hanımefendi. 4. Gelin.
BariaGüzel, tam, mükemmel, üstün.
Barika1. Işık, parıltı, 2. Şimşek, yıldırım parıltısı.
Başak1. Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı.2. Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı.
BaşçıkÇiçeklerin erkek organlarında çiçek tozunu taşıyan torbacık.
Basiret1. Uzağı görme, seziş, sezgi, uyanıklık.2. Anlayış, kavrayış.
Basıra1. Gören, görücü. 2. Görme gücü, görüş. 3. Göz.
BasriyeGörme ile ilgili olan.
Beder1. Süs, bezek. 2. Nakış, kumaş nakışı.
Bedia1. Beğenilen, değeri bilinen yeni şey. 2. Estetik değeri yüksek olan sanat eseri.
Bedihe1. Başlangıç. 2. Güzel söz.
BedirnisaAy gibi güzel kadın.
BedrekaKılavuz, yol gösterici.
BedriyeDolunayla, ayın on dördü ile ilgili olan.
Begüm1. Hanım, hanımefendi. 2. Hint prenseslerine verilen unvan.
BehiceŞen, güzel, güler yüzlü ve şirin.
Behire1. Hayırlı ve iyiliksever, soylu kadın. 2. Şişmanlık yüzünden yürürken soluyan kadın.
Behnane1. İyi huylu kadın.2. Güler yüzlü kdaın.
Belgi1. Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan. 2. Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik.
BelginTam ve kesin olarak belirlenmiş olan, açık, anlaşılır, belirgin.
Belik1. Saç örgüsü. 2. İşaret, iz, nişan, 3. Çok, fazla. 4. Tepe, doruk.
Belin1. Korku, ürkü. 2. Şaşkınlık, hayret.
BelkısSüleyman Peygamber zamanındaki Saba melikesinin adı.
BelmaYumuşak, sakin, telaşsız kimse.
BenayAy gibi parlak olan kız.
Benek1. Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta. 2. Güneş lekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm.
Benevşe1. Menekşe. 2. Mor renk.
BengigülSonsuza dek güzel olarak kalacak olan.
BengühanHükümdarlığı sürekli olan.
BengülGül gibi güzelim anlamında kullanılan bir ad.
BenianBeni anımsa anlamında kullanılan bir ad.
BenliVücudunda ben bulunan.
BenligülVücudunda ben olan güzel.
BennurBen nur gibi parlak ve güzelim anlamında kullanılan bir ad.
Berceste1. Seçilmiş, beğenilmiş. 2. Sanat değeri yüksek anlamlar taşıyan dize.
Bercis1. Jüpiter gezegeni. 2. Çok süt veren deve.
BergüzarAnmak için verilen armağan, hatıra, yadigâr.
BeriaOlgunluk ve güzelliğiyle akranlarından üstün olan sevgili, kadın.
BeriyeSalim, kurtulmuş, aklanmış, arı, temiz.
BerkiyeŞimşek gibi, parlak.
BerrakDuru, temiz, aydınlık, açık.
BesametGüler yüzlülük, şenlik.
BesimeGüler yüzlü, güleç, neşeli kız.
Beşire1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güler yüzlü, güleç.
Beste1. Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin tümü. 2. Bağlanmış, bitiştirilmiş.
Betül1. Namuslu, temiz kadın. 2. Allah'ın emri. 3. Hazreti Meryem'in ve Hazreti Fatma'nın lakapları. 4. Ana ağaçtan ayrılıp, ayrı kök salan fidan.
BetülayNamuslu, iffetli, ay gibi güzel kadun.
Beyaz1. Kar rengi, ak. 2. Temiz, lekesiz.
Beylem1. Açılmamış pamuk kozası. 2. Çiçek buketi.
BeysunKendini bey olarak göster anlamında kullanılan bir ad.
BeyzaÇok beyaz, daha ak çok temiz, lekesiz.
Bezek1. Süs, ziynet. 2. Bir yapıtı süsleyen motiflerden her biri.
BezenSüslen, ziynetlen anlamında kullanılan bir ad.
BezmiâlemDünya meclisi, sohbet toplantısı.
BidarUyanık, uyumayan, uykusuz.
BidayetBaşlama, başlangıç.
BigeEvlenmemiş, çocuğu olmamış kadın.
Bihanİyiler, iyi olanlar.
BihinEn iyi, çok iyi, seçkin.
BihineEn iyi, çok iyi, seçkin.
BihterDaha iyi, en iyi, pek iyi.
BilgenurBilgili ve aydın kimse.
BilginurBilginin ışığı, bilginin aydınlığı.
BilgiserBilgi ortaya koy anlamında kullanılan bir ad.
Biliş1. Bilme, anlama, kavrama. 2. Tanıdık.
Billûr1. Duru, temiz, saydam, tanınmış ve değerli kesme cam, kristal. 2. Parlak, ışıklı.3. Duru.
BilsevBil ve sev anlamında kullanılan bir ad.
BilsinBilsin, tanısın anlamında kullanılan bir ad.
BinnazÇok nazlı, cilveli.
BirbenYalnızca ben anlamında kullanılan bir ad.
BirgenYalnızlığa alışmış.
BiricikTek, eşsiz, çok sevilen, benzeri olmayan.
BirimBir tanem, sevdiğim, biriciğim anlamında kullanılan bir ad.
BirtekEşi olmayan, çok sevilen, yegâne.
BitengülAçılmış gül gibi güzel olan.
BöğürtlenBahçe çitlerinde, yol kıyılarında kendiliğinden yetişen dikenli bir çalı ve bunun tadı mayhoş meyvesi.
BoncukCam, taş, sedef, tahta gibi şeylerden yapılan yuvarlak ve renkli süs tanesi.
BuğdayTohumu ekmek yapımında kullanılan bitki ve aynı bitkinin başaktan ayrılmış tanesi.
BugülBu, gül kadar güzeldir anlamında kullanılan bir ad.
Bülbül1. Sesinin güzelliğiyle tanınan, Akdeniz ülkelerinde, orman ve bahçelerde yaşayan ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse.
BüldanÜlkeler, şehirler, iller.
Burcu1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.
Bürgü1. Baş örtüsü. 2. Çarşaf, atkı. 3. İnce perde.
BürümcekHam ipekten dokunmuş ince bez.
BüşraMüjde, sevinçli haber.
ÇağnurÇağın ışık saçan bireyi.
ÇağrınurAydınlığa, ışığa davet eden kimse.
CahideÇok çalışan, çaba gösteren kimse.
Caize1. Armağan, hediye. 2. Yol yiyeceği, azık. 3. Eski şairlere yazdıkları methiyeler için verilen bahşiş.
CalibeKendine çeken, celbeden, çekici.
ÇalıkuşuSerçegillerden, başı koyu kırmızı, çalılık yerleri seven, ötücü bir kuş.
CanaEy can, ey sevgili! anlamında kullanılan bir ad.
CananeSevgili, gönül verilen, âşık olunan.
CanaşSevgili, dost, arkadaş.
CanfedaCanını veren, özverili kimse.
CanfesÜzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok, ipekli kumaş.
CanfezaCan artıran, gönle ferahlık veren.
CanfidanÖzü fidan gibi düzgün olan kimse.
CanfideÖzü çiçek fidesi gibi temiz ve güzel olan kimse.
CangülÖzü gül gibi sar ve temiz olan kimse.
CanhanımSevimli, cana yakın kadın.
Canik1. Atik, çevik. 2. Gözü açık ve becerikli.
CanipekÖzü ipek gibi tertemiz olan kimse.
CanıpekAcıya, sıkıntıya karşı dayanıklı olan kimse.
CankızSevilen, sevimli, şirin kız.
CanözenGerçek dost olan kimse.
CanözlemGerçekten özlenen kimse.
CanperverGönül açan, iç açan, ruhu besleyen.
CanrübaGönül kapan, gönül alan sevgili.
Cansevİnsanları sev anlamında kullanılan bir ad.
CavidanSonrasız, sürekli kalacak olan, sonsuz.
Cazibe1. Çekici, alımlı, sevimli. 2. Alım, alımlılık, çekicilik. 3. Yer çekimi, yıldızların birbirini çekmesi.
Cedide1. Yeni, kullanılmamış. 2. Pek az zamandan beri bilenen veya mevcut olan.
Cemile1. Güzel. 2. Hoşa gitmek için yaranma.
CeminurÇok nurlu, aydınlık kimse.
Cennet1. Dinî inanışına göre, iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak. 2. Çok güzel, ferah yer, bahçe.
ÇeşminazNazlı, baygın bakışlı göz.
CevriyeEziyet, sıkıntıyla ilgili olan.
Cevzaİkizler burcu, gökyüzünün kuzey yarım küresinde görünen iki parlak yıldızlı burç.
CeydaUzun boyunlu ve güzel kadın.
CeydahanUzun boyunlu ve güzel kadın.
ÇeyizGelin için hazırlanan her tür eşya.
CeylânGözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, hızlı koşan, zarif, memeli hayvan.
ÇiçekBir bitkinin, üreme organlarını taşıyan, çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
ÇiğdemZambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi.
CihanbanuDünyanın hanımefendisi.
CihanferCihanı, dünyayı aydınlatan, dünyanın ışığı.
ÇilekGülgillerden, sapları sürüngen, pembe kırmızı renkte meyvesi olan bir bitki.
Çilen1. Hafif yağan yağmur, çisenti. 2. Suyun derin olmayan yeri.
ÇilerŞarkı söyleyen, şakıyan, öten bülbül.
ÇilhanYüzü çil çil olan hükümdar.
ÇilhanımYüzü çil çin olan kadın.
CilvekârCilveli, cilve yapan.
CilvesazCilve yapan, cilveli.
ÇimenKendiliğinden yetişmiş çim.
Çisen1. Sisli ve kapalı havada ince ince yağan yağmur. 2. Çiy.
Çitlembik1. Mercimekten biraz büyük, buruk lezzette meyvesi olan bir ağaç. 2. Ufak tefek, esmer ve sevimli.
ÇobanyıldızıVenüs gezegeni.
DamlaYuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.
DayaÇocuğa bakan dadı, sütnine, taya.
DayahatunÇocuğa bakan dadı, sütnine, taya.
Define1. Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler. 2. Değerli, önemli, az bulunur nitelikte kimse.
DefneDefnegillerden, yaprakları güzel kokulu, kış yaz yeşil kalan bir ağaç.
Demet1. Bitki veya çiçek destesi. 2. Bağlanarak oluşturulmuş deste.
DemhoşSoluğu güzel kokan, hoş kokulu.
DeryanurÇok güzel, çok parlak olan.
DesteDemet, tutam, bağlam.
DibaBir tür süslü ipek kumaş.
Dicle1. Ulu ırmak. 2. Anadolu'dan doğarak Irak'tan geçen, Fırat ile birleşerek Şattülarap adıyla Basra körfezine dökülen nehir.
DiclehanBüyük ırmak gibi çağlayan, çalışıp çaba gösteren hükümdar.
DidemGözüm, gözüm gibi sevdiğim, sevgilim anlamında kullanılan bir ad.
DilâraGönül alan, gönül okşayan, gönlü dinlendiren.
DilâşupGönlü karıştıran, gönül çalan güzel.
DilayGönlü aydınlatan ay gibi güzel.
Dilbaz1. Güzel söz söyleyen, göze hoş görünen.2. Konuşmasıyla kandıran.
DilbentGönül bağı, gönül bağlayan.
DilberGönlü alıp götüren güzel.
DilbesteGönül bağlamış, âşık.
DildadeGönül vermiş, âşık.
DildarBirinin gönlünü almış, sevgili.
DilderenSevgi toplayan, gönül alan, beğenilen.
DilefruzYürek yandıran, sevimli.
DilegeGüzel ve düzgün konuşan.
DilekDilenen, istenen şey.
DilferahGönlü ferah, sevinçli.
DilfezaGönlü genişleten, gönlü artıran.
DilfigârGönlü yaralı olan, âşık.
DilfiruzGönle ferahlık veren, sevindiren.
DilhanGönülden söyleyen, içten konuşan kimse.
DilhuşGönlü hoş, yüreği rahat.
DilnişinGönülde yer tutan, hoş, güzel.
DilsafaGönlü şen, rahat, dertsiz.
DilşahGönül şahı, sevgili.
DilşatGönlü hoş, sevinçli.
DilsazGönül yapan, tatlı davranan.
DilşenGönlü şen, sevinçli.
DilsitanGönül alan güzel.
DilsuzGönül yakan, yürek yakan.
DirahşanParlak, parlayan.
DirayetZekâ, bilgi kavrayış.
DoğanbikeDoğan, dünyaya gelen ız.
DoğannurNur gibi parlak olarak doğan.
DoğayEy ay, artık doğ, kendini göster anlamında kullanılan bir ad.
Döndül. Henüz evlenmemiş kız. 2. Gittiği yerden geri gelen.
Döne1."Bundan sonraki çocuklar erkek olsun" anlamında kullanılan bir ad.2. Karşı ziyarette bulunma.
Dudu1. Hanım. 2. Abla. 3. Küçük kardeş.
DudubikemEvlenmemiş ablam, kardeşim anlamında kullanılan bir ad.
Duhan1. Kur'an-ı Kerim'de bir sure adı. 2. Duman.
DurcanYaşa, uzun ömürlü ol anlamında kullanılan bir ad.
Dürefşan1. İnci serpen. 2. İnci gibi söz söyleyeni
Düriyeİnci gibi parlayan, parlak.
DurkadınArtık çocuğun olmasın anlamında kullanılan bir ad.
DurkızArtık çocuğun olmasın anlamında kullanılan bir ad.
DürrüşehvarPadişahlara yaraşır değerde inci.
DursuneSon olması istenen kız çocuklarına verilen adlardandır.
DurugülÖzü temiz güzel kadın.
DurukadınÖzü temiz kadın.
DuysalDuymakla, hissetmekle ilgili olan.
Ebru1. Kaş. 2. Kâğıt süslemeciliğinde kullanılan, mottifli boyama yöntemi.
EcegülGül gibi güzel kız.
EcenurNur gibi parlak ve güzel kız.
Eda1. Davranış, tavır. 2. Naz, işve.
Edibe1. Terbiyeli, saygılı, nazik kimse. 2. Edebiyatla ilgilenen kimse.
EgenurAydınlık saçan kimse.
