Hamilelikte 4D Ultrason Nedir?
Ultrason Hakkında Bilmeniz Gerekenler Ultrason, ses dalgalarını kullanarak vücudun içine bakmayı sağlayan tıbbi bir görüntüleme yöntemidir. Hamilelikte doktorlar tarafından gebelik süresinin takibi, bebekteki gelişimin izlenmesi ve doğumun planlanması için kullanılır. Hamilelikte ultrasonun uygulanması, alanında uzman doktorlar tarafından yapılmaktadır. Ultrason Çeşitleri Nelerdir? Ultrason çeşitleri, uygulama amacına ve kullanılan cihazların teknolojisine göre farklılık gösterir. Önemli olan ultrason çeşitleri şunlardır: Transabdominal ultrason: Bu ultrason hamileliğin erken dönemlerinde bebeğin böbrekleri, kalp ve diğer organlarının gelişimini izlemek için kullanılır. Transvaginal ultrason: Bu ultrason hamileliğin ilerleyen dönemlerinde bebeğin kalp atış hızı, plasentanın durumu ve diğer detayların takibini yapmak için kullanılır. Doppler ultrason: Bu tür ultrason bebeğin
Hamilelikte Ciltte Görülen Değişiklikler Nelerdir ?
Hamilelik Döneminde Ciltte Oluşabilecek Değişiklikler Hamilelik döneminde hormon değişimleri nedeniyle cilt rengi, yapısı ve bakımı konusunda bazı değişiklikler gözlemlenebilir. Güneş Lekeleri: Hamilelikte östrojen ve progesteron hormonlarının artması nedeniyle cildin renginde bazı renklenmeler oluşabilir. Bu renklenmeler genellikle yüzde, boyunda veya göğüste görülür. Akne: Hamilelikte androjen hormonların artması nedeniyle cildin üretiminde sebum artar ve bu nedenle sivilceler oluşabilir. Cilt Kuruluğu: Hamilelikte hormon değişimleri nedeniyle cildin su tutma yeteneği azalabilir ve bu nedenle kuruma oluşabilir. Cilt Esnekliği: Hamilelikte cildin esnekliği arttığı için, cildin gerilmesine ve çatlaklar oluşmasına neden olabilir. Varis: Hamilelikte damarlarda genişleme veya esneme oluşabilir. Bu durum varis oluşumuna yol açabilir. Hamilelikte
Bebek Cinsiyeti Nasıl Belli Olur?
Bebeklerin Cinsiyeti ve Ultrason Hakkında Merak Edilenler Bebeklerin Cinsiyet Oluşumu Nasıl Olur? Bebeklerin cinsiyeti, anne ve babanın kromozomlarının birleşmesi sonucunda oluşur. Anne ve babanın her birinin vücudunda 23 adet kromozom bulunur. Bu kromozomlar, cinsiyet kromozomları ve diğer kromozomlar olarak ayrılır. Cinsiyet kromozomları, X ve Y olarak adlandırılır. Anne, her zaman X kromozomlarını taşır. Baba ise X veya Y kromozomlarını birlikte taşıyabilir. Bebekteki cinsiyet, anne ve babanın cinsiyet kromozomlarının birleşmesi sonucunda belirlenir. Eğer baba bebeğe X kromozomlarını verirse, bebek kız olur. Eğer baba bebeğe Y kromozomlarını verirse, bebek erkek olur. Bebeklerin cinsiyeti anne ve babanın kromozomlarının birleşmesiyle belirlenir, ancak cinsiyet oluşumu
Hamilelik Süreci Kadının Ruh Hali
Hamile kadınların hormonlarında değişimler sıklıkla görülebilmektedir. Gebelikte vücut genelinde ve özellikle beyinde büyük değişiklikler meydana gelmektedir. Örneğin hamileliğin ilk dönemlerinde HCG ismi verilen hormon salgılanmaktadır. Bu hormon gebeliği müjdeleyen hormon şeklinde de bilinir. Ayrıca bulantıların nedeni de çoğu zaman bu hormondur. Hormonların etkisiyle, gebelikte dönemsel farklılıklar yaşanır. Bu farklılıkları ay bazında aşağıdaki başlıklarda inceleyelim. Hamilelikte Ay Ay Ruh Hali İlk ayda anne adayları büyük coşku içindedirler. Hamile olduklarını öğrendiklerinde sevinçli olurlar. Ancak ayın sonuna doğru değişimin düşüncesi, anne adaylarını karamsarlığa sevk eder. Mutluluk ve gerginlik arasında gidip gelirler. İkinci ayda bedenin salgıladığı hormonlar artar. Hamilelikte ay ay ruh hali
Yeni Doğan Bebeğe Nasıl Bakılır?
