Rahim İçi Polipler Ve Histeroskopik Polip Tedavisi
Rahim içi polip nedir? Rahim içinde oluşan polipler. Kökenini genellikle rahim zarından alır. Yaygın olarak küçük yapıdadır ve iyi huylu olarak nitelendirilir. Ancak özellikle menopoz dönemi sonrasında oluşan poliplerin kötü huylu olup olmadığına dair araştırılması gerekir. Rahim içi polipin neden oluştuğu tam olarak belirlenemese de fazla östrojen hormonu salgılanması bir etken olarak görülür. Hemen her yaştan kadında rastlanabilen bir rahatsızlık olmakla beraber çoğunlukla 29-59 yaş aralığında görülür. Polip belirtileri nelerdir? Polip hiçbir belirti vermeyebilir. Kısırlık gibi çeşitli rahatsızlıklar araştırılırken polip varlığı tesadüfen fark edilebilir. Ancak kanama en çok yaşanan belirti türüdür. Adet dönemlerinin oldukça yoğun geçmesi veya düzensiz olması,
Ergenlik Dönemindeki Erkek Çocuklar
Ergenlik döneminde gencin bedeni hızla büyürken, ruhsal olgunlaşma daha yavaş geliştiğinden bu duruma uyum sağlarken davranışlarında tutarsızlık, duygularında değişiklik görülür. Hormonlardaki değişim cinsel dürtülerde artış, cinsel organlarda büyüme ile bunalan genç kendisi için yabancı olan bu duruma uyum sağlamakta zorlanır. Bir yandan büyümek için sabırsızlanırken bir yandan da çocuk gibi davranır.Özellikle bu dönemde değişen cinsel organlarını merak etmesi ve cinsel dürtüleri ile nasıl baş edeceğini bilememesi pek çok yanlış davranış geliştirmesine neden olur. Bu nedenle çocuklarınızla yaşlarına uygun , yargılamadan, suçlamadan, sakin ve doğru cinsel bilgi vermelisiniz. CİNSEL BİLGİYİ AİLE VERMELİ “ Oğlum 15 yaşında , bir arkadaşı ile
Cam Fanusta Yaşayan Çocuklar
“Büyümek istiyorum artık, sorumluluk almak istiyorum, bana bir bebekmişim gibi davranmanızdan nefret ediyorum. Şimdiye kadar benim yatağımı siz topladınız, okul servisine siz bindirdiniz arkamdan çoğu zaman takip ettiniz, hatta bazen okula gelip öğlen yemeklerimi yiyip yemediğimi kontrol ettiniz. Dershane güvenli değil diye, öğretmenlerimi eve getirdiniz. 16 yaşındayım, hala ne yemem gerektiğine, ne zaman yıkanacağıma, hatta banyoda kalacağım zamana bile siz karar veriyorsunuz, Arkadaşımda kalmaya gidemiyorum, çünkü ailesini tanımadığınızı söylüyorsunuz. İyi de benim 4 yıllık arkadaşım, ailesini tanıma zahmetine hiç girmediniz ki… Çünkü hep çok meşgulsünüz, arkadaşımın anne babasını bir kez bile davet edecek ya da onlara kahve içmeye gidecek
Beslenme Savaşları: Emzirme Zorunluluğu Psikolojisi
Anne sütü, bebeklerin ilk beslenme ürünü… Besleyicilik açısından her ne kadar zengin olsa da her bebek anne sütünden faydalanamıyor. Emziremeyen annelerin iç dünyası ise bu noktada karışıyor. Annenin bebeğini ne kadar emzirdiği, hangi sıklıkta emzirdiği, sütünün kalitesi ve azlığı-çokluğu toplumsal olarak da konuşulup anneyi yoran bir hâle geliyor. İşte tam da bu noktada, anne sütü biyolojik bir olaydan çıkıp psikolojik bir kısma doğru yol alıyor. Birçok kadının anneliğiyle ilgili yetersizlik duygularını tetikleyen bu durumu konuşmamız gerekiyor çünkü bazen mama biberonuyla beslenen bir bebek, emzirme baskısıyla büyüyen bir annenin kırılgan psikolojisinden çok daha sağlıklı olabilir. 1. Psikodinamik Bakış: "İyi
Obezite, Dış Tehdit Kadar Tehlikeli Mi?