Ehil1. Sahip, malik. 2. Becerikli, yetenekli. 3. Bir yerde oturan.
ElâGözde sarıya çalan kestane rengi.
ElaldıBecerisini büyüklerinden edindi anlamında kullanılan bir ad.
ElânurGözü sarıya çalan kestane rengi olan güzel.
ElbirlikBir işi yapmak için birleşme, beraberlik, dayanışma
Elif1. Arap alfabesinin ilk harfi. 2. İnce uzun boylu kız. 3. Alışmış, alışkın.
Elife1. İstenilen, alışılan şey. 2. Alışılmış, alışkın.
Elmas1. Mücevher olarak kullanılan saydam, değerli taş. 2. Çok sevgili ve değerli.
ElvedaBir daha kavuşulamayacağı düşünülen bir şeyden ayrılırken kullanılan bir söz.
EmelGerçekleştirilmesi zamana bağlı istek.
EmetullahAllah'ın kulu (kadınlar için kullanılır).
Emine1. İnanılır, güvenilir. 2. Sakıncasız, tehlikesiz. 3. Yüreğinde korku olmayan, korkusuz.
EmriyeEmirle, buyrukla ilgili.
EnfesÇok güzel, en güzel.
EniseDost, arkadaş, yâr, sevgili.
ErçilDoğru, sözüne güvenilir kişi.
ErdibikeOlgunluğa erişmiş, deneyimli kadın.
ErdibikemOlgunluğa erişmiş, deneyimli kadınım anlamında kullanılan bir ad.
ErengülDeneyimli, akıllı güzel kadın..
ErengünDeneyimli, akıllı kimse.
Erge1. Şımarık. 2. Nazlı.
ErgemNazlım, canım anlamında kullanılan bir ad.
ErguvanEflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güze1 bir süs ağacı.
ErişenAmacına ulaşan, istediğini elde eden.
ErmiyeDolu yağdıran kasırga bulutları.
ErnaÇok güzel ve cilveli sevgili.
Ervin1. Şeref, saygınlık. 2. Barış. 3. Rüzgâr. 4. Veda.
EşayAy gibi, ay kadar güzel olan.
EsengülSağlıklı, salim, rahat kimse.
EsengünSağlıklı, salim, rahat kimse.
EşimDostum, arkadaşım anlamında kullanılan bir ad.
EşinDostun, arkadaşın anlamında kullanılan bir ad.
EsmerTeni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan, yağız kimse.
EsmerayTeni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kadın.
EvecenÇabuk hareket eden, canlı, ivecen.
Evin1. Bir şeyin içindeki öz, cevher. 2. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü. 3. Çok taneli başak. 4. Tohum, tane.
EzelîÖncesiz, başlangıçsız.
EzgiBelli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, nağme.
EzginSenin ezgin, nağmen anlamında kullanılan bir ad.
Fahime1. Büyük, ulu. 2. Onurlu, saygın. 3. Anlayışlı, akıllı.
Fahire1. Şanlı, şerefli, onurlu. 2. Övünen, iftihar eden. 3. Parlak, gösterişli, güzel.
Fahriye1. Onurla ilgili, onursal. 2. Yalnız onur için verilen karşılıksız hizmet.3. Divan şairlerinin kendi erdemlerini övmek için yazdıkları şiir.
FahrünnisaKadının erdemi, onuru, büyüklük ve ululuğu.
FaikaManevi yönden üstün olan, yüksek, yüce.
Faize1. Başarı kazanan. 2. Taşan, coşan.
Farise1. Atlı, süvari. 2. İyi ata binen. 3. Anlayışlı, sevgili.
FasiheGüzel, düzgün ve açık konuşan, konuşma yeteneği olan kimse.
FatineZeki, akıllı, anlayışlı, kavrayışlı kimse.
Fatma1. Çocuğunu sütten kesen kadın. 2. Hz. Muhammet’in ilk eşi Hz. Hatice’den doğan kızının adı.
Faziletİnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar, erdem.
FecirSabaha karşı ortalığın aydınlanmaya başladığı zaman, tan vakti.
FecriyeTan vaktiyle, tan kızıllığıyla ilgili.
FehimeAnlayışlı, zeki, akıllı kimse.
FehmiyeAnlayış, kavrayışla ilgili olan.
FekahetŞakacılık, hoş mizaçlılık.
FenniyeFene, bilime ilişkin, bilimle ilgili.
FerahfezaFerah artıran, ferahlatan.
FerahnisaSevinçli, rahat kadın.
FerahnümaSevinç gösteren, sevinçli.
FerahnurAydınlık veren, nur veren.
FerahruGüler yüzlü, güleç.
FerasetÇabuk seziş, anlayış.
FerdaniyeBirlik, teklik, eşsizlik.
Ferdiye1. Tek olan, tek şey. 2. Fertle ilgili, bireysel.
FergünAydınlık, ışıklı gün.
Ferhunde1. Kutsal, kutlu, uğurlu. 2. Mutlu, mesut.
FeriAsılla ilgili olmayıp ikinci derecede olan, ayrıntılı.
FericanCan aydınlığı, ruhun ışığı.
FerideEşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.
FerihaFerah, rahat, sevinçli.
Feriser1. Çok ışıklı, aydınlık. 2. Çok güçlü.
Ferişte1. Melek. 2. Günahsız, masum. 3. İyi ve yumuşak huylu.
Fermude1. Emir, buyruk, ferman. 2. Emrolunmuş, buyurulmuş.
FernurAydınlık, ışık, nur.
Ferve1. Kürk.2. Zenginlik, servet.
Ferzane1. Bilge, filozof. 2. Bilgili kimse.
FetanetYüksek zekâ, zihin açıklığı, çabuk anlama ve kavrama yeteneği.
FethiyeFethetme, alma ile ilgili olan.
FevziyeKurtuluş, zafer ve üstünlükle ilgili olan.
Feyza1. Bolluk, çokluk. 2. Coşma, taşma.
Feyziye1. Bollukla, bereketle ilgili. 2. Bilimle, bilgiyle ilgili.
FezanurUzay gibi parlak ve aydınlık olan.
Fidan1. Yeni yetişen ağaç veya ağaççık. 2. Ağacın kökünden çıkan. 3. İnce uzun, narin, zarif.
FideBaşka bir yere dikilmek için hazırlanmış körpe çiçek.
FiganIstırap ile bağırma, inleme.
FigenYaralayan, kıran, düşüren.
Fikir1. Düşünce. 2. Anlayış. 3. Zihin, us.
FikriyeDüşünülerek oluşturulan, fikirle ilgili.
FilbaharOrmanlarda yetişen, beyaz, mavi, mor çiçekler açan, tırmanıcı sarılgan bitki.
Filiz1. Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe sürgün. 2. İnce uzun, zayıf, narin kız.
Firaz1. Yüksek, yukarı. 2. Yokuş, çıkış.
FirdevsCennet, cennet bahçesi.
FirkatAyrılık, dostlardan ve sevgiliden ayrılma.
FiruzeAçık mavi renkli, değerli bir süs taşı.
FıtnatZihin açıklığı, kolay kavrama ve anlama yeteneği, zekâ.
FulBüyük beyaz çiçekleri kokulu, boyu üç metreyi bulabilen bir ağaççık ve bunun beyaz, kokulu çiçeği.
FulyaNergisgillerden bir bitki ve onun güzel renkli, kokulu çiçeği.
FundaKurak yerlerde yetişen çalı türünden bir ağaççık.
FüruzanParlayıcı, parlayan, parlak.
Füruzende1. Yanıcı, yakıcı. 2. Parlatan, parlayın, aydınlatan.
Füsunkâr1. Büyüleyici. 2. Sihirbaz, büyücü.
GalibeÜstün gelen, yenen, önde gelen.
Gamze1. Süzgün ve yan bakış. 2. Çenedeki veya yanaktaki çukurluk.
Ganimet1. Düşmandan alınan mal. 2. Beklenmedik kazanç veya olanak.
Ganiye1. Zengin, varlıklı. 2. Çok hoş. 3. Kadın şarkıcı.
GaribeGörülmemiş, tuhaf, şaşılacak.
GelenayOrtaya çıkan ay gibi güzel.
GelengülGelen gül gibi güzel.
Gelin1. Evlenmek üzere hazırlanıp, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. 2. Genç kız.
GelincikYazın kırlarda yetişen kırmızı ve büyük çiçekli bitki.
GelinkızGelinlik çağındaki kız.
Gevher1. Elmas, mücevher, inci. 2. Bir şeyin aslı, mayası.
GezerDolaşan, gezen, gezici.
GizemAklın erişemediği veya çözülemeyen şey, sır.
Gök1. Yeryüzünün üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk.2. Mavi renk.
GökbenÖzü genç olan kimse.
GökdumanGöğe yükselen duman.
GökperiMavi gözlü, peri gibi güzel.
GökşanÜnlü, meşhur kimse.
GökselenMavi gözlü, varlıklı kimse.
Gölge1. Işığın önüne gelen bir cismin yere veya yanına bıraktığı karartı. 2. Güneş ışınlarından korunulacak yer. 3. Koruma, gözetme.
GoncaTam açılmamış çiçek, gül.
GoncafemGonca ağızlı olan.
GoncaferGonca gibi parlak olan.
GoncaterTaze, açılamamış gonca.
GönülYürekte varsayılan sevgi, istek gibi duyguların kaynağı.
GönülayGönlü ay gibi parlak, temiz olan.
GönüldenYürekten, içten, candan.
Görez1. Süslü,zarif, şık. 2. Gösterişe düşkün kimse. 3. Kurumlu. 4. Kuruntulu. 5. Rüzgâr.
GörsevGörüp sev anlamında kullanılan bir ad.
Gövem1. Bitki yeşilliği 2. Sonbaharda yetişen bir tür siyah zeytin.
GözalNiteliklerinle ve güzelliğinle ilgi topla anlamında kullanılan bir ad.
GözalanGösterişli, ilgi çekici.
GözdeÇok sevilen, beğenilen, nitelikli, üstün tutulan.
Göze1. Kaynak. 2. Suların kıyılarında olan küçük çayır. 3. Hücre. 4. Örme, örgü. 5. Sonbaharda çıkıp yazın kaybolan su.
Gözlem1. Bir nesnenin, olayın veya bir gerçeğin, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve plânlı olarak ele alınıp incelenmesi, müşahede. 2. İnceleme sonucu elde edilen değer, müşahede. 3. Çeşitli araç ve gereçlerin yardımıyla olayların sebeplerini bilmek
GüfteBir müzik yaptının bestelenmiş sözleri.
GülKatmerli, kokulu çiçekleri olan, pek çok türleri bulunan gülgillerin örnek bitkisi.
GülaçGülümse anlamında kullanılan bir ad.
GülaçtıGülümsedi anlamında kullanılan bir ad.
GülâfetGül gibi güzel olan sevgili.
GülalGül gibi güzel bil kızla evlen anlamında kullanılan bir ad.
GülaraGül süsleyen, gül bezeyen.
GülaslıSoyu sopu gül gibi güzel olan.
GülâverGül getiren, gül taşıyan.
GülaydınGül gibi güzel olan.
GülayımGül gibi güzel sevgilim anlamında kullanılan bir ad.
GülayşeRahat ve huzur içinde yaşayan güzel.
GülbademBadem gözlü güzel.
GülbaharKırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak.
GülbanuGül gibi güzel kadın.
GülbedenGül gibi güzel bedeni olan.
GülbenBen gül gibi güzelim anlamında kullanılan bir ad.
GülbendeGül benim elimdedir anlamında kullanılan bir ad.
GülbeşekerBir tür gül tatlısı.
GülbikeGül gibi güzel kadın.
GülbikemGül gibi güzel kadınım anlamında kullanılan bir ad.
GülbilGül gibi güzel olarak kabul et anlamında kullanılan bir ad.
GülbittiGül yetişti anlamında kullanılan bir ad.
GülboyGül gibi boyu olan.
GülbuGül gibi güzel kokusu olan..
GülcanGül gibi güzel olan.
GülcananGül gibi güzel sevgili.
GülceGül gibi, güle benzeyen.
GülçehreYüzü gül gibi güzel olan.
GülcemalGül gibi güzel yüzlü.
GülçiçekGül ve çiçek gibi güzel olan..
GülcihanDünyanın en güzel gülü.
GülçimenÇimende yetişen gül gibi güzel olan.
GülçinGül toplayan, gül devşiren.
GüldanÇiçek konulan kap, çiçeklik.
GüldeğerGül gibi değerli olan.
GüldehanAğzı gül gibi olan, küçük ağızlı.
GüldemetGül gibi güzel olan.
GüldenGül soluklu, nefesi gül kokan.
GüldenizDeniz gibi coşkulu güzel.
GüldenurGül gibi parlak olan güzel.
GülderGül topla anlamında kullanılan bir ad.
GülderenGül toplayan, gülleri derleyen. Gül-deren.
GüldermişGül devşirmiş, gül toplamış.
GüldilekGül gibi güzel dileği olan.
GüldöneGül gibi güzel olsun anlamında kullanılan bir ad.
GüldürenMutlu eden, sevindiren.
Gülebetin1. Bezekli dikiş. 2. Güzellik, incelik simgesi.
GüledaGül gibi nazlı olan.
GülenGülümseyen, güler yüzlü.
GülenayGülümseyen, gülen kimse.
GülendamGül boylu, ince uzun, güzel endamlı.
GülenderAz bulunur, gül gibi güzel.
GülengübinBal ve gül yaprağından yapılan tatlı.
GülengülGülen gül gibi güzel.
GülennurGülen nur gibi parlak güzel.
GülerGülen, gülümseyen kimse.
GülerayGülen ay gibi güzel.
GülercanGülümseyen sevgili.
GülerenGül gibi güzel olan dost.
GülersinGülersin, gülümsersin anlamında kullanılan bir ad.
GülesenSağlık ve mutlulukla gül anlamında kullanılan bir ad.
GüleserGül gibi güzel iz bırakan.
GülesinMutlu olasın, gülesin anlamında kullanılan bir ad..
GülfedaKendini feda eden güzel.
GülfemGül ağızlı, küçük ağızlı.
GülferGül gibi parlak, gül parlaklığında olan.
GülferahGül gibi insanı rahatlatan.
GülgezGülerek dolaş anlamında kullanılan bir ad.
GülgoncaHenüz açılmamış gül.