Yeni doğan bebeğe bakım sürecinde bebeğin bulunduğu odanın ısısını fazla düşürmemek gerekmektedir. Bebek, anne karnından dolayı sıcak bir ortama alışkındır. Bebeğin dış dünyaya uyumunu kolaylaştırmak adına, oda sıcaklığının ılık seviyeye getirilmesi önerilmektedir. Bebekler, böyle bir ortamda kendilerini anne karnındaki gibi huzurlu hissederler. Ayrıca, dış dünyaya alışma süreçleri hızlanmış olur. Bu bağlamda, bebeğin bulunmuş olduğu odanın sıcaklığının 22-24 derece olması önerilmektedir. Yeni Doğan Bebekte Anne Sütünün Önemi Yeni doğan bebeklerin bu zamanda devamlı olarak emzirilmesi gerekmektedir. Çünkü, anne sütü, bebeğin enfeksiyonlara karşı korunmasında önemli bir işleve sahiptir. Yeni doğmuş bir bebek; dış dünyaya karşı olabildiğince savunmasızdır. Bu süreçte, bebeğin devamlı
Hamile Kalmayı Zorlaştıran Faktörler
Çocuk sahibi olmak isteyen annelerin gebe kalmasını zorlaştıran bazı hastalıklar ve faktörler mevcuttur. Bu faktörlerin içerisinde yaşın ilerlemiş olması önemli bir neden olabilir. Kadının yaşı ilerledikçe (özellikle 35 yaşından sonra) gebe kalması zorlaşmaktadır. 40 yaşından sonra bu risk daha çok artmaktadır. Düzensiz ve yanlış zamanda yaşanmış olan cinsel ilişki Düzensiz cinsel ilişki, gebe kalmayı zorlaştıran faktörlerden biri olabilir. Gebelik için en en uygun ilişki düzeni haftada 2-3 defa yaşanan cinsel ilişkidir. Herhangi bir nedenden kaynaklı çiftler, aylık periyotlarda ve daha nadir cinsel ilişki yaşıyorsa, istenilen gebeliğin elde edilmesi güçleşir. Cinsel ilişkide dikkat edilmesi gereken bir öteki husus ise, kadının
Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?
Hamileliğin hemen hemen 37. haftası dolmadan gerçekleşen doğumlara erken doğum denmektedir. Bu dönemden önce bebeğin geleceğine işaret eden durumların olması, erken doğum tehdidi olarak adlandırılır. Bu belirtilerin görülme durumunda erkenden doktora danışılması, doğumun gerçekleşmesine müdahale edilmesini sağlayabilmektedir. Erken Doğum Belirtileri Nelerdir? • Anne adayının karnında ağrı ve kemikleşme hissetmeye başlaması • Kasıklarda medyana gelen şiddetli ağrı ve krampların olması • Bel ağrısının başlaması • Su gelmeye başlaması / Vajinada ıslaklık ve aşırı suyun çıkmaya başlaması • Lekelenme ya da kanamanın meydana gelmiş olması, nişan çıkması • Annenin karnında baskı hissetmesi, bu baskı karından aşağıya doğru gerçekleşir. Anne her ne
Doğum Sonrası Kilo Vermenin Yolları Nelerdir?
Hamilelik döneminde beslenme düzeninin değişmesiyle beraber, kilo alımı söz konusu olabilir. Hamilelik döneminde, kadından kadına değişiklik gösterilse de yaklaşık olarak 12 kilo alınır. Kilo vermek amaçlı rejim yapılması ve yetersiz miktarda besin alınması süt miktarının azalmasına neden olabilir. Halbuki hamilelik sürecinde alınan kilolar kontrollü ve sağlıklı bir şekilde verilmelidir. Doğum gerçekleştikten sonra belirli bir kilo verilecektir. Bebeğin ve suyun ağırlığı, doğumdan sonra kilo azalmasında rol oynar. Hamilelik süresince vücuda yerleşen sıvılarında atılması da 6 hafta sürer. Bu süre içerisinde, beslenme alışkanlığında büyük bir değişim göstermek gerekmez. Karbonhidrat ve tatlılardan uzak durmaya çalışılabilir. Böylece lohusa döneminden sonra daha kontrollü bir
Hamilelikte Mide Yanması
Anne Adaylarının En Büyük Kabusu: Hamilelikte Mide Yanması Hamilelikte mide yanması, mide bulantısından sonra yaşanan bir durumdur ve anne adaylarının en büyük kabuslarından birisidir. Tabi ki her anne bu negatif durumla karşılaşmaz. Ancak büyük bir çoğunluğun mide yanması şikayetinin olduğu söylenebilir. Peki hamilelik döneminde mide yanması neden olur? Mide yanmasının tıp bilimindeki ismi Reflüdür. Aslında çoğu insanda görülen bir durumdur. Ancak anne adaylarında hamilelik öncesinde görülmediyse ve yalnızca hamilelik döneminde görülen bir durumsa, bunun bazı sebepleri vardır. Hamilelikte mide yanmasının sebepleri kısaca, aşağıdaki gibi sıralanabilir: Anne adaylarında mide yanmasının en büyük sebeplerinden birisi, hormonal değişikliklerdir. Hormonlarda oluşan değişiklikler, mide
40 Yaş ve Üzeri Hamilelerin Bilmesi Gerekenler
Doğurganlık yaşla beraber azaldığından, gebe kalma konusu ile ilgili zorluklar yaşanabilir. Özellikle doğurganlık durumu, 40 yaş ve sonrasında önemli seviyede azalabilmektedir. Uzmanlar, 40 yaş ve üzeri hamileliklerde dikkat edilmesi konular üzerinde bazı bilgiler veriyor. 32 yaşından sonrasına dikkat! İlerleyen yaşlarda bir bebek sahibi olmak, kişinin ebeveynliğe daha romantik ve finansal olarak hazır olduğu anlamlarına gelebilir. Ancak, bu durumda anne babalar içinde doğurganlık oranları yükselirken, kısırlık problem olmaya devam etmektedir. Amerikan Kadın Doğum ve Jinekologlar Enstitüsü’ne göre, kadınların doğurganlığı 32 yaşından itibaren kademeli olarak azalmaya başlıyor ve bu azalma hızı özellikle 37 yaşından sonra daha da artıyor. Erkek doğurganlığı da