Çocuğun Cinsel Gelişimi İle İlgili Sorular
Soru: “Çocukların anne-babaları ile aynı odada yatmaları doğru mudur?” Cevap: Yatak odanız size aittir. Üstelik çocukların yaşları ne kadar küçük olurlarsa olsunlar, cinsel ilişki sırasında duyacaklarından ve göreceklerinden etkileneceklerdir. Çocuğun kendine olan güven duygusunun gelişebilmesi için erken yaşlarda kendi odasında tek başına yatabilmeyi başarması gerekir. Aynı zamanda evliliğin kurallarını ve anne baba rollerini de öğrendiğinden anne babaların özel bir odası olması gerektiğini öğrenmelidir. Çocuğunuzu her açıdan korumak için aynı odada yatmamalısınız. Soru: Çocuğumla birlikte banyoya girmem sakınca yaratır mı? Cevap: Genellikle 3 yaşa kadar çocuklar anne babanın çıplaklığını çok fazla önemsemeyebilir. 4-5 yaşından itibaren bunun farkına varacaktır. Bu yaşlarda anne
Doğurganlığı Etkileyen Psikolojik ve Duygusal Faktörler
Doğurganlık, yalnızca biyolojik sebeplerin dışında psikolojik bir süreçten de geçer. Günümüzde birçok kadın, biyolojik hiçbir problemi olmamasına rağmen hamile kalamıyor. Duygusal iniş çıkışlar ve stres seviyesindeki artış, hamile kalamamanın psikolojik sebeplerinden biri olabiliyor. Stres ve Anksiyete: Sessiz Bir Düşman Stres ve anksiyetenin, yapılan araştırmalar sonucu yumurtlama döngüsünü etkilediği artık biliniyor. Klinik bir araştırmada Stanford Üniversitesi, yüksek düzeyde stres yaşayan kadınların yumurtlama düzensizlikleri ve hamile kalma oranlarında düşüş yaşadığını ortaya koydu. Sizi en çok rahatlatan nefes tekniklerinden birisini seçip uygulayabilirsiniz. Tabii ki birkaç nefes egzersizi yapıp hemen hamile kalmak bazen zor olabilir. Burada önemli olan, “Stres seviyeniz hamile kalma isteğinizden
Cinsel İsteksizlik
Cinsel isteksizlik nedir? Azalmış cinsel istek, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılmaktadır.Sebepleri nelerdir? Fiziksel Faktörler: Yaşlanma ve menopoz, kullanılan bazı ilaçlar, böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar, multipl skleroz, Parkinson gibi nörolojik problemler, ameliyatla rahmin alınması, hormonal dengesizlikler, doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme dönemleri, cinsel organlarının yapı ve fonksiyonlarının bilinmemesi, Vajen ve rahim ağzı enfeksiyonları, Psikolojik Faktörler: Vajinismus, aşırı stres, eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar,
Doğum Sonrası İlk Haftalarda Bebeğinizle Temas
Anne olmak harika bir deneyimdir, ancak doğum sonrası her şeyin mükemmel gitmesini beklemek bazen gerçekçi olmayabilir. Hamilelikte ya da doğum sonrası dönemde depresyon yaşayan anneler için en büyük endişelerden biri, bu ruh halinin bebekleri nasıl etkileyebileceğidir. Ancak yeni bir araştırma, annelerin bebeklerine dokunarak, okşayarak ve sevgiyle temas kurarak bu etkileri azaltabileceğini ortaya koyuyor! Bilim insanları, annelerin hamilelikte ve doğum sonrası dönemde yaşadığı depresyonun, bebeklerin genetik yapısı üzerinde nasıl değişikliklere yol açabileceğini araştırdı. 2014 yılında yapılan çalışma, özellikle NR3C1 adı verilen stresle ilişkili bir genin metilasyon seviyelerini inceledi. Gebelik sırasında düşük depresyon seviyesi olan ancak doğum sonrası yüksek depresyon yaşayan
Anne Olduktan Sonra Değişim: Kendini Yeniden Keşfetmek
Anne olmak, kimisi için beklenmedik, kimisi için istenilmeyen, kimisi içinse yıllarca çok istenen bir kimliktir. Bu kimlikle birlikte büyük bir dönüşüm de kapıyı çalıyor. Dönüşüm dersek, açıkçası herkes kendi farkındalığı kadar dönüşüyor. Bu yolda belki de hiç fark etmediğiniz özelliklerinizi keşfettiniz, hiç tatmadığınız duyguları tattınız. İçimizde aslında her duygu var; sadece yaşadığımız olaylar bunları ortaya çıkarıp şiddetini belirliyor. İşte, anne olduktan sonra gelen değişim de bu olaylara dahil… Annelikle Birlikte Gelen Değişimler 1- Kimlik Değişimi ve Kendi Benliğini Yeniden Tanımlama: Anne olduktan sonra "Ben artık kimim?" sorusuyla yüzleşebilirsiniz. Öncelikler değişir, sosyal roller farklılaşır ve bazen eski benlik algısı kaybolur.
Her Yeni Motor Beceride Risk Algısı Yeniden mi Öğrenilir? Düşmenin Buradaki Rolü Nedir?