GülgönülGönlü gül gibi temiz ve saf olan.
GülgûneGül yanaklı, gül renkli.
GülgüneyGül renkli güzel.
GülhanımGül gibi güzel hanım.
GülhatırGönlü gül gibi saf ve temiz olan.
GülhatunGül gibi güzel kadın.
GülhayatHayat veren güzel.
GülhuriHuri gibi güzel olan.
GülizGül gibi güzel iz bırakan.
GülizarGül yanaklı, al yanaklı.
GülkadınGül gibi güzel kadın.
GülkızGül gibi güzel kız.
GüllühanGüle benzeyen kadın.
GüllüşahGüle benzeyen kadın.
GüllüşanGül gibi değerli olan.
GülmisalGül gibi güzel, güle benzeyen.
GülmüşGülümsemiş, güler yüzlü.
GülneşeŞen ve neşeli olan güzel.
GülnurGül gibi parlak ve aydınlık olan.
GülözÖzü gül gibi temiz olan.
GülözerGül gibi özü doğru ve dürüst olan.
GülpembePembe renkli gül gibi güzel olan.
GülperiGül ve peri gibi güzel olan.
GülrenkGül renkli, pembe.
GülrizGül saçan, gül serpen.
GülruGül yüzlü, al yanaklı.
GülşadSevinçli, mutlu güzel.
GülşadiyeMutlu, seviçli güzel.
GülsalınGül gibi nazlı ol anlamında kullanılan bir ad.
GülsanGül gibi tanınmış, ünlü olan.
GülsanemGül gibi güzel olan sevgili.
GülsayGül gibi güzel olarak kabul et anlamında kullanılan bir ad.
Gülsefaİnsana rahatlık veren gül.
GülşehriGüllerin yetiştiği şehirden olan.
GülsenGül gibi güzelsin anlamında kullanılan bir ad.
GülserGülleri ser, çevreyi güllerle beze anlamında kullanılan bir ad.
GülşerefGül gibi ünlü olan.
GülserenGülleri seren, çevreyi güllerle bezeyen.
GülşerifGül gibi değerli olan.
GülserimSabırlı güzel kimse.
GülsevGülü, gül gibi güzel olanı sev anlamında kullanılan bir ad.
GülsevenGülü, gül gibi güzel olanı seven.
GülseverGülü, gül gibi güzel olanı seven.
GülseviGülü, gül gibi güzel olanı seven.
GülsevilGül gibi sevil anlamında kullanılan bir ad.
GülsevinGülü, gül gibi güzel olanı sevin anlamnda kullanılan bir ad.
GülsezerGülü, güzeli tanıyan, güzelden anlayan.
GülsezinGül gibi güzel olanı tanıyın anlamında kullanılan bir ad.
GülsimGümüş gibi beyaz renkli gül.
GülsinemGül gibi güzel olan sevgilim anlanmında kullanılan bir ad.
GülsümYuvarlak, dolgun yüzlü.
GülsümeYuvarlak, dolgun yüzlü.
GülsünMutlu olsun, şen olsun, gülsün anlamında kullanılan bir ad.
GülsunaGül gibi güzel olan.
GülsunamGül gibi güzel olan sevdiğim anlamında kullanılan bir ad.
GülsunanGüzellğini gösteren, güzelliğini belli eden.
GülsunarGüzellğini gösteren, güzelliğini belli eden.
GültabAydınlatan, ışık veren güzel.
GültaçBaşlara taç olan, çok sevilen güzel.
GültazeTaze, yeni yetişmiş gül.
GültenGül tenli, pembe tenli.
GültopGül gibi tombul olan.
GülümGül kadar güzel olan sevdiğim anlamında kullanılan bir ad.
GülümayGül kadar güzel olan sevdiğim anlamında kullanılan bir ad.
GülümşenŞen, mutlu olan sevdiğim anlamında kullanılan bir ad.
GülümserGülümseyen, güler yüzlü.
GülüşGülme işi veya biçimi.
GülverBana gül ver anlamında kullanılan bir ad.
GülzeminGüllerle kaplı yer, gül bahçesi.
GümüşhatunGümüş gibi değerli olan.
GünanaIşığı ve aydınlığı her zaman hatırlasın anlamında kullanılan bir ad.
GünbatuÜstün gelen, gücü yeten, galip.
GünerimGünün iyi haberi, müjdesi.
GüneşhanımGüneş gibi parlak ve güzwl olan kadın.
GüngülGüneş gibi parlak gül.
GünnarGünü heyecanlı ve ateşli geçen.
GünşahGünün şahı, hükümdarı.
GünseliGün ışığı, ışık seli.
Günsenin'Senin günün' anlamında kullanılan bir ad.
GünserenGüneş gibi aydınlık, ışık saçan.
GünsiliTemiz, iffetli, namuslu kimse.
GünsuSaf, dürüst ve temiz kimse.
Gurbet1. Gariplik, yabancılık, yuvasından, yurdundan veya kentinden uzakta olma durumu. 2. Yabancı.
GürelHareketli, coşkun kimse.
GürselinSel gibi coşkulu, hareketli kimse.
GürsenCoşkulu ve hareketlisin anlamında kullanılan bir ad.
GürsevÇokça sev anlamında kullanılan bir söz.
GürsevilÇokça sevil anlamında kullanılan bir ad.
Güvercin1. Dünyanın pek çok yerinde rastlanan, hızlı ve uzun zaman uçabilen, çoğu evcilleşmiş kuş. 2. Barış simgesi.
GüzelHoşa giden, hayranlık uyandıran, beğenilen.
Güzelce1.Güzele yakın, güzel gibi. 2.İyice, adamakıllı.
GüzeyGölgede kalan, az güneş alan yer.
GüzideSeçkin, seçilen, beğenilmiş.
GüzinSeçilmiş, seçkin, beğenilmiş.
GüzinaySeçilmiş, seçkin, beğenilmiş güzel.
GüzingülSeçilmiş, seçkin, beğenilmiş güzel.
Hacer1. Taş, kaya. 2. İsmail Peygamber’in annesinin adı.
HacergülTaşlar arasında yetişen gül.
HacıgülHacca gitmiş gül gibi güzel kadın.
HacıhanımHacca gitmiş kadın.
HacıkadınHacca gitmiş kadın.
Hadiye1. Doğru yolu gösteren, kılavuz, rehber. 2. Önde giden.
Hadra1. Çok yeşil, en yeşil. 2. Yeşillik.
Hafıza1. Kur’an-ı Kerim'ibaşından sonuna kadar ezberlemiş olan kadın. 2. Yaşantıları, öğrenilen konuları bilinçli olarak akılda tutma, saklama gücü, bellek.
Hâkime1. Egemen, hükmeden, hüküm süren. 2. Başta olan, üstün gelen.
HalâvetTatlılık, şirinlik.
HaleBazen güneşin ve ayın çevresinde görülen ışıklı daire, ayla.
HalenurBazen güneşin ve ayın çevresinde görülen ışıklı daire.
HalideSürekli, sonsuz, ebedî.
HalileNikâhlı kadın, karı, eş.
HalimeYumuşak huylu, sert olmayan.
Halise1. Karışık olmayan, saf, katışıksız. 2. İçten, samimi.
HamdiyeAllah’ı övmeyle, Allah’a şükretmeyle ilgili.
Hamide1. Övülmeye değer. 2. Hamdeden, şükreden
Hamiye1. Himaye eden, koruyan, koruyucu. 2. Kayıran, kayıncı.
Hamiyet1. Ulusseverlik, yurdunu, ulusunu ve ailesini koruma çabası. 2. İnsanlık, fazilet.
HanbeğendiHanın hoşuna gitti anlamında kullanılan bir ad.
HanbegümHanın karısı, hükümdar eşi
HandanGülen, gülücü, güleç, sevinçli.
Hanife1. İslam dinine sımsıkı bağlı olan kimse. 2. İslamiyetten önce tek Tanrı'ya inanan.
Hanım1. Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan kadın. 2. Kız ve kadınlara verilen bir san. 3. Eş, karı.
HansultanHükümdar vr sultan.
Hanüman1. Ev bark, ocak, yuva. 2. Ev halkı, çoluk çocuk.
HareCam, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş.
HarikaNitelikleriyle hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz.
Hasene1. Güzel, iyi. 2. İyi, hayırlı iş, iyilik.
HasibeDeğerli, saygın, soyu temiz.
Haskızİyi nitelikleri kendinde toplamış kız.
HasnaGüzel ve namuslu kadın.
HaticeErken doğan kız çocuğu.
HaticenurErken doğan güzel kız çocuğu.
Hatife1. Sesi işitilip de kendisi görünmeyen kimse. 2. Çağıran, seslenen.
Hatıra1. Bellekte yaşamaya devam eden geçmiş izlenim, duygu veya olay. 2. Bir kimse veya olayı hatırlatan nesne, yadigâr.
Hatun1. Kadın. 2. Bayan, hanım. 3. Eş, zevce. 4. Eskiden yüksek kişilikli kadınlara veya hakan eşlerine verilen san.
HatunanaDeneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
HaverGüneşin doğduğu yön, doğu.
Havva1. Kutsal kitaplara göre yaratılan ilk kadın. 2. Esmer kadın.
Hayal1. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey. 2. Gölge.
Hayat1. Yaşam, dirim. 2. Canlılarda, doğumdan ölüme kadar geçen süre. 3. Yaşama, yaşayış.
Hayırgülİyiliği seven güzel kimse.
HayriyeHayır ve iyilikle ilgili, uğurlu ve kutlu.
HayrünnisaKadınların hayırlısı, uğurlusu.
HazalKuruyup dökülen ağaç yaprakları.
HazanGüz, yaprak dökümü mevsimi, sonbahar.
Hazimeİhtiyatlı, akıllı kadın.
Hazine1. Altın, gümüş, mücevher gibi değerli eşya, servet. 2. Büyük bağlılık duyulan, değer verilen kimse.
HediyeBirini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, armağan.
HepgülHer zaman güzel olan kimse.
HepşenHer zaman neşeli ve mutlu olan.
Heves1. Arzu, istek. 2. Gelip geçici istek.
Hicran1. Bir yerden veya bir kimseden ayrılma. 2. Ayrılığın verdiği büyük üzüntü, keder.
HilâlAyın ilk günlerdeki durumu, yeni ay, ayça.
HilmiyeYumuşak huylu, ince nazik kimse.
Hıfziye1. Saklama, koruma ile ilgili. 2. Ezberleme, akılda tutma.
HıramanSalına salına, naz ve eda ile yürüyen.
HoşedaHareketi, davranışı hoş, güzel olan.
HoşfidanGüzel endamlı, boylu boslu kadın.
HoşkademGüzel ayaklı, uğurlu, kutlu.
HoşnigârGüzel, hoş sevgili.
HoşselSel gibi çağlayan güzel.
HoşsenGüzelsin, hoşsun anlamında kullanılan bir ad.
HoşsunGüzelsin, beğenilensin, sevilensin anlamında kullanılan bir ad.
HubanGüzeller, sevgililer.
HucesteUğurlu, hayırlı, kutlu, mutlu.
HükmiyeHükümle ilgili, hükme ait, bir karara dayanan.
Hulkiye1. Yaradılışla ilgili. 2. İyi yaradılışlı, iyi ahlaklı.
Hüma1. Başına konduğu kimseye mutluluk getirdiğine inanılan devlet kuşu, talih kuşu. 2. Mutluluk, saadet.
HümeyraKızıllık, pembelik.
HürgülÖzgür, bağımsız güzel.
Huri1. Cennet kızı. 2. Sevgili. 3. Çok güzel kadın.
HuriselGüzel, coşkulu kadın.
Huriye1. Cennet kızı. 2. Sevgili. 3. Çok güzel kadın.
Hürmüz1. Zerdüştlerin hayır Tanrısının adı. 2. Eski İran takviminde güneş yılının ilk günü. 3. Jüpiter gezegeni.
HürnazNazlanmakta özgür olan.
HürsenÖzgürsün, serbestsin anlamında kullanılan bir ad.
HüsnaÇok, en çok, pek çok güzel.
HüsnügülGül gibi güzel olan.
HüsnügüzelCamekânlarda yetiştirilen, sarı çiçekli, güzel yapraklı bir süs bitkisi.
HüsnühâlDavranış güzelliği.
Hüsün1. Güzel, iyi. 2. Güzellik
HüveydaBelirgin, apaçık, ortada, belli.
HüzzamTürk müziğinin en eski birleşik makamlarından biri.
İba1. Çiy, nem.2. İncelik, nezaket.
İçimbikeHoş, güzel kadın.
İclâl1. Büyüklük, ululuk. 2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram.
İdil1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
İfakatHastalıktan kalkma, iyileşme, kurtulma, onma.
İlbikeÜlkenin hanımefendisi.
İldenYaptığı işin kötü sonuç vermesinden üzülen, pişmanlık duyan.
İlginayGarip, yabancı, gurbette yaşayan güzel kimse.
İlkbaharYılın ılık mevsimi, bahar.
İlkbalİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlkcanİlk doğan çocuklara verilen adlardandır.
İlkgülİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkışıkİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlknazİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlknurİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlkselİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksenİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlksevİlk doğan kız çocuklara verilen adlardan biri.
İlmiyeDinî bilimlerle uğraşan kimseler topluluğu.
İlşenÜlkenin mutlu ve şen insanı.
İmbatDenizden esen serin rüzgâr.
İme1. Çukur, kuytu yer. 2. Bir tür dağ keçisi veya geyik. 3. İlaç, çare, şifa, deva.
İmeceBirçok kimsenin el birliğiyle, bir kişinin veya topluluğun işini yapması.
İmgeZihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
İnciİstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İncidenİnci gibi güzel, zarif, değerli.
İncifemİnci gibi güzel ağızlı.
İnciferİnci gibi parlak, güzel.
İncigülİnci gibi güzel olan.
İncilâ1. Parlaklık, ışık. 2. Parlama, aydınlanma. 3. Görünme, ortaya çıkma.
İncinurİnci gibi parlak olan.
İnciselİnci gibi güzel olan.
İnciserBaş inci, en güzel inci.
İnsafAcımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet.
İparYüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtırak çiçekleri.
İpek1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.
İpekelNazik, zafir, kibar kimse.
İpektenTeni ipek gibi yumuşak olan.
