Koronavirüs (COVID-19) salgını, dünyanın her yerinde aile yaşamını farklı açılardan sarsmaya devam ediyor. Kapanan okullar, evlerimizden uzaktan çalışma gerekliliği, fiziksel ve sosyal mesafe kurallarına uymak için yaşamımızda yaptığımız değişiklikler ile birlikte bu süreçte yoluna koyulması gereken çok şey olabilir.

Tüm dünyayı etkileyen ve bazı durumlarda ölümcül olabilen bu salgından hepimiz ruhsal olarak da farklı düzeylerde etkileniyoruz. Bu süreçte gün içinde hastalığın bulaşma ihtimaline dönük istem dışı düşünceler aklınızdan geçebilir, kendinizi daha depresif hissediyor olabilirsiniz. Bir yandan da bu salgın ne zaman bitecek, bulaşırsa neler yaşarım, iyileşebilecek miyim gibi sorular aklınızdan geçebilir. Kendinize dönük kaygılarınıza ek olarak, bir çocuğunuz varsa ve size bir şey olursa ona kimin bakacağına yönelik kaygılarda yaşıyor olabilirsiniz.

Belirsizlik yaratan durumlarda hissettiğimiz kaygıyı sağlıklı başa çıkma yolları ile kontrol edemediğimiz de bu duygular daha da kötüleşerek kısır döngü şeklinde bazı davranışlara yol açabilir. Örneğin;

• Çocuklarınıza karşı aşırı koruyucu olma (örn. çocuklarınızla beraber uyumaya başlama, sürekli ne yediklerini takip edip yeterli protein, vitamin alıp almadıklarını kontrol etme vb.)

• Çevrenizle sürekli salgınla ilişkili kaygı ve korkularınız hakkında konuşmak, farklı konularda sohbet edememek,

• Sürekli olarak medya üzerinden gelişmeleri takip etmek,

• Dikkatinizin çok çabuk dağılması,

• Salgın dışında başka şeylerle meşgul olamamak,

• Tıbbi otoritelerin tavsiyeleri ötesinde temizlik davranışlarında (örn, el yıkama süresi, sıklığı) bulunmak.

Nasıl ki uçaklarda acil durumlarda, hava maskesini önce kendinize sonra çocuğunuza taktığınız gibi; COVİD salgınının oluşturabileceği stres ve kaygı durumunda da kendinize iyi bakmazsanız, çocuklarınıza bakmak konusunda zorlanabilirsiniz.

Bu süreçte sizlerde bunalıp, yorulabilirsiniz ve molaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Gün içinde çocuklarınız ders çalışırken veya uyurken bu zamanları değerlendirip sizi rahatlatan, mutlu eden şeyler yapmaya çalışın. Bunun için kendinize enerji listesi hazırlayabilirsiniz. Evde yapmaktan hoşlanabileceğiniz şeyleri listeleyin, çünkü bunun için hazırlık yapmanız gerekebilir.

Bu süreçte uyku, beslenme, çalışma ve oyun oynama gibi rutinlerinize mümkün olduğunca sürdürmeye çalışın. Rutinler hem yetişkinlerin hem de çocukların güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, yasal ve tıbbi otoritelerin izin verdiği dönemler içerisinde gerekli önlemleri alarak yürüyüş yapmak, toprağa dokunmak, evdeki veya dışarıdaki bitkilerle ilgilenmek stresinizi atmaya yardımcı olabilir. Bilimsel olarak da stresle başa çıkmada etkili olduğu desteklenen nefes egzersizi, meditasyon, yogayı da deneyebilirsiniz.

Sizin hasta olmanız durumunda çocuğunuza kimin bakacağına yönelik kaygılarınız varsa, bu olası kriz durumu için acil durum planları yapabilirsiniz. Bu tarz bir durumda çocuklarınızı kime emanet edebileceğinizi belirlemeniz, acil durumlar için gerekli eşyaların olduğu bir valiz hazırlamak veya çocuklarınızla ilgilenecek kişinin bilmesi gereken önemli sağlık sorunları, beslenme şekli gibi bilgileri de yazdığınız bir not da ekleyebilirsiniz.

Yalnız değilsiniz! Milyonlarca insan sizinle aynı korkuları yaşıyor. Bu süreçte sosyal medya kanalıyla çok fazla uyarana maruz kalabiliriz. Haberleri takip etmek kaygınızı arttırıyorsa bu süreçte sosyal medya kullanımınızı sınırlamaya çalışın. Panik duygusuyla her an ne olduğunu bilmek için sürekli haberleri takip etmek isteyebilirsiniz fakat kendinize gün içerisinde belirli zamanlar ayırıp, sadece bu zamanlarda haberleri incelemeye çalışın.