Her Yeni Motor Beceride Risk Algısı Yeniden mi Öğrenilir? Önceki araştırmalar (Campos et al., 1978, 1992), bebeklerin yükseklik korkusunun emekleme deneyimiyle geliştiğini göstermişti. Adolph ve ekibi (1993; 2000; 2013), bebeklerin bu öğrendiklerini yürüme gibi yeni hareket türlerine aktarıp aktaramadığını araştırdı. Yürümeye Geçişte Geliştirilen Risk Algısı Değişir mi? 8-12 aylık emeklemede deneyimli bebekler, tehlikeli eğimleri fark edip durabiliyordu. Ancak aynı bebekler 12-14 ayda yeni yeni yürümeye başladıklarında düşme risklerini fark edemeyip tehlikeli yerlere adım atıyorlardı. Öğrendikleri motor becerileri yürüme aşamasına geçerken unutmuş gibiydiler. Bebekler, her yeni hareket becerisi için çevreyi yeniden öğrenirler. Emekleme sırasında öğrendikleri
Çocuklara Cinsel Eğitimi Doğru Zamanda ve Doğru Bilgilerle Vermek
Cinsellik biyolojik ve sosyal olarak inşa edilen, kültürel ve dini inançları yansıtan bir olgudur. Anne babalar çocuklarıyla konuşmaktan utandıkdıkları için bu konuda konuşmayı sürekli ertelerler. Çocuklar ise tüm masumiyet ve saflıkları ile öğrenmeye ve meraklarını gidermeye yönelik sorular sorarlar. Çoğu anne baba bu sorulara hazırlıksız yakalanırlar ve beklenmedik anda gelen bu sorular kaygı yaratır. Kaygı da hata yapma olasılıklarını arttırır. Ebeveynler çocuklara duyusal uyaranları nasıl yorumlayacaklarını ve deneyimlerini tanımlarken hangi kelimeleri kullanacaklarını öğretirler. Ayak parmağı ya da göbeği gıdıklandığında agulayıp kahkaha atan bebek, cinsel organına dokunulduğunda aynı tepkiyi verir. Bebek, vücudunun bu kısmının cinsel bir bölge olduğunu henüz öğrenmemiştir.
Baby Face Makyajı: Gençlik ve Doğallığın İfadesi
Baby face makyajı, sadece bir makyaj uygulaması değil, aynı zamanda gençlik ve doğallığın simgesidir. Bu makyaj tarzı, yumuşak hatlar, pürüzsüz bir cilt ve doğal gözlerle bezenmiş bir görünüm sağlar. İşte bu makyajın detayları: Gençlik ve Masumiyet İfadesi: Baby face makyajının amacı, cilt ve yüz hatlarını olabildiğince doğal ve yumuşak göstermektir. Yoğun kontürler ve ağır renkler yerine, hafif ve yumuşak tonlar kullanılır. Bu, kişiye taze, masum ve doğal bir görünüm kazandırır. Pürüzsüz Cilt: Bu makyaj tarzı, cildin doğal ışıltısını korur ve hafif dokunuşlarla eşitlenmiş bir ten sağlar. Fondöten veya BB kremle doğal bir bitiş hedeflenir. Doğal Gözler ve Kirpikler: Göz
Bebekler Düşerek mi Öğrenir? Derinlik ve Risk Algısı Nasıl Gelişir?
Bebeklerin yürümeyi öğrenirken defalarca düştüklerini hepimiz biliriz. Ancak bu düşüler, gerçekten bir öğrenme sürecinin parçası mı? Bebekler, hatalarından ders çıkararak mı hareket etmeyi öğrenir, yoksa düşüp kalkmaya devam ederek mi? Bu sorular, yıllar boyunca bilim insanlarının ilgisini çekmiştir. Bu yazıda, bebeklerin derinlik ve risk algısı ve hareket kabiliyetlerini geliştirmesi üzerine yapılan önemli bilimsel araştırmaları inceleyeceğiz. Bebekler Doğduğunda Derinlik Algısına Sahip mi? Gibson & Walk (1960) tarafından yapılan Görsel Uçurum Deneyi (Visual Cliff Experiment), bebeklerin ve hayvanların doğuştan derinlik algısına sahip olup olmadığını test etmek için yapılan klasik bir deneydir. Bu deney, gelişim psikolojisinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir
Duygularınızı Takip Ederek Alışkanlıklarınızı Değiştirin
Bilimsel çalışmalar duygu takibinin davranış değişikliğinde nasıl güçlü bir araç olduğunu ortaya koyuyor (Hollis ve diğerleri, 2015). Çalışma, olumsuz alışkanlıkların duygusal sonuçlarını anlamanın ve yansımanın davranış değişikliğini teşvik edebileceği hipotezine dayanıyordu. Araştırma, 21 gün boyunca, sigara içme veya aşırı yemek yeme gibi alışkanlıkları değiştirmek isteyen 35 katılımcı üzerinde gerçekleştirildi. Katılımcılar iki gruba ayrıldı: • Duygu Odaklı Takip Grubu: Alışkanlıkları gerçekleştirdiklerinde veya kaçındıklarında hissettikleri duyguları yazılı olarak kaydettiler ve geçmiş girişleri gözden geçirdiler. • Bilgi Odaklı Takip Grubu: Alışkanlıklarının zaman, yer ve sosyal bağlam gibi objektif bilgilerini kaydettiler. Duygu Takibinin Gücü: Çarpıcı Bulgular