İrem1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe.3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
İrfaniyeİrfanla, bilgi ve kültürle ilgili.
İrgünSabahın erken saatleri.
İris1. Mitolojide geçen, Tanrıların elçisi ve gökkuşağının simgesi olarak bilinen kızın adı. 2. Çiçek adı. 3. Gözün bir tabakası.
İsabet1. Rast gelme, yerini bulma. 2. Doğru bir fikir söyleme.
İsenEsen, esenlikte olan.
İsenbikeEsenlikte olan kadın.
İsenkutluğEsenlikte ve uğurlu olan.
IşılayParlayan, ışıldayan ay, ay ışığı.
IşıldarParlak, göz alıcı, ışıldayan.
Işım1. Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. 2. Simşek.
IşınayAy gibi parlak yüzlü kimse.
IşınbikeYüzü ay gibi parlak kadın.
IşınsalEtrafı aydınlat, ışık saç anlamında kullanılan bir ad.
IşıtAydınlat, ışık saç, parlaklık ver anlamında kullanılan bir ad.
İslim1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buhar.
İslimî1. Çin işine benzer şekilde yapılmış bir tür süs, bezek. 2. Buharlı.
İsmicanAdı da kendi gibi sevimli olan.
İsmigülAdı da kendi gibi güzel olan.
İsmihanAdı hükümdar adı gibi olan.
İsminazAdı gibi kendi de nazlı olan.
İsminurAdı da kendi gibi güzel olan.
İşvekârİşveli, nazlı, edalı.
İtibar1. Saygı gösterme, önem verme. 2. Onur, şeref.
Itır1. Güzel koku. 2. Itır çiçeği.
İzelİz bırakan bir ele sahip olan kimse.
İzgülGül gibi güzel etki yapan.
İzgünGüneş gibi parlak bir iz bırakan.
JülideKarmakarışık, dağınık, birbirine girmiş.
Kadife1. Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş.2. Yumuşak, sakin, iyi huylu.
Kadın1. Erişkin dişi insan. 2. Evlenmiş kız. 3. Eskiden bayan anlamında kullanılan bir san. 4. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan .
KadınanaDeneyimli, yaşlı, saygı gösterilen kadın.
KadriyeDeğer, kıymet, onurla ilgili.
Kamertab1. Aydınlık, ışık. 2. Ay ışığı, mehtap.
Kâmile1. Olgun, yetkin kimse. 2. Kültürlü, bilgili. 3. Bütün, tam, eksiksiz.
Kaniye1. Kanaat eden, fazlasını istemeyen. 2. İnanmış, kanmış.
KaranfilGüzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.
KardanKar gibi, ak, beyaz, temiz, saf.
KardelenBaharın müjdecisi bir çiçek.
KarselKarın erimesiyle oluşan sel.
KaryağdıKarlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
KâşifeBulan, keşfeden, bulucu.
KâtibeKadın sekreter, kadın kâtip.
Kaymak1. Sütün yüzünde toplanan yağlı katman 2. En seçkin, en güzel.
KâzimeÖfkesini, hırsını yenebilen kimse.
Kebire1. Büyük, ulu. 2. Çocukluktan çıkmış genç. 3. Yaşça büyük, yaşlı. 4. Büyük günah.
KekikGüzel kokulu bir bitki.
Keklik1. Güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte, beğenilen bir kuş 2. Alımlı, güzel kadın.
Kelebek1. Vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türü olan böcek. 2. Narin, zarif kadın.
KerimanEli açıklar, cömertler.
Keşfiye1. Keşifle ilgili.2. Keşfeden.
Kevser1. Cennette bir havuzun adı. 2. Kur’an-ı Kerim’in bir suresi. 3. Maddi ve manevi çokluk, kalabalık. 4. Cennette bulunduğuna inanılan bir ırmak.
KezbanKâhya kadın, bir daireyi idare eden kadın.
Kibare1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan. 2. Seçkin, değerli. 3. Zengin, soylu.
Kibariye1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan. 2. Seçkin, değerli. 3. Zengin, soylu.
Kifayet1. Yetişme, el verme, kâfi gelme. 2. Bir işi yapabilecek nitelikte olma.
Kimya1. Maddelerin temel yapılarını, bileşimlerini, vb.ni inceleyen bilim. 2. Üstün nitelikler taşıyan, çok değerli.
KirazGülgillerden bir meyve ağacı ve bu ağacın etli, sulu, tek çekirdekli, kırmızı renkli meyvesi.
Kıymet1. Değer. 2. Değerli, nitelikli.
KızhanımAz bulunur hanımefendi.
KızımayKızım ay gibi parlak ve güzeldir anlamında kullanılan bir ad.
KörpeYeni yetişmiş, taze, genç.
KösemKılavuz, yol gösteren, rehber.
KübraEn büyük, çok büyük olan.
KuğuYabani ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş kanatlı ve geniş gagalı bir su kuşu.
Kulanİki üç yaşında dişi tay, kısrak.
KumralSaçları koyu sarı ve açık kestane rengi olan.
KumruGüvercinden küçük, boz, gri renkli, sevimli bir kuş.
KurtuluşTehlikeli veya kötü bir durumdan kurtulma.
KutalUğurlu, talihli, mutlu ol, şansın açık olsun anlamında kullanılan bir ad.
Kutan1. Saban. 2. Saka kuşu.
KutbiyeKutupla ilgili, kutba ilişkin.
Kutsal1. Güçlü bir dinsel saygı uyandıran veya uyandırması gereken kimse.2. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen. 3. Uğur getirdiğine inanılan.
KutsalanUğur getiren, kutlu.
KutsalarUğur getiren, kutlu.
KutsanUğurlu, talihli ad.
KutseliUğur, mutluluk seli.
KuzayGüneş görmeyen gölgelik yer.
LâleÇiçekleri kadeh biçiminde olan, türlü renklerde süs bitkisi.
LâlegülLâle ve gül gibi güzel olan.
LâlehanLâle gibi güzel olan.
LâleruhLâle yanaklı, yanağı lâle gibi kırmızı olan.
LâlezarLâle yetişen yer, lâle bahçesi.
LâlgûnKırmızı renkli, al.
LâmiaParlayan, parıldayan, parlak.
LâmiyeParıldayan, parlak, parıltılı.
Lâtife1. Yumuşak, hoş, güzel, sevimli. 2. Güldüren, tuhaf ve güzel söz, şaka.
LebibeAkıllı, uyanık, zeki.
LebrizAğzına dek dolu, taşan.
LemiyeParlayan, ışıldayan.
LetafetGüzellik, hoşluk, incelik, nezaket.
LeyanParlayan, parlayıcı.
Leylâ1. Gece. 2. Saçları gece gibi simsiyah olan kadın. 3. Arabi ayların son gecesi.
LeylâgülSaçları siyah olan güzel kadın.
LezizLezzetli, tatlı, hoşa giden.
LimonTurunçgillerden bir ağaç ve bu ağacın meyvesi.
Liyakat1. İktidar, güç.2. Erdem.
Lütfiyeİyilik, güzellik ve ihsanla ilgili.
Lütuf1. İyilik, güzellik, hoşluk. 2. Bağış, ihsan.
MacideŞan ve şeref sahibi kimse.
MağfiretAllah’ın, kullarının günahlarını bağışlaması.
MahbubeSevilen, sevilmiş, sevgili.
MahferAy aydınlığı, ay ışığı.
MahireHünerli, becerikli, elinden iş gelen kimse.
MahizarAyın çok olduğu gece.
MahınevYeni ay, ayça, hilal.
MahmudeÖvülmüş, övülmeye değer.
Mahmure1. Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Uyku basmış göz, baygın göz.
MahperiAy gibi, peri kadar güzel.
MahpeykerAy yüzlü, güzel.
MahruAy yüzlü, yüzü ay gibi olan güzel.
MahsureKuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş.
MahtenAy gibi beyaz, ışıklı, parlak teni olan.
MahterYeni ay, ayça, hilal.
Maide1. Yemek, ziyafet. 2. Üzerinde yemek bulunan sofra.3. Kur’an-ı Kerim'in bir suresinin adı.
Makbule1. Kabul olunmuş, alınmış. 2. Beğenilen, hoş karşılanan.
MaklûbeTers çevrilmiş, devrilmiş.
MaksudeUlaşılması istenen şey, istek, emel.
MaksumeTaksim edilmiş, bölünmüş.
Maksure1. Kısaltılmış. 2. Alıkonulmuş. 3. Bir şeye ayrılmış.
MalikeBir şeye sahip, bir şeyi olan.
ManolyaÇok iri, beyaz çiçekler açan, yaprakları almaşık, parlak yeşil renkte süs bitkisi.
MansureAllah’ın yardımıyla üstün gelen, galip gelen.
MarifetBeceriklilik, el uzluğu.
MartıMartıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı.
Marufe1. Herkesçe bilinen, tanınmış, belli. 2. Ünlü.
MarziyeHoşa giden, beğenilen.
MaşukaSevilen, sevilmiş kimse.
Masume1. Günahsız, suçsuz. 2. Küçük çocuk. 3. Temiz, saf.
MavişMavi gözlü, sarışın kız.
MaviselSel gibi coşkun, coşkulu olan.
Maya1. Asıl, öz, kendi, yaradılış. 2. İktidar, güç. 3. Bilgi. 4. Para, mal. 5. Dişi deve. 6. Uzun hava, türkü.
Mazlume1. Sessiz, sakin, yumuşak kimse. 2. Zulüm görmüş kimse.
Mebruke1. Kutlanacak kimse, tebriğe layık kadın.2. Kutlu.
MebrureHayırlı, beğenilmiş, makbul.
Mebuse1. Gönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili.
Mecide1. Büyük, ulu. 2. Şan ve şeref sahibi.
Medar1. Dayanak, yardımcı. 2. Neden, sebep, vasıta.
MedihaÖvülen, beğenilen kadın.
Medine1. Kent, şehir. 2. Hicaz’da Hz. Muhammed’in türbesinin bulunduğu şehir.
Mefharet1. Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey.
Meftune1. Gönül vermiş, tutkun. 2. Hayran olmuş, şaşırmış.
Mehabet1. Büyük ve saygıdeğer kimselere duyulan saygı. 2. Büyüklük, ululuk, yücelik.
Mehcure1. Bırakılmış, unutulmuş. 2. Uzaklaşmış, ayrılmış.
MehdiyeDoğru yolu bulan, hidayete eren.
MehlikaAy parçası, çok güzel kadın.
MehpareAy parçası, çok güzel kadın.
Mehtap1. Ay ışığı. 2. Dolunay.
MehveşAy gibi güzel kadın.
MelâhatGüzellik, yüz güzelliği.
Melek1.Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık.2. Terbiyeli, uysal kimse.
MeleknazTerbiyeli, uysal, nazlı kadın.
MeleknurTerbiyeli, uysal, güzel kadın.
MelekşahTerbiyeli, uysal, güzel kadın.
MelihaGüzel, şirin, sevimli.
Melike1. Kadın hükümdar.2. Padişah karısı.
Melis1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu.
MelodiBelli bir kurala göre yaratılan, kulağa hoş gelen ses dizisi.
MeltemYazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı.
MemduhaÖvülmüş, övülecek.
Memnune1. Sevinmiş, sevinçli. 2. Razı olan, kabul eden.
MenekşeMor renkli, güzel kokulu çiçekler açan, çok yıllık otsu bir bitki.
MensureSaçılmış, dağılmış.
Menzure1. Adanmış, söz verilmiş. 2. Adak olarak belirtilmiş.
Mercan1. Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan.2. Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde.3. Açık kırmızı renkte bir balık türü.
MergubeSevilen, beğenilen, aranılan.
Merve1. Çakıl taşı.2. Mekke’de hacıların yedi kez gidip geldikleri kutsal dağın adı.
Meryem1. Peygamber İsa’nın annesi. 2. Dindar kadın.3. İbr. İsyan, ayaklanma.
Merzuka1. Mutlu. 2. Rızkı verilmiş.
MesadetMutluluk, kutluluk.
Meşale1. Ucunda alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan aydınlatmaya yarayan değnek. 2. Herhangi bir konuda ışık tutan kimse, önder.
Meşkûre1. Beğenilmiş, övülmüş. 2. Teşekkür edilmeye değer olan.
MestinazÇok nazlı, naz sarhoşu.
Mesture1. Örtülü, kapalı, gizli. 2. Açık saçık gezmeyen nazlı kadın.
MesudeMutlu, sevinçli, bahtiyar.
MesureRivayet yoluyla öğrenilmiş olan ünlü, önemli haber.
Methiye1. Övgü. 2. Birini veya bir şeyi övmek için yazılmış şiir.
MetineSağlam, dayanıklı, güçlü.
MevaSığınacak yer, yurt, mesken.
Mevcude1. Var olan, bulunan. 2. Hazır olan, hazır bulunan.
MevhibeAllah vergisi, ihsan, bağış.
Mevlide1. Doğma, dünyaya gelme. 2. Doğulan zaman.
Mevlûde1. Yeni doğmuş bebek. 2. Doğulan zaman veya yer.
MevsimYılın, iklim koşulları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri.
Mevzune1. Biçimli, yakışıklı.2. Güzel.
Meyil1. Eğimli, eğiklik. 2. Sevme, tutulma. 3. Gönül akışı.
MeymuneUğurlu, bereketli, kutlu.
MeyransaMihrinisa adının bozulmuş biçimi.
Meyyal1. Çok istekli, düşkün. 2. Eğilen, meyleden.
MezideZiyadeleşmiş, artmış, büyümüş.
MeziyetBir kişiyi benzerlerinden üstün gösteren nitelik.
MihribanŞefkatli, güler yüzlü, yumuşak huylu, dost.
Mihrinisa1. Kadınlığın güneşi.2. Erdemli, nitelikli kadın.
MihrinurGün ışığı, güneş ışığı.
MihrişahGüneş gibi ışık saçan padişah.
MimozaSarı, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi.
Mina1. Billur, şeffaf.2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Mine1. Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. 2. İnce ve parlak nakış. 3. Çiçekleri başak durumunda, alacalı, mavi veya menekşe renginde, ıtırlı bir bitki.
Minnetİyilik yapana karşı duyulan teşekkür, gönül borcu.
MirayAy gibi ışık saçan bey.
MirnurEtrafına ışık saçan kadın hükümdar.