Obezite dış tehdit kadar tehlikeli mi, dilerseniz önce ona bakalım. Evet tehlikeli çünkü toplumumuzda en yaygın, üstelik sinsi ve mücadelesi zor bir hastalık. 200 dolayında hastalığın doğrudan sebebi veya tetikleyicisi. Örneğin diyabet, kanser, yüksek tansiyon, inme, osteoartrit, KOAH, depresyon, kısırlık gibi. Bunlardan sadece diyabetle ilgili rakamlar bile çok çarpıcı. Şu anda 12 milyon insanımız şeker hastalığına yakalanmış ve sağlık bütçesinin hatırı sayılır bir bölümü mecburen buraya gidiyor. Her geçen gün diyabet olma yaşı düşüyor ve çocuklarımızda, gençlerimizde hastalıkla birlikte öğrenme sorunları da baş gösteriyor. Gönüllü ve güvenilir bir sivil toplum örgütü olan World Obesity’nin öngörülerine göre 2035’te, bundan sadece
Özgün, Özgür ve Yaratıcı Makyaj Stilleri
Makyaj, sadece güzellik için yapılan bir işlem değil; kişinin kendini ifade etme biçimidir. Renklerin, çizgilerin ve fırça darbelerinin bir araya gelerek ortaya çıkardığı bu sanat; özgürlüğün, özgünlüğün ve yaratıcılığın güçlü bir yansımasıdır. Kuralların dışına çıkmak, cesur olmak ve kendi tarzını yaratmak isteyenler için makyaj sınırsız bir dünya sunar. 1. Özgürlük: Makyajda Kendi Yolunu Seçmek Makyaj yaparken belirli kurallara uymak zorunda değilsiniz. İster canlı renkler kullanın ister sade tonlara yönelin, burada tek kural sizin kendinizi nasıl ifade etmek istediğinizdir. Klasik güzellik kalıplarını bir kenara bırakıp, kendi tarzınızı yaratmak sizin elinizde. “Makyajda özgürsün. Kuralları sen koyarsın, sınırları sen belirlersin.” 2. Özgünlük:
Ergenlik Dönemindeki Kız Çocuklar
Neden ergenlik diye bir şey var? 13 yaşındayım ve ergenlik hakkında pek bir şey bilmiyorum, annem de anlatmadı. Bir çok şeyi okulda arkadaşlarımdan öğrenmek zorunda kaldım. Adet olmayı, farklı duygular hissetmeyi onlardan örendim. İlk adet olduğumda kendimi büyümüş gibi hissedeceğimi zannetmiştim. Oysa ki öyle olmadı. Hala çocuk gibi hissediyorum.Neden duygularım bedenim gibi büyümüyor? Çok karmaşık. Düşüncelerim esip geçiyor, duygularım çabuk değişiyor, bazen çok mutsuz oluyorum, bazen de yerimde duramıyorum. Çabuk sinirleniyorum.Odamı toplamak istemiyorum, banyo yapmam gerektiğini bile annem hatırlatıyor, ama girince de çıkmak istemiyorum. Neden böyle kötü kokuyorum bilmiyorum. Ablamla çok kavga ediyoruz, ben onunla vakit geçirmek istiyorum. O
4 Mart Obeziteyle Mücadelede Milattır
Masanıza veya panonuza koyacağınız, örneğin “OBEZİTE HASTALIKTIR”pankartı o gün sizinle muhatap olan herkesin dikkatini çekecektir. Ya da sizler daha inovatif yöntemlerle, obez insanları kırmadan, üzmeden farkındalıklarını derinleştirebilir, hemen ertesi gün yardım almaya ikna edebilirsiniz. OBEZİTE HASTALIKTIR Kurumda, okulda, hastanede yöneticileri ikna edemediniz veya olanaklar yeterli değil, etkinlik düzenleyemediniz; 4 Mart’ta boş mu oturacaksınız? Elbette hayır. O gün tüm Türkiye’de yapılacak etkinliklerin sosyal medya aracılığıyla duyurulmasına destek verebilirsiniz. Masanıza veya panonuza koyacağınız, örneğin “OBEZİTE HASTALIKTIR” pankartı o gün sizinle muhatap olan herkesin dikkatini çekecektir. Ya da sizler daha inovatif yöntemlerle, obez insanları kırmadan, üzmeden farkındalıklarını derinleştirebilir, hemen ertesi gün yardım almaya
Sanal mı, Gerçek mi Yaşamak İstersiniz?
13 yaşındaki bir danışanım; ” evde en sevdiğim zaman elektriklerin kesildiği zamandır” demişti. “ Çünkü bir anda bir mum ışığı yanar ve herkes birbirinin yüzüne o zaman bakar. Küçük bir çocuk gibi hala, korkuyorum, derim babama .Bilirim ki bir tek o zaman açar bana kucağını, annem bir tek o zaman azarlamaz beni”Televizyon, bilgisayar, cep telefonu derken bir ekrana bakar oldu herkes. Bu durumdan en çok aile bireyleri etkileniyor elbette. Sosyal paylaşım ihtiyacının, sesli hatta görüntülü sohbetin bir tık mesafede olması, çiftlerin birbirlerine olan ihtiyaçlarını azaltıyor. Bir çok işin internet ağı üzerinden gerçekleştirilebilmesi de eve iş getirilmesine, eşin ve çocukların
Çocuklarda Mizaç: Doğuştan Gelen Bir Harita mı, Şekillenen Bir Yol mu?
Her çocuk farklıdır. Kimi çocuk gözlemci ve sakinken kimisi hareketli ve keşfetmeye meyillidir. Bazı bebekler en ufak bir durumda ağlayıp sakinleşmesi zorken, bazıları ise daha kolay sakinleşir ve ortama adapte olur. Peki, bunların hepsi doğuştan gelen bir mizaçtan mı kaynaklanıyor, yoksa anne, baba ve çevrenin tutumuyla mı oluşuyor? Mizaç Nedir ve Neden Önemlidir? Mizaç, bir çocuğun doğuştan getirdiği bireysel özelliklere denir. Yani, bir çocuğun dünyayı nasıl algıladığı, olaylara nasıl tepki verdiği ve çevresiyle nasıl ilişki kurduğu mizacının temel taşlarını oluşturur. Thomas ve Chess’in klasik mizaç kuramına göre çocuklar üç temel mizaç grubuna ayrılabilir: Kolay mizaçlı çocuklar: Düzenli uyku ve