Misal1. Örnek. 2. Benzer, eş. 3. Rüya, düş. 4. Masal.
MisliMis kokulu, güzel kokan.
MiyaseYarısı değerli taşlarla süslü bir tür taç.
Mısır1. Bir tarım bitkisi ve taneli ürünü. 2. Afrika’da bir ülke.
MısraBir şiiri oluşturan dizelerden her biri.
MuadeletDenklik, eşitlik.
Muallâ1. Yüksek, yüce. 2. Onuru yüksek olan kimse.
Muarra1. Çıplak, soyulmuş. 2. Arı, temizlenmiş.
Muattar1. Itırlı, güzel kokulu. 2. Bir tür lale.
Muazzez1. Saygı duyulan, saygı ile karşılanan. 2. Değerli, kıymetli.
MubahatGünah veya sevap olmayan işler.
Mübareke1. Bereketli. 2. Uğurlu, hayırlı, kutlu.
MübeccelSaygı gösterilmiş, yüceltilmiş, ulu.
MüberraTemize çıkmış, aklanmış.
MübeyyenOrtaya çıkarılmış, açıklanmış, açıkça bildirilmiş.
Mübine1. İyiyi ve kötüyü ayıran. 2. Açık, besbelli.
MücellâParlatılmış, parlak, cilalı.
MücessemCisim durumunda olan, cisimlenmiş, somut.
MücevherDeğerli süs eşyası.
MucideYeni bir buluş ortaya koyan, icat eden.
Mucize1. Hayran bırakan, doğaüstü sayılan olay. 2. İnsan aklının alamayacağı olay.
Müeddep1. Eğitilmiş, terbiye edilmiş, uslu. 2. Çok okumuş, bilgili.
Müfide1. Anlatan, ifade eden, anlamlı. 2. Yararlı, faydalı.
Muhabbet1. Sevgi. 2. Dostça konuşma.
MuhaddereKapalı, örtülü, namuslu kadın.
MühibeKorku ve saygı uyandıran.
Muhlise1. Katkısız, halis. 2. İçten, samimi, dost canlısı.
Muhsineİyilikte, bağışta bulunan, ihsan eden.
MuineYardım eden, yardımcı.
Mükâfat1. Ödül. 2. Sevindirici haber.
MükevvenMeydana getirilmiş, yaratılmış.
MukimeOturan, ikamet eden.
MükrimeKonuksever, ikram eden, ağırlayan.
Mülhimeİlham veren, içe doğduran, esinlendiren.
Mümine1. Tanımış, iman etmiş. 2. İslam dinine inanmış, Müslüman.
Mümtaze1. Ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. 2. Seçkin.
MünciyeKurtarıcı, kurtaran, önder.
Münevver1. Aydınlatılmış, ışıklı, parlatılmış. 2. Aydın.
Münibe1. Allah’a yönelen. 2. Güzel yağan, yararlı yağmur. 3. Bahar.
MünifeYüksek, ulu, büyük.
MünimeNimet veren, yedirip içiren.
MünireNurlandıran, ışık veren, parlak.
Munise1. Cana yakın, sevimli. 2. Alışılan, alışmış.
Mürideİsteyen, arzulayan.
MürşideDoğru yolu gösteren, kılavuz.
Mürüvvetİnsanlık, cömertlik, iyilikseverlik.
MusaffaTemizlenmiş, arıtılmış.
Müsemma1. Adlanmış, adlı, ismi olan. 2. Belirli zaman.
MüsevverÇevresine sur, duvar çevrilmiş, korunmuş.
Müşfika1. Sevecen, şefkatli.2. Acıyan.
Musliheİyileştiren, düzelten, ıslah eden.
Müslimeİslam dininde olan, Müslüman.
Müstakime1. Doğru, düz.2. Temiz, namuslu, doğru.
MüstenireIşık saçan, parlak.
MüstesnaBenzerlerinden farklı, üstün, ayrı tutulan.
Mutarra1. Taze. 2. Güzel kokulu. 3. Cilalı, parlak.
MutenaÖzenle, dikkatle seçilmiş.
Mutia1. Boyun eğen, itaat eden. 2. Bağlı, sadık. 3. Rahat.
MuvahhideAllah’ın birliğine inanan.
MüveddetSevgi, muhabbet, dostluk.
MüyesserKolaylıkla olan, kolay yapılan.
MüzehherÇiçekli, çiçek açmış.
MüzeyyenSüslenmiş, bezenmiş, süslü.
NabiaYerden çıkıp fışkıran, kaynayan, akan.
NabiyeHaberci, haber veren.
Naciye1. Kurtulan, selamete kavuşan. 2. Cehennemden kurtulmuş, cennetlik.
NadideGörülmemiş, az bulunan, değerli.
NadimePişmanlık duyan, pişman olan.
NadireSeyrek, az bulunur.
Nadiye1. Bağıran, bağırıp çağıran, seslenen. 2. Toplantı, meclis.
NafiaBayındırlık, bir yeri güzelleştirmek için yapılan çalışmaların tümü.
Nafile1. İşe yaramayan, boş. 2. Fazladan kılınan namaz veya tutulan oruç.
NafiyeYok eden, ortadan kaldıran, süren.
Nafize1. Delip geçen. 2. İçe işleyen, giren. 3. Etkili, sözü geçen.
NagehanAnsızın, birdenbire, vakitsiz.
NağmeGüzel ve uyumlu ses, ezgi.
NahireAyın ilk günü veya son gecesi.
NaibeVekil, birinin yerine geçen.
NaileMuradına eren, kazanmış, ele geçirmiş.
NaimeNazlı büyütülmüş, güzel ve zarif.
NaireAteş, alev, sıcaklık.
Nakiye1. Temiz, pak. 2. Çok ince, çok güzel, zarif.
NakşıdilGönül resmi, gönül süsü.
Name1. Mektup. 2. Aşk mektubu. 3. Kitap, dergi.
Namiye1. Yetişen, büyüyen, artan. 2. Güç kazanma.
Nardan1. Nar taneleri. 2. Gözyaşı damlası.
NargülAteş renginde, kırmızı gül.
NarhanımNar tanesi gibi kırmızı yüzlü kadın.
Nariye1. Ateşle ilgili. 2. Cin, peri.
Nasfetİnsaf, adaletli olma.
Nasibe1. Pay, hisse. 2. Allah’ın kısmet ettiği şey.3. Yollara nişan için dikilen tas.
NaşideŞiir okuyan, şiir söyleyen, şiir yazan.
NaşireDağıtan, yayan, saçan.
NasiyeUnutan, unutmuş olan.
NasıraYardımcı, yardım eden.
Natıka1. Söz söyleyen, konuşan. 2. Düşünen. 3. Bildiren, bildirici.
NazKendini beğendirmek için yapılan davranış, cilve.
NazanNazlanan, nazlı, cilveli.
Nazende1. Naz eden, nazlanan, nazlı. 2. Sevgili.
Nazenin1. Cilveli, nazlı, hoş. 2. Nazlı büyütülmüş, şımarık. 3. Yapısı ince, narin.
Nazife1. Temiz, pak. 2. Zarif, kibar.
NazıdilGönül nazı, gönül cilvesi.
Nazıma1. Düzenleyen, tanzim eden. 2. Manzum yazan.
NazlanNaz yap, kendini beğendir, nazlı, cilveli ol anlamında kullanılan bir ad.
NazlıNaz yapan, kendini ağıra satan, işveli, edalı.
NazlımSevdiğim, değer verdiğim, üstüne titrediğim, edalım anlamında kullanılan bir ad.
Nazmiye1. Nazımla, sözle, şiirle ilgili. 2. Sıralı, tertipli.
NebiheNamlı, ünlü, şerefli.
Nebile1. Yüksek nitelikli ve onurlu. 2. Akıllı, anlayışlı. 3. Bilgili, erdemli.
NebiyeHaberci, haber veren, elçi.
Neclâ1. Çocuk, evlat. 2. Kuşak, soy, nesil. 3. Güzel gözlü kadın.
NecmiyeYıldızlarla ilgili, yıldızlara ait.
NecveTümsek ve yüksek yer
Nedime1. Sohbet arkadaşı. 2. Güzel öykü anlatan, güzel konuşan. 3. Kadın arkadaş.
Nefaset1. Hoşluk, güzellik. 2. Değerlilik.
NefiseHerkes tarafından beğenilen, çok güzel.
Nehir1. Akarsu, ırmak. 2. Çok, bol, fazla.
NeptünGüneşe yakınlığı bakımından sekizinci olan gezegen.
Nergis1. Çiçekleri ayrı ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, beyaz veya sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi. 2. Güzelin gözü.
NergiseFil dişi veya kemikten nergis biçiminde oyulmuş tavan süsü.
NerimanPehlivan, yiğit, cesur.
NerminYumuşak, nazik, ince.
NeşecanNeşeli, sevinçli kimse.
NeşegülNeşeli, sevinçli güzel.
NeşemSevincim, mutluluğum anlamında kullanılan bir ad.
NeşenurNeşeli, sevinçli güzel.
NeşeverMutluluk, sevinç ver anlamında kullanılan bir ad.
Neşide1. Şiir, manzume. 2. Atasözü durumuna gelmiş olan dize veya beyit.
Nesime1. Yumuşak esinti, yel. 2. Yumuşak huylu.
NesliNesligül, Neslihan, Neslişah adlarının kısaltılmış biçimi.
NesligülSoyu gül gibi güzel olan.
NeslihanHan soyundan gelen, soylu.
NeslişahŞah soyundan gelen.
NesrinBir tür yaban gülü.
NesterenAğustos gülü, yaban gülü.
Neva1. Ses, ahenk, nağme. 2. Refah, mutluluk.
Neval1. Talih, kader. 2. Bağış, ihsan.
Nevale1. Talih, kısmet. 2. Bağış, ihsan. 3. Yiyecek, içecek şey, azık.
Nevber1. Genç, yeni yetme kız. 2. Turfanda meyve veya sebze.
NevcanYeni doğmuş, küçük, genç.
NevedaYeni tarz, yeni biçim.
NeveserTürk müziğinde eski bileşik bir makam.
NevgülYeni açmış gül, gonca.
NevhizYeni yetişmiş, taze, körpe.
Nevideİyi, sevinçli haber, müjde.
Nevir1. Parlaklık. 2. Ağaç çiçeği.
NevnihalAğacın taze sürgünü, yeni, körpe fidan.
Nevra1. Işıklı olma, parlaklık. 2. Çiçek, özellikle beyaz çiçek.
NevresteYeni yetişmiş, genç, taze.
NevsaleGenç, taze, küçük.
Neyyire1. Işıklı, aydınlık. 2. Işık veren cisim, cisme dönüşmüş, cisimleşmiş nur. 3. Güneş.
NezahetTemizlik, ahlak temizliği.
Nezaketİncelik, kibarlık.
Nezihe1. Temiz, lekesiz, masum. 2. Rahat ve huzur veren.3. Güzel, kibar.
Nezire1. Kendini Tanrı'ya ve ibadete adayan. 2. Bir dilekte bulunan, adak adayan.
Nigâr1. Resim gibi güzel, sevgili. 2. Put.3. Resim.
NihadeKonulmuş, bırakılmış.
Nihal1. Fidan, taze sürgün. 2. İnce ve düzgün vücutlu sevgili.
Nihan1. Gizli, saklı. 2. Sır, giz.
Nil1. Mavi, lacivert. 2. Mısır’dan geçip Akdeniz’e dökülen nehir.
NilüferYaprakları uzun saplı, çiçekleri büyük, beyaz, su yüzeyinde açan, göl ve su birikintilerinde yetişen su bitkisi
Niran1. Ateşler. 2. Cehennem.
Nisa1. Kadın.2. Kur'an-ı Kerim'de IV. sure.
NiyetBir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat.
NuhbeHer şeyin iyisi, seçkini.
NurâlemEvreni, âlemi aydınlatan ışık.
NuranNurlu, ışıklı, aydınlık.
NurbanuIşık saçan, aydınlık yüzlü, nur yüzlü kadın, hanım.
NurbenNurluyum, ışık saçıyorum anlamında kullanılan bir ad.
NurbigeGüzel, parlak kadın.
NurçinNur toplayan, ışık derleyen.
NurdanayÇok ışıklı, çok parlak.
NurdideGöz nuru, göz ışığı.
NurdilNurlu gönül, ışıklı gönül.
NurdoğduNur topu gibi bir çocuk dünyaya geldi anlamında kullanılan bir ad.
NurefşanIşık saçan, çevresini aydınlatan.
NurfezaIşığı artıran, ışık saçan.
NurfidanNurlu, aydınlık genç.
NurfideAydın, ışıklı genç.
NurgökGöğün aydınlığı, parlaklığı.
NurgülAydınlı, ışık saçan güzel.
NurgünGüneş ışığı, aydınlığı.
NurhanımAydınlık, ışık saçan hanım.
NurhayalHayalleri süsleyen aydınlık, ışık.
NurhayatHayat veren ışık, aydınlık.
NurhilâlAy ışığı, parlaklığı.
NurinisaKadınlığın nuru, ışığı.
NurişNuriye adının halk dilinde bozulmuş biçimi.
NurışıkIşık, aydınlık, parlaklık.
NurkadınAydın, parlak kadın.
NurlanIşıklan, ışık saç anlamında kullanılan bir ad.
Nurlu1. Işıklı, aydınlık, parlak. 2. Saygı uyandıran, temiz.
NurmahAy gibi güzel ve nurlu.
NurmelekMelek gibi saf ve temiz güzel.
NurnigârIşıklı, aydınlık sevgili.
NurperiIşıklı, aydınlık, peri kadar güzel.
NursabahIşıklı, aydınlık sabah.
NursaçIşık saç, aydınlat anlamında kullanılan bir ad.
NurselenÇokça aydınlık, parlaklık.
NursemaIşıklı, aydınlık gökyüzü.
NursenSen nur gibi aydınlık, ışıklı, güzelsin anlamında kullanılan bir ad.
NurseninAydınlık, parlaklık, ışık senindir anlamında kullanılan bir ad.
NurserIşık ser, çevreni aydınlat anlamında kullanılan bir ad.
NurserenIşık seren, aydınlık saçan.
NursevIşığı, aydınlığı, parlaklığı sev anlamında kullanılan bir ad.
NursevenAydınlığı, ışığı seven.
NursevilParlak, aydın güzelller tarafından sevil anlamında kullanılan bir ad.
NursevimIşık, aydınlık sevgisi.
NursevinAydınlığı, ışığı, parlaklığı sevin anlamında kullanılan bir ad.
NursimAydınlık ve gümüş gibi parlak.
NursimaIşıklı, aydınlık yüz.
NursineIşıklı, aydınlık göğsü olan.
NursuParlak ve berrak su gibi temiz ve saf olan.
NursunSen ışıksın, nur gibi aydınlıksın anlamında kullanılan bir ad.
NurtanIşıklı, aydınlık tan.
NurtaneParlak ve ışıklı olan.
NurtekNur gibi parlak ve aydınlık olan.
NurtenTeni berrak, ışıklı, aydınlık olan.
NurverenIşık, parlaklık, aydınlık veren.
NurzenNurlu, ışıklı kadın.
NurzerAltın gibi parlak ve değerli olan.
Nuşabeİçene ölümsüzlük vereceğine inanılan su, bengi su, hayat suyu.
NüvideMüjde, hayırlı haber.
OgülO, gül gibi güzeldir anlamında kullanılan bir ad.
ÖmürlüUzun yaşayan, uzun ömürlü.
Ongu1. Gönül rahatlığı, mutluluk, sağlık. 2. Bayındırlık, gelişmişlik.
Önnurİlk çocuğa verilen bir ad.
ÖrfiyeTörelerle, âdetlerle ilgili.
Örge1. Yükselen, yukarı çıkan. 2. Yukarı, üst. 3. Herhangi bir yapıttaki süsleyici öge.
OrgülAteş gibi kırmızı renkli gül.
OrkideÇiçeklerinin güzelliği nedeniyle seralarda yetiştirilen değerli bir süs bitkisi.
Ortanca1.Yaş bakımından üç kardeşin büyüğü ile küçüğü arasında bulunan.2. Büyüklük, irilik bakımından üç nesne arasında sondan veya baştan ikinci gelen. 3. Lati Taşkırangillerden, kırmızı, pembe veya mor renkli çiçeklerini yaz başında açan, gölgelik yerlerde yet
ÖşmeSuyun topraktan kaynadığı yer, kaynak.
ÖtleğenSığırcığa benzeyen ötücü bir kuş.
ÖvgülÖvülmeye değer, nitelikli kimse.
Oya1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik.
Oyaçiçekİnce, kibar, nazik kız.
Oyalı1. Oya ile süslenmiş. 2. Oya gibi güzel, zarif.
Öykü1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay.2. Hikâye
Oylumİçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
Öz1. Bir kimsenin benliği, manevi varlığı. 2. Bir şeyin temel ögesi. 3. Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan. 4. Katıksız, arı.
ÖzantYeminine bağlı kimse.
ÖzaytanSabahın ilk vakitleri gibi aydınlık ve parlak olan.
ÖzcananGerçek sevgili olan.
ÖzderenDerli toplu kimse.
ÖzenayÖzen gösteren kimse.
ÖzengülKendisine özen gösteren güzel kadın.
ÖzenirÇaba gösteren, en iyisini yapmaya çalışan kimse.
ÖzenliKendisine özen gösteren kimse.
ÖzgülayÖzü gül gibi olan güzel.
ÖzgülümGerçekten gül gibi güzel olanım anlamında kullanılan bir ad.
ÖzgünelKendisine has becerileri olan kimse.
ÖzgüneyKendisine has nitelikleri olan güzel.
ÖzipekÖzü ipek gibi saf ve dürüst olan kimse.
ÖzişGerçektem eş olan kimse.
ÖzlemBir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret.
ÖzlenenÖzlem duyulan, kavuşmak istenilen, sevilen kimse.
ÖzleyişÖzleme, özlem duygusu.
Pakize1. Temiz, lekesiz. 2. Halis, saf.
PaksuSu gibi temiz ve saf olan kimse.
PaksütTemiz süt emmiş, soyu temiz kimse.
Pamuk1. Koza biçimindeki meyvesi, üç, dört, beş dilimli olan, sıcak bölgelerde yetişen tarım bitkisi. 2. Bu bitkinin tohumlarının çevresinde oluşmuş, ince, yumuşak tellerin adı. 3. Yumuşak huylu, ince kişi.
Papatyaİlkbaharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı kömeçli bir kır çiçeği.
ParlaIşık saç, ışılda, ün kazan, tanın anlamlarında kullanılan bir ad.
Parlak1. Parlayan, ışıldayan. 2. Temiz. 3. Çok başarılı.
ParlanurNur gibi parla, ışık saç anlamında kullanılan bir ad.
ParlarIşık saçan, ışıldayan, aydınlık veren.
Payan1. Son, nihayet. 2. Uç, kenar.
Paye1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3. İkizlerin bir yıldızı, Cevza burcu.
Payende1. Duran, sürekli, daimî. 2. Destek, dayanak.
Payidar1. Saygın, rütbeli. 2. Kalıcı.
Pek1. Sert, katı. 2. Sağlam, dayanıklı. 3. Hızlı.
PekayÇok parlak, çok güzel.
PekbalÇok tatlı, çok sevimli.
PekdeğerÇok değerli, çok kıymetli.
PekkanSağlam, temiz soydan gelen.
PekşenŞen, neşeli, mutlu kimse.
PelinBileşikgillerden, yapraklarında acı, ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
PelitÇınar, meşe vb. ağaçların meyvesi.
PembeBeyaz ile kırmızının karışmasından oluşan açık renk.
Perçem1. Kâkül. 2. Yele. 3. Mızrak, bayrak gibi şeylerin başlarına konan püskül.
Peri1. Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel dişi varlık. 2. Çok güzel, çok alımlı kadın.
PericanPeri gibi güzel olan.
PeriçehrePeri yüzlü, peri kadar güzel.
Peride1. Uçmuş. 2. Soluk, solmuş.
Perihan1. Büyücü, perileri davet eden. 2. Periler hükümdarı.
PerinişanPeri gibi, periye benzeyen.
PerinurNur yüzlü, peri kadar güzel.
PeriruPeri yüzlü, çok güzel.
PeriveşPeri gibi, çok güzel.
Perizat1. Peri çocuğu. 2. Güzel, çok güzel.
Perize1. Kırmızı altın. 2. Ateşte pişirilen ekmek.
PervaneGeceleri ışık çevresinde döner küçük kelebek.
PerverBüyüten, yetiştiren, besleyen, koruyan, eğiten.
PervinÜlker yıldızı, Süreyya.
Perviz1. Üstün, galip. 2. Güzellik. 3. Cilve.
Pesen1. Kırağı, çiy. 2. Sis. 3. İnce ince yağan kar, çisenti.
Pesent1. Beğenen, beğenmiş. 2. Beğenme, seçme.
Petek1. Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı bal mumu yuvacıklar. 2. Arı kovanı. 3. Topraktan, çamurdan yapılan tahıl ambarı.
PiranYaşlılar, ulu erenler, ermişler.
PiruzeMavi renkli, değerli bir süs taşı, firuze.
PınarYerden kaynayarak çıkan su, kaynak.
Pırıl1. Çok parlak, çok ışıklı.2. Çok temiz 3. Eksiksiz.
PırıltıPırıldayan şeyin çıkardığı ışık.
PırlantaDeğerli bir tür elmas.
PıtırcaKoyu pembe renkli bir bahar çiçeği.
Pıtrak1. Dikenli tohumu insanların giysilerine, hayvanların tüylerine yapışan bir ot. 2. Ağaç dallarında kuruyup dikenleşen küçük budaklar.
PrensesHükümdar ailesinden olan kadın.
Pullu1. Pulla işlenmiş, pulla süslenmiş. 2. Süslü, bezenmiş.
Pürçek1. Şakaklardan sarkan saç, zülüf. 2. Ağaç ve bitkilerin saçak gibi ince kökleri. 3. Oya, püskül, saçak.
Püren1. Kimi ağaçlarda, yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. 2. Çalılık ve sık otlu yerler. 3. Sarı, kırmızı çiçek açan ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir tür ot. 4. Meşe ağacı filizi.
PürferÇok parlak, aydınlık.
PürşenNeşe dolu, hayat dolu.
Rabia1. Dördüncü. 2. Saatteki salisenin altmışta biri. 3. Tanzimat’tan sonra memurlukta bir rütbe.
Raciye1. Rica eden, yalvaran. 2. Umutlu.
RadifeDinsel inanışa göre kıyamette üfürülecek surun ikincisi.
RadiyeRıza gösteren, kabul eden, boyun eğen.
RafiaKaldıran, yükselten, destek olan.
Rağbet1. İstek, arzu. 2. İstekle karşılama.
Ragibe1. Rağbet eden, isteyen. 2. Bol hediye.
RahileYolcu, sefere çıkan.
Rahime1. Acıyan, acıyıp esirgeyen, merhametli. 2. Hafif sesli, latif sözlü kız.
RahmiyeAcıyan, merhamet eden.
RahşendeParıldayan, parıldayıcı.
RaifeAcıyan, esirgeyen, merhametli.
RakibeHerhangi bir alanda üstünlük sağlamaya çalışanlardan her biri.
RakideDurgun, sessiz, hareketsiz.
RakimeYazılan şey, mektup.
RanaGüzel, göze hoş görünen.
RaşideAkıllı, doğru yola giden.
Rasiha1. Köklü, kök salan 2. Bilgisi çok geniş olan.
Rasime1. Âdet, eskiden kalma âdet. 2. Tören, merasim.
Ratibe1. Sıraya koyan, tertipleyen. 2. Görev.
RavzaÇimeni, ağacı bol olan yer, bahçe.
RaziyeBoyun eğen, kabul eden, rıza gösteren.
Rebiyye1. Kış sonlarında yapılan ekim. 2. Eskiden ozanların bahara girerken büyüklere sundukları kaside. 3. Baharla ilgili.
RefiheBolluk ve rahat içinde yaşayan kimse.
Refika1. Kadın, eş. 2. Kadın arkadaş.
Rekine1. Gururlu, ağırbaşlı. 2. Saygın yüce, yüksek.
Remziyeİşaretle, simgeyle ilgili, simgeli, simgesel.
Rengin1. Renkli, parlak renkli. 2. Güzel, hoş. 3. Süslü.
RenginarAteş renginde olan.
ResideErişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış.
ResmigülGül biçiminde, gül gibi, gül gibi güzel olan.
Resmiye1. Devlet tarafından veya devlet adına olan. 2. Alayla, törenle olan. 3. Ciddi.
ReyhanGüzel kokulu bir süs bitkisi, fesleğen.
RezzanAğır, ağırbaşlı, onurlu kimse.
Rikkat1. İncelik, naziklik. 2. Sevecenlik, acıma duygusu.
RindanDünya işini hoş görenler, alçak gönüllüler, kalenderler.
RıfkıyeYumuşak huylu, yavaş, ağır kimse.
RuhfezaRuha canlılık katan.
RuhinurNur yüzlü, aydınlık yüzlü.
RuhişenŞen ruhlu, neşeli, canlı kimse.
RuhiyeRuhla ilgili,ruha ait.
RuhsalRuhla ilgili olan, ruhi.
Ruhsar1. Yanak. 2. Yüz, çehre.
RuhsenSen cana can katıyorsun anlamında kullanılan bir ad.
RuhunurYanakları parlayan.
RukiyeBüyü, sihir, efsun.
RüksanFirdevsi’nin Şahname”sinde geçen, XI. yüzyıl İran efsanevi prensesinin adı.
Rümeysa1. Küçükköpek Takımyıldızı'nda en büyük yıldızın adı. 2. Oğlunu peygamberimize hizmetçi olarak veren kadın sahabelerden birinin adı.
RüştiyeErginlikle ilgili, erginliğe ait.
RüveydaYavaş yavaş, adım adım.
Rüveyhaİncelik, zariflik.
Rüya1. Düş. 2. Hayal, umut.
RuziyeGündüze ait, gündüzle ilgili.
SaadetMutluluk, bahtiyarlık.
SabahatGüzellik, yüz güzelliği.
SabahnurSabah ışığı, sabah aydınlığı.
Sabite1. Değişmeyen, kımıldamayan. 2. Kanıtlanmış, anlaşılmış.
SabiyeKüçük kız, kız çocuğu.
SabırKatlanma, dayanma,ses çıkarmadan bekleme, tahammül etme.
SabrinnisaKadınların sabırlısı.
SabriyeSabırlı, dayanıklı.
SacideSecde eden, alnını yere koyan.
Saçı1. Düğün armağanı. 2. Gelinin başına saçılan şeker, arpa, para gibi şeyler.
Sadberk1. Yüz yapraklı, katmerli. 2. Katmerli bir gül türü.
SadegülBir gül kadar sade, temiz ve güzel olan.
Sadhezar1. Yüz bin. 2. Çok fazla.
SadiceKarışık olmayan, düz, yalın, saf.
Sadıkaİçten bağlı, doğru, gerçek dost.
Sadriye1. Göğüsle ilgili, göğse ait. 2. Çocuğun anasıyla olan bağı.
SafinazÇok nazlı, çok naz eden.
SafinurÇok nurlu, çok aydınlık, temiz kimse.
SafirMavi renkli, değerli bir korindon türü, gök yakut.
Safire1. İnce, güzel ses. 2. Islık.
SafiyeKatkısız, duru, arı.
SafiyetSaflık, temizlik, masumluk.
SafıgülGül gibi, katıksız, saf, duru, temiz.
ŞahaneHükümdarlara yakışacak kadar güzel, eksiksiz olan.
SahavetCömertlik, el açıklığı.
Sahba1. Al, kızıl. 2. Şarap, özellikle kırmızı şarap.
ŞahbanuHükümdar eşi, şah hanımı.
Şaheser1. Değerli, üstün nitelikli. 2. Kalıcı, değerli, üstün yapıt.
ŞahhanımKadınların en güzeli.
Sahibe1. İye, sahip. 2. Koruyan, gözeten. 3. Bir iş yapmış olan. 4. Herhangi bir niteliği olan.
ŞahikaDağ tepesi, dağ doruğu, zirve.
Sahire1. Geceleri uyumayan, uykusuz. 2. Büyücü, büyüleyici güzel.
ŞahmelekMelek gibi güzel olan.
Şahnisa1. Hükümdar kadın.2. Hükümdar karısı.
ŞahnurÇok güzel, çok parlak.
ŞahsınurNurlu kişi, aydınlık kimse.
SahureSahur vakti doğan kız çocuklarına verilen bir ad.
Şahvarİri ve iyi cins inci.
Saibe1. Yanlışlık yapmayan, yanlışsız, doğru. 2. Amaca, hedefe uygun. 3. Amaca ulaşan.
Saide1. Mutlu, uğurlu. 2. İbadet etmiş, Allah’a karşı görevlerini yapmış kimse.
Saika1. Sevk eden, götüren. 2. Neden, sebep. 3. Yıldırım.
SaimeOruç tutan, oruçlu kadın.
SaireSeyreden, hareket eden, yürüyen.
ŞakayıkBahçelerde yetiştirilen, pembe, kırmızı, alaca çiçekler açan, çok yıllık süs bitkisi.
Sakibe1. Döken, dökücü. 2. Dökülen.
Sakine1. Durgun, dingin. 2. Sessiz, kendi hâlinde.
ŞakireŞükreden, durumundan memnun olan kimse.
Saliha1. Elverişli, iyi, uygun, yakışır. 2. Yetkisi ve hakkı olan. 3. Dinin buyruklarına uygun harekette bulunan.
Salime1. Sağ, sağlam. 2. Eksiksiz, kusursuz. 3. Korkusuz, emin.
SalıkbikeTavsiye edilen, beğenilen kadın.
SalınbikeSalınan, nazlanan kadın.
Salkım1. Üzüm gibi birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş. 2. Üzerinde kısa saplı dallar bulunan çiçek topluluğu. 3. Akasya.
SaltanatSultanlık, hükümdarlık.
Şamileİçine alan, kapsayan.
SamimeÖz, asıl, iç, gönül.
SamireMeyveli, meyve veren.
Sanem1. Put 2. Güzel kadın.
SanemnurPut gibi güzel ve parlak kadın.
Sanevber1. Çam fıstığı ağacı veya kozalağı. 2. Sevgilinin boyu posu.
Sania1. Yapan, işleyen, meydana getiren. 2. Sanat eseri yaratan.
SanihaÇok düşünmeden doğan iyi ve güzel düşünce veya bu düşünceleri doğuran zekâ.
Saniye1. İkinci. 2. Dakikanın altmışta biri.
SannurNurlu, ışıklı, güzel olmasıyla tanınan.
ŞanselÇok tanınmış, çok ünlü kimse.
ŞanserŞanını, yüceliğini göster anlamında kullanılan bir ad.
SaraHalis, katkısız, temiz.
Sare1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.
SarıçiçekSarı renkli çiçek.
SarmaşıkKoyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan tırmanıcı bir bitki.
SatıaYükselen, yükselip ortaya çıkan.
SatıgülKendisini adamış güzel.
SatıhanımKendisini adamış hanım.
SavniyeKoruma, gözetme ile ilgili.
SayarSaygılı, hürmet eden.
SaygülHatırı sayılan, değer verilen güzel.
SaynurParlak, güzel olarak kabul et anlamında kullanılan bir ad.
SayranÖten, cıvıldayan, şakıyan.
ŞazimentKimseye benzemeyen, farklı, tek, eşsiz.
SebileAllah yolunda olan, hayırlı kadın.
ŞebnemHavada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, çiy.
ŞebnurGecenin nuru, gecenin ışığı, aydınlığı.
Sebu1. Testi. 2. Şarap kabı.
SeçgülSeçkin, seçilmiş güzel.
SeçilBenzerlerin arasından seçil, beğenil, üstün ol, sevgi ve saygı gör anlamında kullanılan bir ad.
SeçilaySeçilmiş, seçkin güzel.
SedanurSes ve ışık, parıltı
SedefMidye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, gök kuşağı renkli değerli madde.
SedenUyanık, tetikte, gözü açık olan.
ŞefikaŞefkatli, acıması olan, esirgeyici.
ŞehbalKuş kanadının en uzun tüyü.
SeherSabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı.
SehergülTan vakti açan gül.
SehernazSeher vakti nazlanan kimse.
SehhareÇok güzel, büyüleyici kadın.
Şehnaz1. Çok nazlı. 2. Türk müziğinin eski mürekkep makamlarından biri.
ŞehperKuş kanadının en uzun tüyü.
ŞehrazatKendi kendine yaşayan, özgür.
ŞehribanŞehrin büyüğü, ileri geleni.
ŞehrinazTürk müziğinin en eski makamlarından biri.
ŞehriyârPadişah, hükümdar.
Şehriye1. Şehirli, kentli. 2. Kibar, ince, nazik.
ŞekerŞeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel a
ŞekernazÇok nazlanan güzel.
Şekerpare1. Çok tatlı bir kayısı türü. 2. Bir tür nakış. 3. Bir tür tatlı.
ŞekibeSabırlı, dayanıklı, tahammüllü.
ŞekimeDayanma, dayanıklılık, karşı koyma.
Sekine1. Sakin olma, dinlenme. 2. Gönül rahatlığı, huzur, erinç. 3. Din görevlerini yerine getirmekten doğan sevinç ve huzur.
Sel1. Sürekli yağmurlardan ve eriyen karlardan oluşan taşkın su. 2. Etki ve iz bırakan güçlü durum, davranış.
SelayCoşkulu, hareketli güzel.
SelcanCoşkulu, taşkın yaradılışlı, hareketli olan kimse.
SeldağDağdan gelen sel gibi coşkulu, hareketli.
SelimeSağlam, kusursuz, doğru.
Selin1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
SelışılIşık seli, aydınlık.
SelışınIşın seli, aydınlık.
Selma1. Barış içinde bulunma, huzur, erinç. 2. Güzel, hoş kadın.
SelminBarış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.
Selva1. Bıldırcın eti. 2. Tih Çölünde bulundukları sürece İsrailoğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını duyurmaları için gönderildiğine inanılan kuş.
SelvicanSelvi gibi uzun boylu olan güzel.
SelvinazSelvi gibi nazlı nazı salınan.
SemanurGökyüzünün aydınlığı, ışığı.
ŞemimeGüzel kokan, güzel kokulu.
ŞeminurMum ışığı, mum aydınlığı.
Semiramis1. Mitolojide güvercinlerin hayatını kurtardığı kız çocuğunun adı. 2. Doğu mitolojisinde adı geçen, dünyanın yedi harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçelerini kurduran Asur kraliçesi.
SemiyeAynı adı taşıyan, adları aynı olan, adaş.
ŞemsiferGüneşin aydınlığı, parlaklığı.
ŞemsinisaKadınların güneşi.
ŞemsiyeGüneşle ilgili, güneşe özgü, güneşlik.
SenalSen al anlamında kullanılan bir ad.
SenarÂşık, seven kimse, yâr.
SenaySen aysın, ay gibi güzelsin anlamında kullanılan bir ad.
ŞendağÇok neşeli ve sevinçli olan.
ŞendenizSevinç ve neşeye boğulan, çok neşeli.
ŞendilGüzel konuşan, tatlı dilli.
ŞengönülGönlü şen, sevinçli, mutlu kimse.
SengülSen gül gibi güzelsin" anlamında kullanılan bir ad.
SengünSen gündüz gibi aydınlık, güneş kadar parlaksın anlamında kullanılan bir ad.
SennurSen nur gibi güzel ve aydınlıksın anlamında kullanılan bir ad.
Şenözİçinde mutluluk ve sevinç bulunan.
ŞensuMıtlu, sevinçli ve su kadar temiz, berrak kimse.
ŞenyerMutlu, sevinçli, neşe dolu kimse.
ŞenyılMutlu ve neşeli bir biçimde geçen yıl.
ŞenyüzMutlu, neşeli, sevinçli yüzü olan kimse.
Serap1. Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanılması, ılgın. 2. Öteki dünya.
SerayAy gibi güzel olanların başı, önde geleni.
SerdilGönlü yüce olan kimse.
ŞerefnazBüyük, ulu, üstün ve nazlı kimse.
ŞerefnurBüyük, ulu, üstün ve güzel kimse.
ŞeremetÇalışkan, becerikli, eli çabuk kimse.
SerengülSeren, yayan, döşeyen güzel.
SerfirazBaşını yukarı kaldıran, yükselten, benzerlerinden üstün olan.
SergülGüllerin, güzellerin en güzeli.
SergünGüzellerin önde geleni.
Şerife1. Şerefli, kutsal. 2. Soylu, temiz.
SeringülHoşgörülü, sabırlı güzel.
SermelekMelek kadar güzel ve iyi olanların önde geleni.
ŞermendeUtangaç, çok utanan, mahcup.
SernevazBaş okşayan, sevecen.
SernurIşık saçan güzellerin önde geleni.
Serpilİyi geliş, büyü, güzelleş anlamında kullanılan bir ad.
Servinaz1. Dalları yana sarkan servi. 2. Uzun boylu sevgili.
ŞetaretNeşe, şenlik, sevinç.
SevalSeverek al anlamında kullanılan bir ad.
Sevda1. Aşk, sevgi. 2. İstek, heves, arzu. 3. Aşırı sevgiden doğan bir tür hastalık.
Sevde1. Siyahlık, esmerlik.2. Esmer güzeli.
SevdiyeTürkçe "sevdi" sözüne yanlış olarak Arapça dişillik eki getirilerek elde edilen bir ad.
SevencanGönülden seven kimse.
SevengülSevgi duyan güzel.
SevengünSevgi duyan aydın kimse.
SevercanYürekten seven kimse.
SevgiBir şeye veya bir kimseye karşı duyulan sevme duygusu.
SevgicanGönülden gelen sevgi.
SevgihanSevilen hükümdar.
SevgiliSevgi ve bağlılık duyulan, sevilen.
SevgimSevdiğim, sevgilim, sevgi duyduğum anlamında kullanılan bir ad.
SevginazSevmekte nazlanan kimse.
SevginurSevgisiyle ışık saçan kimse.
SevgisunSevgi, dostluk göster anlamında kullanılan bir ad.
SevgülGüzel olanı sev anlamında kullanılan bir ad.
SeviAşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk.
SevicanGönülden gelen sevgi.
SevilHer zaman sevilen, beğenilen biri ol anlamında kullanılan bir ad.
SevilcanYürekten sevil anlamında kullanılan bir ad.
SevilenSevgi duyulan, beğenilen kimse.
SevilsenSevil, beğenil anlamında kullanılan bir ad.
Sevim1. Sevgi. 2. Bir kimsede bulunan ve o kimseyi başkalarına sevdiren özellik.
SevinayGüzeli sevin anlamında kullanılan bir ad.
ŞevketfezaBüyüklüğü artıran, heybet kazandıran.
ŞevkidilGönül neşesi, gönül sevinci.
ŞevkinurSon derece aydın ve parlak.
ŞevkiyeŞevkli, neşeli, istekli.
SevnazNazlanarak sev anlamında kullanılan bir ad.
SevnurAydınlığı, ışığı sev" anlamında kullanılan bir ad.
SevsaySev ve saygı göster anlamında kullanılan bir ad.
SevsenHer zaman sev anlamında kullanılan bir ad.
SevsevilHer zaman sev ve sevil anamında kullanılan bir ad.
SevtapTapılacak kadar sevilen kimse.
ŞevvalHicri takvime göre yılın onuncu ayı, ilk üç günü Ramazan Bayramıdır.
ŞeydagülSevgisi dolayısıyla çılgına dönmüş güzel.
ŞeydanurSevgisi nedeniyle çılgına dönmüş güzel.
Seyfiye1. Kılıçla ilgili, askerliğe ait. 2. Kılıç biçiminde. 3. Asker zümresi.
SeylâpSel, sel suyu, taşkın.
Şeyma1. Çok kıymetli,değerli.2. Vücudunda ben olan.
SeyyalAkıcı, akan, akışkan.
Seyyare1. Gezegen. 2. Kervan, kafile.
SeyyideSaygın, muhterem kadın.
SezaUygun, yaraşır, bir şeye değer.
SezanSezerek an, hatırla anlamında kullanılan bir ad.
SezayGüzeli sez, tanı anlamında kullanılan bir ad.
Sibell. Buğday başağı. 2. Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.
Sidre1. Cennetteki son ağaç. 2. İnsanoğlunun bilim ve sanatta ulaşabileceği son nokta.
Şiir1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi.2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.
Sili1. Temiz, pak.2. İffetli, erdemli.
Siml. Gümüş. 2. Gümüş para. 3. Gümüş gibi parlak ve beyaz.
Sima1. Yüz, çehre, beniz. 2. Kimse, insan, tip.
SimayGümmüş gibi parlak güzel.
SimayişemsYüzü güneş gibi aydınlık olan.
SimberGümüş gibi beyaz göğüslü.
SimdenGümüşten yapılmış gibi, güzel ve parlak.
SimhanGümüş gibi parlak olan.
SiminGümüşten, gümüş gibi, gümüşe benzeyen, parlak, ışıltılı.
SimruyGümüş yüzlü, gümüş gibi parlak, ışıltılı yüzü olan.
SimtenTeni gümüş gibi güzel, parlak olan.
SimüzerAltın ve gümüş gibi parlak ve değerli olan.
Sincan1. Gülgillerden, Doğu Anadolu Bölgesinde yetişen, kırmızı veya kan kırmızısı renkte çiçekleri olan çok yıllık kokulu bir bitki. 2. Uygur Özerk Bölgesinin Çince'deki adı.
Sine1. Göğüs. 2. Gönül, yürek. 3. İç, derinlik.
SinemGönlüm, yüreğim, çok sevdiğim anlamında kullanılan bir ad.
Sirap1. Suya kanmış. 2. Taze, körpe.
SirenÜst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı.
ŞirinTatlı, sevimli, cana yakın.
ŞirinbegimSevimli, cana yakın kadın.
ŞirinbigeSevimli, cana yakın kadın.
ŞirinşahSevimli, cana yakın hükümdar.
Sitare1. Yıldız. 2. Talih, baht, kader.
ŞivekârNazlı, edalı, işveli.
Sıddıka1. Çok doğru, yalan söylemeyen. 2. Hz. Ayşe’nin lakabı. 3. Hz. Meryem’in lakabı.
Sıdkıyeİçi, yüreği temiz, doğru kimse.
Sırma1. Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel. 2. Sarı ve güzel saç.
SırmahanSarı ve güzel saçlı güzel.
SırriyeSır saklamasını bilen kimse.
SıylıkızSevimli, hoş kız.
SolmazHer zaman taze, körpe ve genç olan.
SonbaharKıştan önceki mevsim, güz.
SongülSon doğan kız çocuk.
SonnurSon doğan kız çocuk.
SonolArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SonsenArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SontaçArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SontenArtık çocuk istenilmediği durumlarda konulan bir ad.
SonverSon olması istenen çocuklara verilen bir ad.
SudanSu gibi güzel, berrak olan.
Sude1. Sürülmüş.2. Boyanmış, sürmeli.
SudiyeYararlı, faydalı, kazançlı.
SüedaKutlu, uğurlu insanlar.
SühandanGüzel, iyi konuşan.
SüheylâYumuşak huylu, sakin kadın.
Şükûfel. Açmamış çiçek, tomurcuk. 2. Süslemede çiçek motiflerine dayanan bir tarzın adı.
Sükûn1. Erinç, huzur, rahat. 2. Durgunluk, dinginlik.
SükûtSessizlik, sakinlik.
SulbiyeBirinin soyundan gelme.
SulhiyeBarışa özgü, barışla ilgili, barış.
Sülün1. Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş.2. Uzun boylu, endamlı.
SülünayUzun boylu, endamlı güzel.
SülünbikeUzun boylu, endamlı kadın.
SümbülZambakgillerden, soğanla üretilen, 15-20 cm yükseklikte, çiçekleri kuvvetli kokulu ve türlü renkli, çok yıllık bir süs bitkisi.
SümbülveşSümbüle benzeyen, sümbül gibi güzel.
Sümeyre1. Meyve çağlası. 2. Kıvrılmış yaprak.
SumruBir şeyin yüksek yeri, tepesi, üst tarafı.
Suna1. Bir tür yaban ördeği, erkek ördek. 2. Boylu, güzel, yakışıklı.
Sünbüle1. Başak. 2. Başak burcu. 3. Türk müziğinde bir makam.
SündüsParlak renkli, çiçekli altın veya gümüş telle işlemeli, nakışlı dokunmuş ipek kumaş.
Sunu1. Armağan, hediye. 2. Sunulan, takdim edilen şey. 3. Geline verilen armağan.
SuphiyeSabah vaktiyle, şafak ile ilgili.
Sürmeli1. Gözleri sürme çekilmiş gibi güzel olan kimse. 2. Bir tür buğday.
SüsenÇiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi.
SüslüSüslenmiş, bezenmiş, süsleri olan, güzel.
SüveydaKalbin ortasında var olduğuna inanılan siyah benek.
Suzan1. Yakan, yakıcı. 2. Ateşli, coşkulu.
SuzidilGönül ateşi, gönül sıcaklığı.
SüzülayNazlan, süzül, nazlı nazlı salın anlamında kullanılan bir ad.
TabendeParlayan, ışık veren.
TaçeserDeğerli, nitelikli yapıt.
TaciserBaş tacı, en çok sevilen, sayılan kimse.
TaçlıyıldızTaç takınmış olan, saygı duyulan ünlü, tanınmış kimse.
TaçnurIşıktan, nurdan taç.
TagangülGüvercin gibi uçarcasına hareketli olan güzel.
Tahsine1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme.
TakiyeGünahtan, haramdan kaçınan, dinine bağlı kimse.
TaliaTalih, şans, kısmet.
Taliye1. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. 2. Kur’an okuyan.
TamamArka arkaya doğan kız çocuğundan sonra erkek çocuk olması dileğiyle konulan bir ad.
TamgülGerçekten gül gibi güzel olan kimse.
TandanTan vaktinde doğan kimse.
TanelginŞafak gibi aydınlık, gurbette yaşayan kimse.
TangülŞafak vakti gibi parlak olan güzel.
TanhatunŞafak vakti gibi parlak, güçlü kadın.
TansesSesi güzel olan kimse.
Tarçın1. Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç.2. Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu.
TarımbikeTarımla uğraşan kadın.
Tasvir1. Resim, figür. 2. Yazıyla anlatma, betimleme.
Tatlı1. Lezzetli. 2. Hoşa giden, şirin.
TavusSülüngillerden, erkeğinin tüyleri uzun, kuyruğu parlak, güzel renkli, acı ve tiz sesli, süs hayvanı olarak beslenen bir kuş
Tayyibe1. İyi, güzel, hoş. 2. Çok temiz.
TazegülGenç, körpe güzel.
TeberrükKutsal ve uğurlu sayma.
TeknurBiricik, ışık saçan güzel.
TelvinRenk verme, boyama.
TemenniDileme, arzulama, dilek.
TemimeNazarlık, nazar boncuğu.
TenayAy gibi beyaz, parlak tenli.
TenigülTeni gül gibi güzel olan.
TennurTeni nur gibi aydınlık, berrak olan, güzel.
TennureMevlevi dervişlerinin sema ayini sırasında giydikleri giysi.
Terken1. Kraliçe. 2. Güzel kız. 3. Bir tür ok.
TeşrifeŞereflendirme, onurlandırma.
Tevfika1. Uydurma, uygun düşürme. 2. Başarıya ulaştırma. 3. Tanrı'nın yardımına kavuşma.
Tevhide1. Birkaç şeyi bir araya getirme, birleştirme. 2. Allah’ın birliğine inanma.
TevratDört kutsal kitaptan, Hz. Musa’ya indirilen, Allah’ın emirlerini kapsayan kitap.
TilbeAbdal, derviş, gezginci ozan.
TolunbikeAyın on dördü gibi parlak ve güzel olan kadın.
TomrisPeçenek Türklerinden bir kadın kahraman. Tarihte, Pers Kralı II. Keyhusrev’le savaşmış olan Massagetlerin ünlü kraliçesi. “Tomur veya temir, demir” kelimeleriyle ilgi kuranlar vardır.
TomurcukBir bitkinin üzerinde bulunan ve ileride sap, çiçek veya yaprak verecek olan filiz.
TopazAlüminyum silikatı ve florinden oluşan, kahverengi veya soluk sarı renkte değerli taş.
Tuba1. Güzellik, iyilik, hoşluk. 2. Cennette bulunduğuna inanılan, kökü yukarıda, dalları aşağıda büyük bir ağaç.
Tulca1. Tül kadar ince olan. 2. Hayalden de güzel olan.
Tülenİlk kez çocuk doğuran genç kadın.
Tülin1. Kimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.
TülinayKimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale
TurfaAz bulunur, nadir, değerli.
TurhatunKız çocuk doğumuna son vermek için konulan bir ad.
Türkân1. Kraliçe . 2. Güzel kız.
TürkiyeTürkiye Cumhuriyeti’nin yer aldığı ülke.
TürküHece ölçüsüyle yazılmış ve halk ezgileriyle bestelenmiş koşuk.
TurnaTurnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş
Tuti1. Papağan. 2. Konuşmayı seven, konuşkan.
TüzenurAdaletiyle ışık saçan.
Übük1. İbibik kuşu. 2. İbik.
Üftade1. Tutkun, âşık, sevdalı.2. Düşmüş, düşkün.
UğanbikeGüçlü, kuvvetli kadın.
UğurserUğur dağıt anlamında kullanılan bir ad.
Ülke1. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü.2. Devlet.
ÜlkemYurdum, vatanım anlamında kullanılan bir ad..
ÜlkenurYurdu aydınlatan ışık.
ÜlküAmaç edinilen, ulaşılmak istenen şey.
ÜlkühanBir ülküsü, amacı olan hükümdar.
ÜlkümAmacım, ulaşmak istediğim şey anlamında kullanılan bir ad.
ÜlküyeÜlkü adına yanlış olarak Arapça dişillik getirilerek elde edilmiş bir ad.
UluferSaygın ve aydın olan kimse.
Umay1. Orhun Yazıtları´nda geçen, çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan kadın Tanrı. 2. Devlet kuşu.
ÜmmiyeAnneye ait, anneyle ilgili olan.
UmniseAna kadın, kadınana.
Ümniye1. Umut. 2. İstek, arzu. 3. Niyet.
ÜnsayÜnlen, adın duyulsun anlamında kullanılan bir ad.
ÜnselÇok ünlü, çok meşhur.
Ünsiye1. Alışmış, sokulgan. 2. Arkadaş, dost.
Ünzileİndirilmiş, inzal olunmuş.
Ürpek1. Ürperen, ürpermiş. 2. Mazı ağaçlarının üstündeki tüylü nesne.
ÜrünayÇok parlak, çok aydınlık olan.
VacibeYapılması gerekli olan.
Vacide1. Meydana getirici, yaratıcı. 2. Varlıklı, zengin.
VahibeBağışlayan, bağışlayıcı.
VasılaErişen, ulaşan, kavuşan.
Vecahet1. Güzel yüzlülük, gösterişlilik, güzel yüz. 2. Saygınlık.
VechiyeYüze ait, yüzle ilgili.
VecibeÖdev, boyun borcu, vazife.
VedaSevilen birinden veya yerden ayrılma.
VediaSaklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan emanet.
VefakârSevgisi geçici olmayan, vefalı.
Vefia1. Vefalı, bağlı. 2. Tam, mükemmel, eksiksiz.
VefikaArkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan.
VehbiyeTanrı bağışı olan.
Velide1. Yeni doğmuş çocuk. 2. Köle, kul, cariye.
VenüsMerkür’den sonra Güneş’e en yakın olan gezegen, Çoban Yıldızı.
Vildan1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler.
Vuslat1. Ulaşma, yetişme. 2. Kavuşma, sevgiliye kavuşma.
YağışYağmur, kar, dolunun yağması.
YağmanazGönülleri çalan, yağma eden güzel.
YaldızBir şeye altın veya gümüş görünümü vermek için kullanılan sıvı veya yaprak durumundaki altın, gümüş veya bunların benzeri madde.
YapıncakSeyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm.
YaprakBitkilerin solunumunu sağlayan, çoğunlukla yeşil ve türlü biçimlerdeki bölümü.
Yâr1. Sevilen, sevgili. 2. Dost, arkadaş. 3. Yardım eden, destekleyen.
YârcanÇok sevilen, sevgili.
YârıdilGönül dostu, sevgili.
YarpuzNane türünden, güzel kokulu bir bitki.
YaseminBeyaz, kırmızı veya sarı renkli, kokulu çiçekler açan bir ağaççık.
YaşıyanIşıldayan, parlayan.
YaylagülYaylada oturan güzel.
YazgülüBaharın ilk günlerinde doğan kız çocuğuna verilen bir ad.
YediverenYılda birkaç kez çiçek açan gül.
Yegâh1. Bir, tek. 2. Türk müziğinde makam adı.
YeldaYılın en uzun gecesi.
YelizGüzel, aydınlık, havadar.
Yepelekİnce yapılı, zarif, narin.
YeşimAçık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş.
YeterkızArka arkaya doğan kız çocuklarından sonra erkek çocuk olması dileğiyle verilen bir ad.
YıldanurYılın en parlak, güzel kızı.
Yıldız1. Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinin her biri. 2. Baht, talih, yazı.
YılgülYılın en güzel gülü.
YılşenYılın en şen insanı.
YoncaBaşak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, çayır bitkisi.
Yosma1. Zarif, kıymetli. 2. Edalı, işveli. 3. Şen, güzel.
YücenurAydınlık saçan yüce kimse.
YükselenYükseklere çıkan, yücelen, ilerleyen.
Yumuk1. Açılmamış çiçek, gül goncası. 2. Uysal, sessiz, ağırbaşlı.
YurdaalYurda kabul et anlamında kullanılan bir ad.
YurdagülYurduna güzellik katan kimse.
Yurdal;Türkçe;Erkek;Yurdal;Kendine yurt edin"" anlamında kullanılan bir ad." YurdaserVatana önder, lider olan kimse.
YurdatapYurduna hizmet et anlamında kullanılan bir ad.
YurdumÜlkem, memleketim anlamında kullanılan bir ad.
YurtsayYurduna değer ver anlamında kullanılan bir ad.
YurtsevilÜlkendekiler tarafından sevil anlamında kullanılan bir ad.
YurtsevinÜlkenizi sevin anlamında kullanılan bir ad.
ZafireZafer kazanan, üstün gelen.
ZahideDinin buyruklarını yerine getiren, haramdan kaçınan kimse, sofu.
Zahire1. Parlak, açık, belli. 2. Dış görünüş, dış yüz. 3. Coşmuş, taşkın.
ZaikaTat alan, tadıcı, tat alan.
ZambakGüzel ve iri çiçekli bir süs bitkisi.
Zamire1. İç, iç yüz. 2. Yürek, vicdan. 3. Gönülde gizli olan sır.
ZatinurAydınlık, nurlu kişi.
ZatiyeKendiyle ilgili, kendine ait, özel.
ZebercetZümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı.
ZehraYüzü pek beyaz ve parlak olan kimse.
ZekireBelleği güçlü olan, unutmayan.
ZekiyeAnlayışlı, kavrayışlı, zekâ sahibi.
ZemzemKâbe çevresindeki ünlü kuyu ve bu kuyunun Müslümanlarca kutsal sayılan suyu.
ZennişanÜnlü, tanınmış kadın.
Zerafetİncelik, güzellik, zariflik.
Zerefşan1. Altın saçan, altın saçıcı. 2. Altın kakmalı. 3. Bir lale türü.
ZeriaVesile, bahane, sebep, fırsat.
ZernişanKılıç, kalemtıraş gibi şeylerin üzerine kakma altınla yapılan işleme süs.
Zerrin1. Altından yapılmış. 2. Altın gibi sarı, parlak. 3. Fulya.
ZerrinkârAltınla süslenmiş.
ZerrişteAltın tel, sırma.
ZeynepDeğerli taşlar, mücevherler.
ZeynoZeynep adının bozulmuş biçimi.
ZicanCanlı, cana yakın, candan.
ZihniyeZihinle, akılla ilgili.
ZinnureNurlu, ışıklı, aydınlık.
ZühreÇulpan, Çoban yıldızı, Venüs.
ZühtiyeHer türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren.
ZülâlSaf, tatlı, hafif, güzel, soğuk su.
ZülfübarDağılmış, saçılmış saç.
ZülfüyarSevgilinin zülfü, saçı.
ZülfüzarSaçı gür, bol saçlı.
ZümrütCam parlaklığında, yeşil renkte, saydam, değerli bir süs taşı.